Türk Talibanı

Erdoğan, Arınç ve Davutoğlu, birkaç güne sığışan çıkışlarıyla, yüzlerce yıllık tarihi olan Buda heykellerine tahammül edemeyip onları havaya uçuran Taliban’ın doğrultusuna girdiklerini göstermiş oldular.

“Muhteşem Yüzyıl” dizisi çok çeşitli nedenlerle eleştirilebilir. Örneğin, izleyiciyi Kanuni’nin neredeyse anasının karnından cihan hükümdarı olarak doğduğunu, genç yaşında çıktığı ve 46 yıl oturacağı tahtta deneyimsizlik dolayısıyla da olsa bir hata bile yapmadığını ima eden yaklaşımı yüzünden. Ya da aynı şekilde geleceğin Hürrem Sultanı’nın kurnazlığını daha Harem’deki birinci günden ortaya koyması yüzünden. Ya da bugünden geriye doğru bakıldığında geleceği, yani kapitalizmi temsil eden İtalyan cumhuriyetleri karşısında, geçmişin, kapitalizm öncesinin henüz yükselmekte olan son örneği Osmanlı’yı yüceltmesi yüzünden. Ya da sanatsal yönden.

Ama Bülent Arınç’ın yaptığı gibi, haremi gösterdiği veya eşcinsellik iması yaptığı için değil. Bunlar bütün alemi sersem mi sanır? Osmanlı’da padişahın haremi olduğunu bütün dünya bilmiyor mu? Haremde iktidar oyunları oynandığı herkesin malumu değil mi? Bütün üst sınıfların kadın-erkek ilişkilerinin yanı sıra eşcinselliği bir hayat tarzı olarak benimsediği, Divan Şiiri’nin yüzyıllar boyu ortaya koyduğu açık bir gerçek değil mi? Beyefendi’nin söylemeye dili varmıyormuş “eşcinsellik” kelimesini. Bizim de dilimiz kendisi hakkında söylemek istediğimiz şeyleri söylemeye varmıyor!

Ya “ucube” krizine ne demeli? Kars’taki “İnsanlık Anıtı”na birçok farklı eleştiri yöneltebilirsiniz. En başta “Türk insanının soykırım yapmadığını göstermek için” yapılmasını. Ya da estetik olarak beğenmeyebilirsiniz. Ama bir başbakanın bir sanat eserine bakıp ona “ucube” demesi ve kentin belediye başkanına, tek parti döneminde yasama yılını açarken meclise talimatlar veren Atatürk misali, “gereğini yap” demesi, o ülkede sanat ve fikir özgürlüğü bırakır mı? Ardından Dışişleri Bakanı’nın aynı şeyi tekrarlaması her şeyin üzerine tuz biber ekmez mi?

Arınç Muhteşem Yüzyıl için sansür önermiyor. Televizyon kendisi kaldırsın diyor. Bu insan meslekten hukukçu! Bir televizyon patronunun hükümetin baskısı altında diziyi yayından kaldırmasının sansür olduğunu anlayamıyor yine de! Erdoğan “heykel yıkılsın” dememiş. Bir başbakanın belediye başkanına böyle üst perdeden talimatlar vermesinin neredeyse kaçınılmaz olarak o sonucu yaratacağı açık değilmiş gibi!

Erdoğan, Arınç ve Davutoğlu, birkaç güne sığışan bu çıkışlarıyla, yüzlerce yıllık tarihi olan Buda heykellerine tahammül edemeyip onları havaya uçuran Taliban’ın doğrultusuna girdiklerini göstermiş oldular.

AKP’li Türk büyüklerinden Melih Gökçek yıllar önce “tükürürüm böyle sanatın içine!” demişti. İnsanın içinden “tükürürüm böyle ileri demokrasinin içine” demek geliyor.