Zam furyasına hastaneler de eklendi

Vatandaşın hastanelerde ödemek zorunda bırakıldığı katkı paylarına yüzde 20 ile yüzde 60 arasında zam yapıldı. Buna göre SGK'lı vatandaş kamu hastanelerinde 6 lira, araştırma hastanelerinde 7 lira, üniversite hastanelerinde ise 8 lira ödeyecek. SGK ile anlaşmalı özel hastanelerde ise katkı payı 15 lira oldu. İlaç katılım bedeli ise 3 lira. Ayrıca vatandaş hastaneye geldiğinde eğer birden fazla doktora muayene olursa, tüm bu ücretleri  tekrar tekrar ödemek zorunda.

İktidar ve yanlıları hastane katkı paylarının gerekçesinin, insanların gereksiz yere hastaneye gitmesini caydırmak olduğunu söylüyor. "Komşum hastaneye gidiyor, ben de eşlik edeyim gitmişken de muayene olayım" diyen kadınların olduğu ve bunların caydırılması gerektiği iddia ediliyor. Şaka gibi! Bir sağlıkta özelleştirme ve ticarileştirme uygulamasını mazur göstermek için daha gülünç bir gerekçe olamazdı. Türkiye'de insanlar ortalama yılda 8 kez muayene olduğu söyleniyor. Bu rakamın fazla olduğunu iddia edenler de var. Ancak tersi yönde iddialar da var. Mesela bir başka rakam da Türkiye'de toplumun yüzde 35'inin hiç hastaneye gitmediğinden bahsediyor.

Bu rakamlar tek başına bir şey ifade etmiyor. Esas büyük sorunları gizliyor. Gerçekleri konuşmak için, insanların rutubetli sağlıksız konutlarda barınmak zorunda kaldığı için, sağlıksız çalışma koşulları aşırı mesailer dolayısıyla yakalandığı hastalıklardan bahsetmek gerekir. Türkiye'de insanların hasta olmasını engellemek için sağlıklı yaşam ve çalışma ortamları yaratmak yerine hastalar üzerinden milyarlarca lira vurgun vurmaya dayalı bir kapitalist sağlık sistemi mevcut. Bu sistem katkı paylarının sürekli arttırılmasında da görüldüğü gibi giderek daha fazla piyasanın hakimiyetin giriyor. Kâr amaçlı bir sağlık kurumuna gidip de elini verdikten sonra kolunu kaptırmamak imkansız. Tahlil üstüne tahlil, muayene üstüne muayene ve şişen faturalar. Bu yolla, vatandaşın cebini de SGK'nın dev kaynaklarını da sömüren sağlık sistemine çöreklenmiş olan sermaye gruplarının hakimiyetinde bir sağlık sistemi mevcut.  

Katkı payları pek çok emekçinin sağlık hizmeti almasını zorlaştıracak seviyede. Ayrıca sağlık hizmeti için SGK'lı işçinin emekçinin ödediği bedeli sadece katkı paylarından ibaret göremeyiz. Zira her işçiden brüt ücretin her ay yüzde 14'ü kadar prim kesiliyor. Asgari ücretli bir işçiden kesilen miktar 248 lira 85 kuruş.

Emekçi halkın parasız ve nitelikli sağlık talebi karşılamak devletin görevi ve sorumluluğudur. Hastaneyi şirket, hastayı müşteri olarak gören sistemin halkı içine ittiği sefalet ortadadır. Bir de utanmazca sorumluluğu çileyi çeken halkın üzerine atıyorlar.