Libya’da aşiret savaşları

Libya’nın doğusunda yaşayan aşiretler, ülkenin batısından uzaklaşma yönünde ilk adımlarını attılar. Geçtiğimiz günlerde Bingazi’de yaptıkları ve üç bin kişinin katıldığı toplantıda, Libya’nın geleceğini gevşek bir federasyon olarak tanımlayıp kendi bölgelerinde özerk bir yönetim kurmaya tek taraflı olarak karar verdiklerini açıkladılar. Barka eyaleti olarak bilinen ve başkenti Bingazi olacak olan özerk bölge kendi parlamentosuna, bütçesine, polisine, mahkemesine sahip olacak. Buna karşılık dış politika, ordu ve petrol, merkezi yönetimin yetki alanında olacak. Toplantıya aşiret reisleri ve iç savaşta oluşmuş olan milisler katıldı.

Bugün ortaya çıkan bu gelişme, geçen yılın Ekim ayında Kaddafi’nin devrilmesinden bu yana ortaya çıkan tablonun mantıksal olarak devamı. Savaş bittiği halde aşiretlerin silahlı güçleri kendilerini muhafaza etmekte ısrarlı oldu. Şubat ayının ortasında çöldeki Kufra kentinde aşiretler arasında patlak veren çatışmalarda 100’den fazla insan hayatını yitirdi. Şubat sonunda ise, Kaddafi ile yapılan savaş döneminde muhalefetin birleşik gücünü temsil etmiş olan Ulusal Geçiş Konseyi’nin başkanı Mustafa Abdülcelil, aşiretlerin Libya’yı bölme tehdidi yarattığını söyledi.

Bu gelişmelerle birlikte Libya’da yaşanan olayların hakiki karakteri çıplak biçimde ortaya çıkmış oluyor. Gerçek sitesi Libya’da ayaklanmanın başlamasından günler sonra, şöyle yazıyordu:

(...) bilebildiklerimizi bir araya getirirsek, bu isyanın Arap devriminin işçi-emekçi karakterini taşımadığını, sınıfsal bir dinamik göstermediğini, bu yüzden de Libya’da bir sürekli devrim sürecinin beklenmesinin bugünkü veriler ışığında anlamlı olmadığını söyleyebiliriz. (...) Libya’da isyan bir proleter ayaklanmasından ziyade, aşiretler ve bölgelerin hakim sınıfları arasında bir hesaplaşmanın damgasını taşıyor. (“Libya’da iç savaş: Arap devriminde bir sapma”, 24 Şubat 2012).

Bu teşhis tam tamına doğru çıkmıştır. Bir yıl önce saptanmış olan “aşiretler ve bölgelerin hakim sınıfları arasında” yaşanan hesaplaşma, şimdi Kaddafi rejiminin devrilmesinden sonra bir ayrışma, uzaklaşma ve belki de dağılma sürecini harekete geçirmiş bulunuyor.

Libya, Arap devriminde en baştan bir sapma olarak ortaya çıktı. Bu yüzden de ayaklanma emperyalizmle işbirliği yaptı, Kaddafi’ye karşı insanlık dışı davranışlarda bulundu. (Bkz. bu sitede “Emperyalizmin himayesinde barbarlık”, 30 Ekim 2011). Libya ayaklanmasının bu suçlarını Arap devrimine yıkmaya çalışanlar yeniden utanıyor. Libya devrim değildi. Devrim böyle şeyler yapmadı. Libya’da olan biten Arap devriminin Amerikan dizaynı olduğunun kanıtı olarak kullanılamaz!