“Payitaht – Abdülhamid” dizisi: One minute! Hacı Wilhelm’i neden göstermiyorsun!

Devlet ya da aynı anlama gelmek üzere hükümet kanalı TRT, Tayyip Erdoğan hayranlarının “Reis”e tarihi örnek olarak aldıkları II. Abdülhamid üzerine bir dizi yaparak Türkiye’nin yeni kültür savaşlarında cephe gücü haline geldi. Koyu bir istibdadın liderine “Ulu Hakan” güzellemesi yapma amacı daha 24 Şubat günü gösterilen ilk bölümden itibaren çıplak biçimde ortaya çıktı.

Diziyi her mevsimin adamı, sinema dilini iyi bilen Serdar Akar yönetiyor. “Gemide” ve “Laleli’de Bir Azize” adlı ikiz filmlerin usta yönetmeni de o, “Irak Kurtlar Vadisi” denen müsamerenin de. Behzat Ç. dizisinin ve filmlerinin yönetmeni de o, şimdi “Payitaht-Abdülhamid”in de. Bu son diziyle birlikte sanatçı yeteneğinin çıkarlar karşısında ne kadar alçalabileceğini kanıtlıyor.

Dizi bir yalanlar resmigeçidi. Sultan ve Halife Abdülhamid’i emperyalizm ve Siyonizm karşısında Müslüman ümmetinin kararlı ve özgüvenli koruyucusu olarak göstermek için tarihi hallaç pamuğu gibi atıp kendine yeni bir tarih imal ediyor. Bağdat Demiryolu’nun dizide anlatılanın tersine İngilizlerle pek az ilişkisi olduğu, aslında tam anlamıyla bir Alman projesi olduğu bütünüyle gizleniyor. Bütünü bu demiryolu etrafında yaşanan birinci bölümde “Alman” kelimesi geçmiyor. Oysa bu proje Alman imparatoru Kayzer II. Wilhelm’in İngiliz sömürgelerini düşürmek ve kendine sömürgeler elde etmek için Osmanlı’yı avucunun içine alma girişiminin en önemli parçasıdır. Abdülhamid de emperyalistler arasındaki rekabetten yararlanarak ayakta kalma çabasında ülkeyi Alman hâkimiyetine terk etmiştir. II. Wilhelm Osmanlı’ya o kadar büyük bir hırsla sarılmıştır ki, ülkeye ikinci ziyaretinde (1898, ilki 1889) Filistin’i de ziyaret etmiş, Müslüman ve hacı olduğuna dair söylentiler bile yaymıştır. Ama birinci bölümde adı dahi geçmiyor!

İşin Siyonizm yanına gelince, dizide baş düşman rolünü oynayan Siyonizmin kurucusu Theodor Herzl İngilizlerin adamı gibi görünüyor. Oysa Herzl’in hamisi, Abdülhamid’in dostu Kayzer’dir. Filistin’de kurulacak bir “Yahudi vatanı” fikrini Abdülhamid’e açan II. Wilhelm olmuştur. Zaten dizide Abdülhamid’e her türlü kötülüğü yapmaya hazır görünen Herzl’in stratejisi, sultanı Osmanlı’nın dış borç sorunlarını (unutulmasın Düyun-u Umumiye dönemidir) çözme ve Arap milliyetçiliğine karşı savaşma karşılığında kendilerine Filistin’in verilmesine ikna etmektir. Merak etmemek elde değil: dizi (gerçek tarihte olduğu gibi) Abdülhamid ile Herzl’i 1903’te müzakere için nasıl karşı karşıya oturtacaktır?

Dizinin daha ilk bölümden bir başka sahteciliği de Abdülhamid’i tam bir halk adamı gibi göstermektir. Koca koca İngiliz meşesi kütükleri gece yarılarında traşlamaya girişen, alçakgönüllü, sarayda değil de kul olarak doğmuş olmayı dileyen bir adamla karşı karşıyayız. Esnafımız “alperen”dir, Abdülhamid Sultan da esnafımızın piri! Esnaf Sultan’ın nü resim meraklısı olduğunu ve operaya bayıldığını bilmese daha iyi olur tabii!

O dönemin yalanları bu dönemin yalanlarının kefili oluyor!