Devrimci İşçi Partisi’nden EEK Kongresine mesaj

Aşağıdaki mektup DİP’in Yunanistan’daki kardeş partisi EEK’in, 23-25 Kasım tarihleri arasında toplanan 2. Kongresi vesilesiyle kaleme alınmış ve EEK’e yollanmıştır. Mektup İngilizce yazılmıştır. Burada yayınlanan metin, İngilizce aslından Türkçeye yapılmış çevirisidir.

Değerli yoldaşlar,

DEYK’in Yunanistan seksiyonu EEK’in 12. Ulusal Kongresi’ni en kuvvetli yoldaşlık ve kardeşlik duygularıyla selamlıyor ve sizlere Türkiye’deki kardeş partiniz DİP’in tüm üyelerinin en samimi dayanışma duygularını iletiyoruz. Umut ediyoruz ki kongreniz, partinizin bu çalkantılı zamanlarda yürütmekte olduğu devrimci çalışmayı ilerletecek ve Yunan işçi sınıfının devrimci öncü partisini inşa etmek doğrultusundaki müstakbel başarısına zemin hazırlayacak.

Bugün Yunanistan, burjuvazi ve proletarya arasında dünya ölçeğinde süregitmekte olan mücadelenin bir mikrokozmosu ve laboratuarı haline gelmiştir. Dünya kapitalizminin içinden geçmekte olduğu devasa krizin nihai sonucuna kavuşmasında belirleyici rol oynayacak bütün unsurlar Yunanistan’ın bugünkü durumuna kalın harflerle nakşolunmuştur. Ülke, dünya ekonomisini pençesi altına almış krizin en keskin tezahürleri altında ıstırap çekmektedir. Kapitalistler, krizin üstesinden gelmek için başını kötü şöhretli “troyka”nın çektiği emperyalist kurumların liderliği altında, mantıksal sonucuna vardırıldığında emekçileri kanata kanata öldürecek bir programı yürürlüğe koymakta. İşçi sınıfının ve kitlelerin ekseriyeti ise bu teşebbüse azim dolu bir militanlıkla yanıt veriyor. Proleter önderliğin tarihsel krizi, bir seçim zaferi ihtimalinin arifesinde AB emperyalizmiyle uzlaşabileceği yolunda açık sinyaller vererek sol güçlerin alabildiğine reformist bir koalisyonu olan Syriza’nın kitlelerin gözünde bir çekim merkezi olarak öne çıkmasında ifade buluyor. Vahşi ırkçılığının faşizm nezdinde kendisine kazandırdığı itibarla Avrupa’nın bütün proto-faşist partilerini yaya bırakan sağcı bir parti sahne almış durumda. Bütün bunlar pek yakında diğer ülkelerde de tanık olunacak hususlardır. Yani Yunanistan, bizlere Avrupa’nın ve dünyanın geleceğini gösteriyor.

Ne denli talihliyiz ki, Yunanistan’da bütün bunların yanında Dördüncü Enternasyonal’in programıyla silahlanmış, Avrupa’nın ve dünyanın içinde bulunduğu durum konusunda berrak bir kavrayışa sahip, , bütün Yunan proletaryasını içinde bulunduğu duruma ilişkin bu kavrayışla teçhiz etmek üzere işçi sınıfının öncüsünü kazanmak için mücadele vermekte olan ve şartlar olgunlaştığında iktidarı alacak cesur ve kararlı militanlardan oluşmuş bir parti var! Ne büyük talih, kapitalist çürüme ve proleter militanlığın bu laboratuarında kitlelerin önderliğini elde etmek üzere gerçek devrimci Marksizmin mücadele veriyor olması! Ve ne denli talihliyiz ki, EEK’li yoldaşlarımız, sekterlikten kaçınmayı bir an bile ihmal etmeksizin, açık ve tereddüte meydan vermeyecek şekilde Syriza’nın karşısında durarak onun safsatalarını, hatta hıyanetini sergilediler ve devrimci bir alternatif için mücadele ettiler! Yunanlı yoldaşlarımıza hepimiz adına yürütmekte oldukları bu mücadelede en iyi dileklerimizi sunuyoruz!

