Pınar Selek'e müebbet haksızlık

Pınar Selek, 1998 yılında Mısır Çarşısı'nda 7 kişinin ölümü ve 127 kişinin de yaralanmasına yol açan patlama ile ilgili olarak tam 14 yıldır yargılanıyor. Daha önce üç kez hakkında beraat kararı çıkan Selek hakkında üst mahkeme her defasında kararı bozuyor. Üstelik, ortada bu karara gerekçe olabilecek herhangi bir delil bulunmuyorken. Delillerin birisi davaya taraf olmayan Emniyet'in imzasız raporu, diğeri ise bu konularda bir uzmanlığı bulunmayan Jandarma'nın raporu. Selek'in yargılanmasına gerekçe ise, sanıklardan birinin, daha sonra işkence altında imzaladığını söylediği ifadesi.

Son olarak 24 Ocak 2013 tarihinde mahkeme heyeti, üçüncü seferde Yargıtay'ın bozma kararına karşı, Pınar Selek'e müebbet hapis cezasını uygun buldu. Selek ise, bu kararın mücadelesine sekte vuramayacağını, ancak bir yakınının ölüm haberini almış kadar üzgün olduğunu belirtti.

Davanın hukuki boyutu bir yana, bir mahkemenin, daha önce iki kez beraat kararı verdikten sonra, neye dayanarak ağırlaştırılmış müebbet hapis yönünde kararını değiştirdiği tam bir muammadır. Şimdi dava yeniden Yargıtay 9. Ceza Mahkemesi'ne gidecek. Yargıtay'ın kararı onaması durumunda Selek'in müebbet hapis yatması söz konusu olacak.

Peki, devlet Pınar Selek'ten ne istiyor? Bir kadına bu kadar büyük bir hınçla saldırılmasının nedeni nedir? Bu sorunun yanıtı, bir bilim insanı, bir sosyolog olan Selek'in çalışmalarının siyasi niteliğinde yatıyor. Kürtler, sokak çocukları, eşcinseller ve feministlere yönelik çalışmaları, Selek'in devletin açık hedefi haline gelmesi sonucunu doğuruyor. Pınar Selek, davanın başlangıcında iki buçuk sene tutuklu kalmış, bu süre içerisinde de işkence görmüştü. Burjuvazi ve onun bürokratları, bu kokuşmuş sisteme biat etmeyenlere olan kinlerini gizleyemiyor. Pınar Selek'i saçma sapan deliller ve gerekçelerle de olsa bir kez yargı karşısına çıkarmışken, ondan hayatı boyunca ezilenlerin yanında durduğu için intikam almak istiyor.

Şimdi yapılması gereken, Pınar Selek'e ve onun gibi nicelerine daha fazla sahip çıkmak, sistemin karşısına daha fazla Pınar Selek ile, daha fazla İsmail Beşikçi ile, daha fazla Büşra Ersanlı ile dikilmek, asla pes etmeyeceğimizi göstermektir.