Barış yürüyüşüne karşı İngiliz savaş uçakları!

Ağrotur Üssü’ne doğru her adım attığımda...

Ayaklarımın altında katran ısınırken...

Üsse bir adım daha her yaklaştığımda...

Demirel’in o meşhur sözü gelir aklıma!

“Yollar yürümekle aşınmaz...”

Demirel bu sözü yalın ayak yalın kılıç verilen mücadeleleri küçümsemek için söylemişti...

Planlanması ve yapımı ile üç çeyrek yüzyıldır Kıbrıs’a kazık çakan İngiliz Üsleri’nin Kıbrıs’taki varlığı Kıbrıs Sorunu’ndan eskidir...

Ne zaman üsleri yazsam, üslerin önemini anlamayan, anlamak istemeyen insanlardan tepki alıyorum...

Üsler öncelikli meselelerden değil, diyorlar...

İnsan jeopolitik ilişkilere ve sömürgeciliğe dair hiçbirşey anlamasa, kendi ülkesinden kalkan savaş uçaklarının başka ülkeleri yerle bir etmesinden utanır...

Hayrete düşüyorum...

Kıbrıs müzakereleri 50 yaşında, üslerin ise 75 yıllık bir tarihi var. Kıbrıs sorunundan eskidir üslerin bu adadaki tarihi...

Kıbrıs’a kondurulan bu üslerin yapımı için önce Filistin’in Hayfa şehri düşünüldü. İsrail “Felaket” savaşını başlatınca, Avam Kamarası’nda aşağılanarak konu edilen Kıbrıs, İngiliz emperyalizminin tek çaresi oldu...

İngiliz nereye üs kurduysa ve kurmayı planladıysa coğrafya altüst oldu...

İsrail Filistin’e karşı topyekün savaş ilan edince, Mısır’dan kovulan İngiliz’in elindeki son ihtimal olan Kıbrıs, tek şansı oldu...

Kıbrıs sorunundan önce İngiliz Üsleri vardı, dedim. Bir daha okuyun bu cümleyi...

Bunun politik meali şudur: Kıbrıs sorununun temeli İngiliz Üsleri’dir. Kıbrıs sorununun kalbi orada atmaktadır...

İngiliz, üslerde sorunsuz kalabilsin diye; Kıbrıslı işbirlikçilerinin yardımıyla yarattı Kıbrıs sorununu...

1974’te Türk ordusu üslere dokunmadı. Dokunulmaz ve kutsal tek bir güç ve mekân var çünkü Kıbrıs’ta. İngiliz Üsleri...

Ne cami ne kilise, asıl tapınak İngiliz Üsleri’dir bu topraklarda...

Dünya düzeninin Kıbrıs’taki Kâbe’si...

Annan Planı’nın birinci maddesinde korumaya aldıkları gibi, müzakere masalarında da konu edilmesine izin verilmez üslerin. Kimse İngiliz’e dokunmak istemez; çünkü ev sahibini bastıran yavuz hırsızdır İngiliz...

Üslerin silah envanterinden ya da teknik altyapısının nelere kadir olduğundan; antenlerin Orta Asya’ya kadar dinleyebildiğinden, sanayi casusluğunda bile kullanılarak Amerikalıların Kıbrıs’taki antenler sayesinde Fransızlar’dan bilgi çaldığından; bu antenlerin dünyayı dinlerken Kıbrıs’a kanser yaydığından, veyahut üslerin bir başına memleket tutan yüzölçümünden bahsedecek değilim...

İlkokulda ezberlettiler bize: Ağrotur ve Dikelya 99 Mil karelik “egemen” İngiliz toprağıdır...

Kim demiş eğitim sisteminde ezber kötüdür diye?

İlkokuldan beridir unutmadım bu cümleyi...

Ne demek “Kıbrıs’ın ortasında İngiliz toprağı” diye düşünürüm okumayı söktüğümden beri...

O gün bugündür İngiliz düşmanıyım...

Suriye’ye Fransız-İngiliz-Amerikan üçlüsünün gerçekleştirdiği saldırıdan bu yana Ağrotur’da üç eylem gerçekleşti...

İlkini saldırının ertesi günü Yunanistan Komünist Partisi (KKE) gerçekleştirdi. 70-80 kişi vardılar...

Suriye saldırısından bir hafta sonra üslerin kapısına Limasol solu ve kuzey-güney Lefkoşa’dan sosyalist-anti faşist çevrelerle biz gittik. Gayet coşkulu, ne dediğini bilen, “Out, out, out, British bases out” diyerek İngiliz’in kulağına su kaçıran bir eylemdi. Üs yönetimi, Ağrotur’un “namus”unu korumak için üssün tabelasını kaplamayla korumaya almıştı. Üs polisi biber gazlarıyla tetikteydi. 100 küsur kişiydik...

Son olarak da Barış Konseyi’nin çağrısıyla AKEL hakimiyetinde bir yürüyüş gerçekleşti. Kendi hükümeti döneminde ve Ulusal Konsey adına sağ partilerle uzlaştığı tüm zamanlar boyunca İngiliz Üsleri’ne karşı kılını kıpırdatmayan, Fransız Hava Kuvvetleri’ne Baf’ı açan ve ABD emperyalizminin en çirkef gücü olan deniz piyadelerine ve başta 6. Filo’ya limanları açan AKEL’in ikiyüzlülüğü gölgesinde 10.000 civarında insan yürüdü.

AKEL’in ihanetler ve ikiyüzlülükler dolu tarihi bile 10.000 kişinin adımlarını gölgeleyemedi...

Karşısında beklemediği bu kalabalığı gören üs komutanı iki savaş uçağı kaldırdı. “Efendi benim” dedi. 10.000 kişi de “Suriye” dedi uçakların havalandığını görünce...

İngiliz de Demirel gibi öğrenecek...

Yollar yürümekle aşınmayabilir ama yollarda ayak izimiz kalır...

Bu yazı Kıbrıs'ın Afrika gazetesinde 11 Haziran 2018 tarihinde yayınlanmıştır.