EEK & OEN yaz kampı: Krizin çözümü Avrupa Sosyalist Birleşik Devletleri

Dördüncü Enternasyonal’in Yeniden Kuruluşu Koordinasyonu (DEYK-CRFI) Yunanistan seksiyonu, kardeş partimiz EEK’in (Ergatiko Epanastatiko Komma - Devrimci İşçi Partisi), gençlik örgütü OEN (Devrimci Gençlik Örgütü) ile birlikte düzenlediği yaz kampı, Atina yakınlarındaki Chalkida şehrine bağlı Eretria ilçesinde bulunan Milos Camping’de, 23-29 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirildi.

Enternasyonal katılımla düzenlenen kampta, DEYK-CRFI seksiyonları; Türkiye’den Devrimci İşçi Partisi (DİP) ve Finlandiya’dan Marksist İşçi Birliği (MTL) yer aldı. Ayrıca Rusya Komünistleri Partisi (PRK), Kıbrıs, Polonya ve Portekiz’den temsilciler ve akademisyenler de kampa katıldı.

EEK Genel Sekreteri yoldaşımız Savas Mihail-Matsas’ın açılış konuşmasıyla başlayan kamp, “Kapitalizmin küresel krizi ve Yunanistan” ve “ Ekim devriminin dersleri” olmak üzere iki ana başlık etrafında yapılan sunumlar ve tartışma gruplarının çalışmalarıyla devam etti.

2008’de Amerika Birleşik Devletleri’nde, Lehman Brothers isimli bankanın çöküşüyle birlikte başlayan ve “Üçüncü Büyük Depresyon”un bugüne kadar derinleşerek geldiği, depresyonun en önemli sebeplerinden birinin, paranın artık sermayeye dönüştürülememesi olduğu belirtildi. Derinleşen ekonomik krize politik krizin eşlik ettiği, Yunanistan örneğinde de görüldüğü üzere, Syriza gibi sosyal demokrat partilerin, ilk etapta krizden çıkış için umut olarak lanse edildiği söylendi. Fakat Syriza’nın, önce kemer sıkmaya karşı referandumda hayır çağrısı yaptığı, sonra Yunan halkının % 62’si “Oxi” (Hayır) oyu verdiği halde, tarihe geçecek kadar kısa sürede AB/AMB/İMF üçlüsünden oluşan Troyka’nın kemer sıkma dayatmasına boyun eğerek Yunan halkına ihanet ettiği hatırlatıldı. Böylece sosyal demokrasinin de işçi ve emekçiler, yoksullar için kurtuluş olmadığının bir kez daha kanıtlandığı vurgulandı.

DİP adına Türkiye’deki son gelişmeleri aktaran yoldaşımız, Erdoğan’ın hem kendi siyasi kariyerini kurtarmak, hem de metal işçilerinin büyük greviyle yükselen işçi sınıfı mücadelesini söndürmek için, yetki gaspı yapan ve geçici olan AKP hükümeti eliyle Kürt halkına karşı savaş açtığını aktardı. İncirlik üssünü hava saldırılarında kullanması için ABD’ye açarak Suriye’ye olası bir müdahale yapmak için güvenli bölge teminatı almaya çalışırken, dışarıda Irak’taki PKK kamplarını bombalayıp içeride de Kürt yurtseverlere yönelik operasyonlarla milliyetçiliği kışkırtmaya çalıştığını söyledi. Terör tehlikesi algısı yaratarak, birçok ilde hem Kürtlere hem de sosyalistlere karşı düzenlenen polis operasyonlarında yüzlerce gözaltı yapıldığını, kimi yerlerde ise polisin yargısız infazlar gerçekleştirdiği belirtti. Erdoğan ve AKP’nin, devrimcilere ve emekçi halklara karşı bu saldırılarının, sınıf mücadelesini milliyetçi reflekslerle bölmek, devrimci muhalefeti susturmak, HDP’nin meclise girişi sebebiyle tek başına iktidar olamayan AKP’nin olası bir erken seçimde yeniden tek başına iktidar olabilecek çoğunluğu elde ederek Erdoğan’a başkanlık yolunun açılması amacını taşıdığını vurguladı. “Halklar arasında savaşa, sınıflar arasında barışa hayır!” şiarından hareketle; “Ortadoğu ve Kuzey Afrika Sosyalist Federasyonu için ileri!”, “Avrupa Sosyalist Birleşik Devletleri için ileri!” vurgusuyla konuşmasını bitirdi.

Ekim devriminin dersleri başlıklı sunumlarda konuşmacılar,  1905’ten 1917 Ekim devrimine kadar Bolşeviklerin de birçok hata yaptığını, ama bütün deneyimlerden ders çıkararak Lenin’in önderliğinde proletaryaya öncülük ettiklerini ve devrime yürüdüklerini söylediler. Bugün de kapitalizmin küresel krizi içinde, işçi sınıfına yönelik neo-liberal saldırılar, Ortadoğu’da gerici savaşlar, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları, Ukrayna’da faşist Kiev rejiminin emekçilere yönelik saldırıları, ihanetçi Çipras’ın Troyka ile işbirliği içinde Yunanistan’ın emekçi halkına yönelik saldırıları sürerken; Lenin ve Trotskiy’nin yolunda, devrimci Marksist bir perspektifle yapılacak politik müdahalenin önemine işaret ettiler.

Kampta ayrıca, tiyatro atölyesi ve felsefe atölyesi yapıldı. Canlı müzik dinletisi ve satranç turnuvası gibi aktivitelerle program zenginleştirildi. Kamptaki son gece, “Tsar to Lenin” isimli belgesel film gösterildi. Şubat Devrimi’nden Ekim Devrimi’ne giden yolu, devrimden kısa süre sonra başlayan ve Kızıl Ordu’nun zaferi ile sonuçlanan iç savaşı gerçek görüntülerle anlatan belgesel, çok etkileyiciydi.

Kampın kapanış konuşmasını yapan Savas yoldaş, kapitalizmin bu krizden çıkmak için Ortadoğu’da mezhep savaşlarını, Avrupa’da ırkçılığı yükseltmeye çalıştığını, faturayı her zaman olduğu gibi işçi sınıfına, emekçilere ve yoksullara kestiğini söyledi. Devrimci Marksistler olarak bizim görevimizin; bu krizi daha da derinleştirmek adına politik müdahaleler yaparak, işçi sınıfını proleter devrim yolunda örgütleyerek devrimci Marksist program eşliğinde kapitalizmi devirip dünya devrimine yürümek olduğunu vurguladı.

10. EEK ve OEN Yaz Kampı, aynı anda Yunanca, Türkçe ve Fince söylenen Enternasyonal Marşı ile sona erdi.