Rezalet ve ihanet size ait!

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Rusya ziyaretinde Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la görüşmesinde Rus uçağının düşürülmesinin hata olduğunu söylemesini “tam bir rezalet ve millete ihanet” olarak nitelemiş.

ABD başkanı Johnson döneminde yönetim bütün Amerikan halkına yalan söyledi. Kuzey Vietnam güçlerinin Tonkin Körfezi’nde ABD donanmasına saldırdığını uydurdu. Kongre bu yalan zemininde “Tonkin Körfezi Kararı” diye bilinen bir oylama yaptı. Ve ünlü ABD-Vietnam savaşı başladı. Milyonlarca Vietnamlı’nın ve şimdi konuştuğumuz konu bakımından daha da önemlisi on binlerce ABD askerinin hayatını yitirmesine yol açan bu savaş üstelik ABD’nin rezilce bir yenilgisi ile sonuçlandı. 1975’te Kuzey Vietnam, ABD’nin “komünizmden korumaya” çalıştığı Güney Vietnam ile birleşti. Daha bu savaş devam ederken, 1971 yılında Daniel Ellsberg adında bir gazeteci “Pentagon Papers” olarak bilinen ünlü belgeleri keşfetti, New York Times gazetesinde yayınladı ve ABD devletinin yalanlarını ortaya koydu.

Şimdi cevap ver Davutoğlu: Johnson’un yaptığı mı “rezalet ve millete ihanet” yoksa onun bu sahtekârlığını ortaya çıkaran Amerikan vatandaşının mı?

Cezayir halkı 1954 yılında 125 yıllık Fransız sömürgeciliğine karşı ayaklandı. Fransa ayaklanmayı bastırmak için 1 milyondan fazla Cezayirli’yi katletti. Menderes Türkiyesi utanç verici biçimde sömürgeci Fransa’yı destekledi. Ünlü Fransız filozofu Jean-Paul Sartre, Fransız devletinin işkenceye ve katliama dayanan rezil savaş politikalarına karşı Cezayir halkının ayaklanmasını destekledi. Bu savaş Fransa’nın binlerce genç askerinin canını aldı. Sonunda Fransa savaşı kaybetti, Cezayir hak ettiği bağımsızlığa kavuştu.

Söyle bakalım Davutoğlu: Fransa devletinin başındaki insanlık ve özgürlük düşmanlarının yaptığı mı “rezalet ve millete ihanet” yoksa onun karşısında kahramanca duran Jean-Paul Sartre’ınki mi?

Son örnek bizden. 1914’te Birinci Dünya Savaşı patlak verince Enver Paşa ve öteki İttihatçılar Göben ve Breslau (Yavuz ve Midilli) gemileri konusunda bütünüyle yalana dayalı bir senaryo üzerinden Osmanlı devletini Almanya’nın yanında savaşa soktular. Bütün amaç Osmanlı’nın Asya’da yeni sömürgeler edinmesi idi. Bu yağmacı politika 3,5 milyon Osmanlı vatandaşının çeşitli nedenlerle hayatını yitirmesiyle ve Osmanlı devletinin çöküşüyle sonuçlandı. İttihat ve Terakki’nin tarihi liderlerinden Ahmed Rıza bu politikayı mecliste ağır bir şekilde eleştirdi.

Şimdi haydi seç bakalım tarafını Davutoğlu: Enver, Talât ve Cemal Paşa’ların yaptığı mı “rezalet ve millete ihanet” idi yoksa bu rezilliğe neredeyse tek başına karşı çıkan Ahmed Rıza’nınki mi?

Size kim her verdiğiniz kararın “milli çıkar”a uygun olduğunu, kararlarınız milletin ve insanlığın bütünüyle aleyhine olduğu halde sırf siz yapmış olduğunuz için eleştirilemeyeceğini söyledi? Sen ne biçim siyaset bilimi profesörüsün? Sizi kim bu zehirli fikirlerle yetiştirdi?

Sen kendi sıfırın altı politikana bak, utan ve sus!