Poroşenko ABD’nin askeri olmak istiyor!

Hayal var, hayal var.

Martin Luther King, ABD siyahilerinin bu tarihi önderi, bundan yaklaşık yarım yüzyıl önce hâlâ ününü koruyan bir konuşma yapmıştı Washington’daki dev bir gösteride. “Benim bir hayalim var” diye başlıyordu konuşma. Amerika’yı olduğundan çok farklı bir yer olarak düşlediğini söylüyordu ezilmiş siyahilerin bu temsilcisi.

Herkesin hayali kendine! Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko da hayalinin ne olduğunu dün, tesadüf bu ya, yine Washington’da açıkladı. ABD Savunma Bakanlığı’nın ünlü beş köşeli binası Pentagon’da Donald Trump’ın Savunma Bakanı James Mattis’le yan yana basın toplantısı yaparken İngilizce olarak şu sözler döküldü ağzından:

“Size söyledim, askerliğimi yaparken hayalim Pentagon’da olmaktı.”

Yüz kızartıcı! Bir ülkenin cumhurbaşkanı, başka bir ülkenin Savunma Bakanı karşısında o bakanın ordusunda görev alma hayalini anlatıyor! Bunu öteki ülkenin bakanına özel olarak söylemekle yetinmiyor. Bir de basının önünde, bütün dünyaya ilan ediyor. “Ben sizin köpeğinizim” demenin İngilizce ya da Ukraynaca ya da Türkçe daha açık bir yolunu bilen var mı?

Şimdi bir-iki küçük ders.

Bir: 2014’te Ukrayna’nın başkenti Kiev’de Maidan’da toplanan on binleri Gezi ile karıştırıp oradan ilericilik çıkaranlar, o hareketin nerelere geldiğini görerek özeleştiri yapmak zorundalar. Haydi, diyelim Pravi Sektor denen düpedüz faşist örgütün ilk kurulan hükümette koalisyon ortağı olduğunu duymamışlardı (özür değil ya). Şimdi o güruhun başa getirdiği cumhurbaşkanının nasıl ABD’nin köpeği olduğunu duydular. Buna karşılık Devrimci Marksistler ne diyordu? Maidan olayları ve Ukrayna’nın girdiği yeni yol, Rusya’nın baskısına karşı Ukrayna kapitalist sınıfının AB ile yakınlaşma kisvesi altında ülkeyi NATO toprağı haline getirme operasyonudur. Aslında NATO’ya bile gerek yokmuş! Ukrayna’yı cumhurbaşkanı kılığında, ABD askeri ruhlu bir sefil yönetiyor. Kendisi ayrıca Ukrayna’nın “çikolata kralı”. Yani en büyük kapitalistlerinden biri.

İki: Poroşenko “ben sizin köpeğinizim” dedikten sonra ABD ile yeni Ukrayna yönetiminin birlikte yeni bir Ukrayna ordusu yarattıklarını söylüyor. “İki yıl önce olmayan bir ordu” diye ekliyor. Asıl amacın Rusya’nın burnunun dibinde bir düşman yaratmak olduğu, bunun ABD’nin Rusya’yı kuşatma politikasının bir satranç adımı olduğu daha iyi nasıl anlatılır?

Üç: AB, Batı emperyalizminin ya da “Atlantik” ittifakının iyi polisidir. Hepsi bu. Bakın Avrupa’nın özgürlüğüne heveslenen Ukrayna halkı kendini nasıl NATO uşaklığı yaparken buldu!

Dört: Artık genelleştirelim. Hiçbir toplumsal hareket, hiçbir ezilen ulus, kendisini emperyalizmin hizmetine sunarak kurtuluşunu sağlamaya çalışmamalı. Maidan’da toplanan bütün Ukraynalılar Poroşenko gibi köpek ruhlu muydu? Tabii ki hayır. Onlar tarihi bir geçmişi de olan bir ilişki içinde Rusya’nın kendilerine “ağabey”lik taslamasına tepkiliydi. Ayrıca hükümetlerini beğenmiyorlardı, daha özgürce ve daha insanca yaşamak istiyorlardı. Maidan’da Ukrayna burjuvazisinin emperyalizmle bütünleşme projesinin peşine düşmekle böyle yöneticilerin tutsağı haline geldiler. Böylece emperyalizmin Rusya ile çatışmalarının cephe ülkesi oldular. “Vekâleten savaş”ın “vekili” oldular. Ülkelerinin bir bölümü gitti (Kırım), başka bir bölümü ayrılmak istiyor (Donbas). En kötüsü de yarın Rusya’ya karşı bir savaşta ilk kurban onlar olacak!

Beş: Genelden özele gelelim. Bizim coğrafyamızda da ister istibdaddan kurtulmak isteyenler, ister ezilmiş bir halkın kurtuluşu için mücadele edenler, emperyalizmle işbirliğinin Poroşenko’lar doğuracağını bilmeliler!

İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin kurucusu Ali Kemal’in hâlâ bütün Türkiye’nin gözünde bir alçak olması boş yere mi?