Taksim Tahrir olacak, Sao Paulo Taksim olacak!

Diyoruz ya, herkes anladı, bir tek Tayyip Erdoğan anlamadı diye. Türkiye bir isyan yaşıyor. O kadar derin ve kapsamlı bir isyan ki bu, bütün dünyanın dikkatini çekiyor. Her yerde Türkiye konuşuluyor.  İşçiler emekçiler yüzlerini Türkiye’ye çeviriyor.

Dünyanın öbür ucunda Brezilya’da bile Türkiye’deki mücadele örnek gösteriliyor. Geçtiğimiz hafta başında “Bedava Geçiş” adlı bir hareket otobüs biletlerinin fiyatının yükseltilmesine karşı bir mücadele başlatıyor. İlk eylemin polis tarafından gaz ve plastik mermi kullanılarak bastırılması, toplumda bir genel huzursuzluk yaratıyor. Bunun üzerine çeşitli güçlerin bir bileşimi olan bir topluluk bu sefer polis gaddarlığını protesto etmeye başlıyor. Üç gün boyunca yapılan eylemlerin sonuncusunda Perşembe günü en az 55 kişi yaralanıyor, 60 kişi de gözaltına alınıyor. Yaralananlar arasında, Brezilya’nın en çok satan gazetesi Folha de Sao Paulo’nun iki muhabiri de var. Yüzlerinden plastik mermi ile yaralanıyorlar. Ne kadar tanıdık, değil mi?

Bu durumda Brezilyalı göstericilerin olayları Türkiye ile bağlantılandırmalarında o kadar da şaşıracak bir şey yok. Göstericilerin başlıca sloganı “Aşk bitti, Türkiye burada!” oluyor. Türkiye elbette iki anlamda orada: Hem göstericilerin öfkesi anlamında, hem de polisin gaddarlığı anlamında! Bu yetmiyor, göstericilerin bazıları Türk bayrakları taşıyor. Bir sembol olarak Türk bayraklarının bu denli ilerici bir davayı temsil ettiği son onyıllarda görülmemişti! Selam olsun Türkiye’nin adını bütün ilerici insanlığın bayrağına yazdıran yüz binlere!

Brezilyalıların “burası Türkiye" diyerek isyanımızı örnek göstermelerinde Gerçek sitesi açısından da çok gurur verici bir nokta var. Gerçek, bir zamandır “Taksim Tahrir olacak!” sloganını baş sloganlarından biri yapmıştı. Bilindiği gibi Mısır’ın başkenti Kahire’nin ana meydanı Tahrir’de son iki buçuk yıldır zaman zaman toplanan kitleler Mısır devriminin ana sembolü haline gelmişti. Bütün dünyada, mücadele eden insanlar kendilerine örnek olarak Tahrir’i almaya başlamışlardı. İspanya’nın ve Yunanistan’ın “meydanlar hareketleri” bunun en ileri örnekleriydi. Şimdi Brezilyalı kitleler daha güncel bir örnek olan Türkiye’yi seçmişler. Ama bu ne gösterir? Tam da Taksim’in Tahrir olduğunu! Ne mutlu bize!

Bu olayın Brezilya’da olması özellikle anlamlı. Türkiye ile Brezilya, Tayyip Erdoğan ile Lula’nın yönetiminde özel bir ilişki kurmuş, kıtalar ötesinden ekonomik ilişkiler geliştirirken (mesela Brezilya’nın kamu petrol şirketi Petrobras TPAO’nun en önemli partnerlerindendir) aynı zamanda siyasi açıdan da çok önemli adımları birlikte atmışlardır (birkaç yıl önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde İran’a yaptırımlar konusunda birlikte çekimser oy kullandıkları hatırlansın). İki ülkenin hâkim sınıfları arasında kurulan bu ilişkiye, şimdilik platonik düzeyde de olsa iki ülkenin emekçilerinin mücadele birliğiyle yanıt verilmesi çok anlamlıdır.