Mali: Petrol savaşlarından uranyum savaşlarına

Fransa 11 Ocak’ta Batı Afrika ülkesi Mali’ye askeri müdahale başlattı. Bu müdahalede Mali’nin işbaşındaki hükümeti de, ABD, Britanya ve öteki emperyalist ülkeler de Fransa’yı destekliyor. İngilizce kısaltmasıyla ECOWAS olarak anılan, 16 üyeli Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu da Fransa’nın yanında hareket ediyor. Askeri operasyon şimdilik Fransız ve Mali ordularınca yürütülüyor, ama kısa süre içince ECOWAS ülkelerinden birlikler de sahaya inecek.

Mali’deki savaşın ön plana çıkan nedeni, ABD’nin 11 Eylül’den bu yana “terörle mücadele” adıyla verdiği savaş. Mali’nin kuzeyi son aylarda yerli (Ensarüddin) ve uluslararası (İslamcı Mağrip’te El Kaide) İslamcı örgütlerin eline geçmiş durumda idi. Bunlar son günlerde ülkenin başkenti Bamako da dâhil nüfusun çok büyük bölümünü barındıran güneyine doğru ilerlemeye başlayınca, Fransa müdahale etti. Amaç, nüfusunun ezici çoğunluğu Müslüman olan bu ülkede İslamcıların kontrolü ele geçirerek Batı Afrika’nın bütünü için bir tehdit oluşturmaya başlamalarını engellemek.

“Kendim ettim, kendim buldum”

“Terörle mücadele” adıyla yürütülen bu savaş, aslında her aşamasında emperyalizmin daha fazla batağa batmasına yol açıyor. El Kaide, önderi Usame bin Ladin’in geçen yıl ABD özel kuvvetlerince yargısız infaza uğratılmış olmasına rağmen, İslam dünyasına gittikçe daha fazla yayılıyor. ABD’nin her savaşı veya desteklediği her savaş (Afganistan’da Sovyetler Birliği’ne karşı verilen savaştan sonra Bosna, Çeçenistan, Irak, Libya, Suriye vb.) İslamcılar için bir örgütlenme ve eğitim alanı haline geliyor. Mali olayı da bir ölçüde Libya savaşıyla ilgili. Bugün Mali’yi ele geçiren İslamcılar, Libya’da Kaddafi’ye karşı emperyalizmle aynı saflarda çarpışmış savaş deneyimli savaşçılar!

Bu yetmiyor. İslamcıların gücünün bir bölümü ABD’nin Mali ordusu için yetiştirdiği kadrolardan geliyor. Çünkü Mali’nin kuzeyi, yani çöllük bölgesi Berberi bölgesi. ABD Berberi kabilelerin en güçlüsü Tuaregleri, “kolay kontrol edebilirim” mantığı ile ordunun başına koymuş. Onlar da kendi memleketlerinde isyan çıkınca isyancılara katılmış! Kimilerinin çok güçlü bulduğu emperyalizmin aklı, işte bu kadarına eriyor!

Neden Fransa?

Ama bu savaşta ABD değil, aynen Libya’da olduğu gibi Fransa öne çıkıyorsa, bunun nedenleri var. Birincisi, Fransa Afrika’nın (Britanya ile birlikte) en önemli iki eski sömürgeci gücünden biri. Bu kıtada, özellikle Mali gibi eskiden kendi sömürgesi olan ülkelerde, olan bitenin kendisinden sorulması, Fransa için emperyalist hâkimiyeti bakımından önemli. Gerici Sarkozy’nin Libya’da oynadığı rolü, şimdi sözde “sosyalist”, solun bir bölümünün önemsediği François Hollande oynuyor.

Ama Fransa’nın bu savaştan güttüğü bir de özel ekonomik çıkar var. Mali’nin çöllük kuzeyinden sadece emperyalistlerin masa başında çizmiş oldukları yapay sınırla ayrılan Nijer’de büyük uranyum yatakları var. Nijer şu anda dünyanın dördüncü uranyum üreticisi. Fransız nükleer tekeli Areva’nın şimdi çalıştırmakta olduğu Arlit ve Akokan yatakları, enerji üretiminde nükleere çok yüksek bir bağımlılığı olan Fransa’ya uranyum tedarikinin üçte birini sağlıyor. Ama 2020’de devreye girecek Imouraren işletmesiyle birlikte, Nijer dünyanın ikinci uranyum üreticisi haline gelecek. Fransa’nın ihtiyacı olan uranyuma katkısı da yüzde 40’a çıkacak. İşte Hollande’ın Mali’de bu kadar tez canlı davranmasının nedeni, Areva denen nükleer tekelinin bu çıkarları. Kanıt isteniyorsa, bütün uzmanların bunu vurgulamasının yanı sıra, Mali işgaline paralel olarak, Fransa Savunma Bakanlığı’nın Nijer’de Areva’ya ait uranyum yataklarının artık Fransız özel kuvvetlerince korunmasına yönelik olarak son günlerde aldığı karar hatırlanmalı. Devlet sermayeyi korumaktan başka ne işe yarar ki?

Avrupa Birliği hayranları, AB’nin bir “barış ve demokrasi projesi” olduğunu terennüm etmeye devam ededursunlar, AB kendi içinde işçi sınıfını sosyal yamyamlıkla yiyip bitiriyor, kendi dışında da devamlı emperyalist savaşlara girişiyor.

Erdoğan neden bozuldu?

Tayyip Erdoğan Fransa’nın Mali’ye askeri müdahalesine içerlemiş: “Şu anda niçin Mali’ye saldırıyorlar? Mali, dünyada altın rezervinin en önde olduğu ülkelerden bir tanesi… Suriye’ye niye gelmiyorlar; çünkü Suriye’de ne petrol ne de altın var. Orada sadece özgürlük mücadelesi veren insanlar var.” (26 Ocak)

Sanırsınız özgürlük âşığı. Bakın yukarıdaki konuşmadan on gün sonra (5 Şubat) ne diyor? “Bizi çok eleştirdiler. ‘Araplarla ne işiniz var?’ dediler... Bize bunu diyenler, Araplara her türlü yatırımı yaptılar, her türlü mallarını ihraç ettiler, oraların altyapısı, üstyapısıyla onlar ilgilendiler… Biz oraya gidince niye rahatsız oluyorsunuz? Pastaya ortak çıktığından rahatsız oluyorlar. Sıkıntı orada.”

Tayyip Erdoğan Batı Afrika’yı daha yeni ziyaret etmişti. Pastadan pay istiyordu. Sıkıntı orada!

 

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Şubat 2013 tarihli 40. sayısında yayınlanmıştır.