Türkiye Afrika ülkesi değildir!

 

 

Doğu Afrika ülkesi Kenya’da geçtiğimiz ay yapılan seçimler Anayasa Mahkemesi tarafından usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle iptal edildi. Yüksek Seçim ve Seçim Bölge Sınırları Kurulu seçimlerden sonra eski başkan Uhuru Kenyatta’nın % 54 oyla ve 1,4 milyon oy farkıyla cumhurbaşkanı seçildiğini açıklamıştı. Rakibi Raila Odinga’nın ise % 45 oranında oy aldığı söylenmişti. Şimdi Anayasa Mahkemesi’nin kararı sonucunda seçimler önümüzdeki iki ay içinde yenilenecek. Kenya’da 2007 cumhurbaşkanı seçimine de hile karıştırıldığı ileri sürülmüş, sonuçların protesto edilmesi sırasında yaşanan olaylarda 1.000’den fazla insan hayatını yitirmişti.

Bizim aydınlarımız, en başta da Kemalistlerimiz, “burası Afrika ülkesi mi?” diye sorar durur. Bu soruda koskoca bir kıtanın aşağılanması, Türkiye’nin hâkim sınıflarının Osmanlı zihniyetinden kurtulamamış olduğunun iyi bir belirtisidir. Ama şimdi yaşanan bu olayla birlikte bu insanların haklı çıktıklarını teslim etmek gerekir: Evet, Türkiye bir Afrika ülkesi değildir! Afrika’da demokrasi adı altında seçim yapıldığında ortada ciddi usulsüzlük belirtileri varsa, yargının en üst organı olan Anayasa Mahkemesi görevsizlik mazeretinin arkasına sığınmamaktadır belli ki! Türkiye’nin ise, yargının bugün getirildiği yerden bir Afrika ülkesinin düzeyine yükselebilmesi için epeyce bir mücadele etmesi gerekecektir!

Sonra anlaşılıyor ki, Kenya’nın başkenti Nairobi’de Üsküdar diye bir yöre yoktur, ata atlayan Üsküdar’a geçememektedir. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 16 Nisan referandumunun hemen ertesi günü “Atı alan Üsküdar’a geçti” buyurmuştu. Oysa Kenya’da iptal edilen seçimler 8 Ağustos’ta yapılmıştı. Anayasa Mahkemesi ise iptal kararını 1 Eylül’de verdi. Yani 24 saat ne demek, atın yola çıkmasına izin için neredeyse bir ay gerekiyormuş demek ki. Herhangi bir ciddi mahkemenin, süre yaşanan usulsüzlüğe göre değişmekle birlikte, böyle ciddi bir kararı ciddi bir tetkik yapmadan vermesi de beklenemez. Yani “atı alan Üsküdar’a” seçimin hemen ertesi günü geçiyorsa, o seçimin usulsüzlüğü olsa olsa teyit edilmiş olur!

Bir ilginç karşılaştırma da uluslararası gözlemciler heyetinin iki ülkedeki tutumu açısından yapılabilir. Kenya’da, aralarında Obama’nın dışişleri bakanı John Kerry de bulunan 400 uluslararası gözlemci, seçimin ertesinde raporlarında seçimlerin esas olarak usule uygun geçmiş olduğunu açıklamışlar. Buna karşılık, Türkiye’de bulunan gözlemciler tam tersi yönde açıklamalarda bulundular. Üstelik bunlar bütün bir AKP korosunun halkı inandırmak istediği gibi “tek dişi kalmış canavar” Batı emperyalizminin temsilcilerinden ibaret değildi. AGİT emperyalist ülkelerin yanı sıra Avrasya’nın birçok ülkesini de içinde barındıran bir uluslar arası kuruluştur. 57 ülke üyesidir! Kazakistan’ın ya da Bosna-Hersek’in ya da Gürcistan’ın Batı emperyalizmi olduğunu söylemek düpedüz yalan söylemektir.

Seçim gözlemciliği elbette sadece bütün ülkeler bütün ülkeleri denetleyecekse savunulabilir bir kurum olarak görülebilir. Emperyalizmin tek taraflı denetimi kabul edilemez. Ama işte biraz da tarihi bir kalıntının sonucu, eski Batı (emperyalizm) ile Doğu’nun (Sovyet bloku) arasındaki dengelerin ürünü olan AGİT bu bakımdan ideal bir bileşime sahiptir. Bu kuruluşun 16 Nisan’da gözlemcilik görevi yapan heyetinin geçici raporu da (http://www.osce.org/tr/odihr/elections/turkey/311736?download=true), 22 Haziran 2017’de yayınlanan nihai raporu da (http://www.osce.org/tr/odihr/elections/turkey/331101?download=true) 16 Nisan 2016 referandumunun usulsüzlüklerle dolu olduğunu vurgulamıştır. Kenya Anayasa Mahkemesi uluslararası gözlemcilerin usule uygun bulduğu seçimi iptal diyor, Türkiye Anayasa Mahkemesi uluslararası gözlemcilerin usulsüzlüklerle dolu olduğunu saptadığı seçimi (referandumu) iptal etmek için tetkike girişmeye zahmet etmiyor! Türkiye gerçekten Afrika ülkesi değildir!