Mücadeleci sendikacı, akademisyen M. Meryem Kurtulmuş’un yanındayız!

AKP bir yandan ileri demokrasiden dem vururken, bir yandan da toplumsal yaşamın her alanında, kendi tasarladığı toplumsal yapıya muhalefet eden insanları fişlemeye, sindirmeye, baskı altına almaya çalışıyor. İşçi sınıfının çıkarlarını savunmak, bir yükseköğretim emekçisi olarak sendikal mücadele yürütmek, üniversitelerin piyasalaştırılmasına, ticari birer merkeze dönüştürülmesine, sermayeye peşkeş çekilmesine razı olmamak, AKP açısından affedilemeyecek suçlar.

AKP iktidarının Marmara Üniversitesi’nin başına musallat olmuş şakşakçısı rektör Zafer Gül, işte böyle bir iktidar gücünü arkasına alarak, geçtiğimiz günlerde Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünde çalışan ve aynı zamanda Eğitim Sen 6 nolu Üniversiteler Şubesi yöneticisi olan M. Meryem Kurtulmuş'un bölümü ve dekanlığı tarafından sözleşmesinin bir yıllığına uzatılması talebi kendisine iletildiği halde, atamasını sadece 6 aylığına yaparak, aklı sıra Meryem hocaya ve onun gibi düşünenlere korku salmak istemiştir. Bu, açık bir tehdittir. Bu tehdide karşı M. Meryem Kurtulmuş’un yanındayız! Marmara Üniversitesi’nin rektörü, bir an önce Meryem hocamıza yönelik baskılara bir son vermeli, kendisinden, öğrencilerinden ve üniversite emekçilerinden özür dilemelidir.

Aşağıda, Eğitim Sen İstanbul 6 nolu Üniversiteler şubesinin konu ile ilgili yapmış olduğu açıklamayı aktarıyoruz;

MARMARA ÜNİVERSİTESİN'DEKİ

KEYFİ UYGULAMALAR BİZİ YILDIRAMAZ!

12 Eylül askeri rejimiyle kurulan baskıcı yükseköğretim rejimi, AKP iktidarıyla yeni bir eşik atlamıştır. AKP’nin, özellikle 2007’den itibaren, YÖK, rektörlükler, dekanlıklar ve diğer tüm yönetim birimleriyle zapturapt altına almaya çalıştığı üniversiteler bilim ve meslek etiğiyle işlerini yapan bilim insanları için cehenneme çevrilmektedir. 12 Eylül askeri rejiminin izinden giden AKP iktidarı ve temsilcisi rektörler kendileri gibi düşünmeyen, kendilerine el pençe divan durup biat etmeyen tüm üniversite emekçilerine disiplin soruşturmalarından işsiz bırakmaya kadar uzanan mekanizmalarla baskı kurmaktadır. Bu baskılardan en çok nasiplenenler ise Eğitim Sen’li sendika üyeleri, işyeri temsilcileri ve yöneticilerdir.

Temmuz 2010’da göreve gelen Marmara Üniversitesi rektörü Zafer Gül,  üniversiteyi kendisinden farklı düşünenlerden arındıracağını, kendi sözleriyle “ideolojik saplantılılardan temizleyeceğini” hemen ilan etmiş ve daha sonrasında da Marmara Üniversitesi bu yönde çok sayıda uygulamaya sahne olmuştur. Bugün gelinen noktada, hedef alınma sırası Marmara Üniversitesi, İ.İ.B.F. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nde  Öğretim Görevlisi olarak görev yapan M. Meryem Kurtulmuş’a gelmiştir. Akademik eğitim sürecini başarıyla tamamlayarak 2010 yılında doktorasını alan M. Meryem Kurtulmuş, verdiği lisans ve lisansüstü dersler, yaptığı akademik çalışmalar ve yayınlar ile her türlü liyakat kriterine göre başarılı bir bilim insanıdır. Bağlı bulunduğu anabilim dalı, bölüm ve fakülte ilgili kurulları da bu doğrultuda bir değerlendirme yaparak kendisinin görev süresinin 1 yıl uzatılması doğrultusunda karar almış ve yazı yazmışlardır. Ancak rektör Zafer Gül, tüm bu görüşlere rağmen, M. Meryem Kurtulmuş’un süresini keyfi biçimde 6 ay uzatmıştır. Görev süresi, 12 sene boyuca ilgili kurul kararları doğrultusunda birer sene uzatılan ve şu anda Fakütesinde başka bir örneği de bulunmayan bu keyfi uygulama ile M.Meryem Kurtulmuş’un görev süresinin Eylül ayında bitecek şekilde 6 ay uzatılması açık bir tehdittir. Her şeyden önce bu işlem hem hukuki mevzuata ve içtihada hem de akademik teamüle aykırıdır.

Peki neden böyle bir uygulamaya gitmektedir rektör Zafer Gül? Çünkü M. Meryem Kurtulmuş Eğitim Sen İstanbul Üniversiteler Şubesi yöneticisidir. Bu sıfatıyla gerçekleştirdiği ve anayasa, yasa, yönetmelik ve Başbakanlık genelgeleriyle koruma altına alınmış sendikal faaliyetleri, kendisi gibi düşünmeyenleri ve haklarını arayanları üniversitede barındırmamaya ant içmiş rektör Zafer Gül’ün belli ki tüylerini diken diken etmiştir. Bunun yanı sıra, üniversitelerin ticarileştirilmesi uygulamalarından biri olan, idari ve akademik binlerce üniversite personelini ve onbinlerce öğrencisini banka müşterisi olmaya zorlayan Marmara Üniversitesi kampüskart uygulamasına karşı M. Meryem Kurtulmuş’un açtığı davayı kazanmış olması, banka ve üniversite rektörlüğü arasında kim bilir ne tarz çıkar ilişkilerinin örüldüğü tekere çomak sokmak olarak görülmüştür. Hak, hukuk, adalet ve özgürlük anlayışına karşı tek adamcılığı, padişahvari yöneticiliği ön plana çıkaran Marmara Üniversitesi rektörü Zafer Gül, M. Meryem Kurtulmuş’u bu sebeplerle işsiz bırakma ile tehdit etmeye kalkmıştır. Bu aynı zamanda Kurtulmuş nezdinde diğer üyelerimize ve farklı düşünen üniversite emekçilerine de gözdağı verme politikasıdır.

Bugüne kadar bu tarz baskıcı uygulamalara karşı asla boyun eğmemiş olan bizler, Marmara Üniversitesi rektörü Zafer Gül’ün bu hukuksuz, adaletsiz, vicdansız ve insafsız uygulaması karşısında bugün M. Meryem Kurtulmuş’u yarın da başka meslektaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağımızı ve hukuki yollar dahil olmak üzere, bu keyfi uygulamaya son verilinceye kadar mücadele edeceğimizi, duyuruyoruz. Hukuk ve adalet duygusuna sahip başta üniversite kamuoyu olmak üzere tüm kamuoyunu da sesimizi duymaya sesimize ses katmaya davet ediyoruz.

 

EĞİTİM SEN İSTANBUL 6 NOLU ÜNİVERSİTELER ŞUBESİ