Değerli yoldaşlar,

DİP, DEYK’in kuruluşundan bir müddet sonra onu destelemeye başladıysa bunun nedeni DEYK’in dünya durumuna ve devrimin güncelliğine ilişkin analizlerinin kendisininkiyle örtüşmesiydi. Günümüzde konumumuz gayet açıktır. Dünya kapitalizminin şu an itibarıyla Üçüncü Büyük Depresyon içinden geçmekte olduğunu iddia ediyoruz; tıpkı 19. Yüzyıl sonlarındaki birincisi ve 1930’lardaki ikincisi gibi. Bu derin ekonomik kriz hem dünyanın bugün aldığı şekli belirliyor, hem de uluslararası kapitalist sınıfı son derece kırılgan bir pozisyona sokuyor. Kuşkusuz sistem iktidarını karşıdevrim, savaş ve faşizm ile pekiştirmeye çalışacaktır, ancak artık devrim de yeniden gündeme girmiştir. Arap Devrimi, özellikle de Tunus ve Mısır’ın muzaffer politik devrimleri, tıpkı Yunanistan’daki ön-devrimci durum gibi buna şehadet ediyor. Arap kitlelerince verilen mücadelenin geçici olarak geri çekilmesine ve Arap ülkelerinde İslamcı Kardeşler ve benzerlerinin yükselmeye başlamasına rağmen, bütün Akdeniz havzası bir barut fıçısı olarak kalmaya devam ediyor. 2011 yılında Kuzey Afrika ve Doğu Akdeniz’i ziyaret eden devrim, şimdi Avrupa’nın Akdeniz kıyısındaki ülkelerine, afet halini almış ekonomik vaziyetin nasıl sonuçlanacağını temel olarak sınıf mücadelelerinin tayin edeceği İspanya, İtalya, Portekiz ve Yunanistan gibi ülkelere sirayet etti. Giderek artan ölçülerde, emperyalizm hesabına çalışan gerici güçlerin, Arap gericiliğinin ve Türkiye’nin tasallutu altında bulunan Suriye devrimi hiç beklenmedik bir yan ürün verdi ve Suriye’de yeni bir Kürt özerk bölgesinin, ama bu sefer Irak Kürdistanı gibi emperyalizmin etkisi altında değil, büyük ölçüde onun menzili dışındaki doğumuna ebelik etti. Uzun sözün kısası, Akdeniz havzası dünya devriminin ağırlık merkezi haline gelmiştir. Bugün Yunanistan, İspanya ve İtalya’da olup bitenler, çok muhtemelen dünyanın her yerinde süregitmekte olan mücadelelerin yakın dönemdeki geleceğini belirleyecektir.

Her ne kadar mevcut olduğu ülkelerin sayısı bir düzineyi aşmasa dahi, DEYK Avrupa ve Ortadoğu’nun içinde bulunduğumuz şartlar bakımından merkezi önemi haiz bir dizi ülkesinde mevcuttur ve savaşmaktadır. DEYK’in seksiyonlarını barındıran iki ülke olan Yunanistan ve İtalya, kıta ölçeğindeki sınıf mücadelesinin ritmini tayin edici durumdadır. Türkiye ise sadece Ortadoğu’nun en önemli ülkelerinden biri değildir, aynı zamanda boyunduruk altındaki Kürt halkının en güçlü özgürlük mücadelesini vermekte olduğu ülkedir.

Yoldaşlar, tarihin önümüze cömertçe sunduğu bu fırsatı kaçırmamalıyız! Henüz kitlesel ve çok sayıda seksiyona sahip bir örgüt olma aşamasına gelmemiş olsa bile DEYK stratejik olarak konuşlanmış durumdadır ve sahip olduğu kuvvetleri özen ve ustalıkla kullandığı takdirde yakın geleceğin önümüze sereceği mücadelelerde rol oynayabilir. Haydi, bütün güçlerimizi bir araya getirelim ve ortak marşımız Enternasyonal’deki “son kavga” olması çok muhtemel bu kavgaya bütün ağırlığımızla atılalım.

Troyka’ya ve onu Yunanistan’daki kuklalarına karşı, yaşasın EEK ve Yunan proletaryasının mücadelesi!

Yaşasın Yunan ve Türk halklarının kardeşliği!

Akdeniz halklarının mücadele birliği ve muzaffer devrimi için ileri!

Yaşasın Balkanlar ve Ortadoğu Sosyalist Federasyonu!

Kahrolsun emperyalist AB!

Yaşasın Avrupa Birleşik Sosyalistler Birliği!

Yaşasın Dördüncü Enternasyonal!

Yaşasın Dünya Devrimi!

Ζήτω η Τέταρτη Διεθνής!

Ζήτω η παγκόσμια επανάσταση!

 

22 Kasım 2012

Devrimci İşçi Partisi (DİP)

Türkiye