Kılıçdaroğlu'ndan 2019 için Abdullah Gül'e yeşil ışık

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Alman Der Spiegel dergisinin 2019 seçimleri ile ilgili  "aday olacak mısınız" sorusuna "hayır" cevabını verdikten sonra "ben partiler üstü erkek ya da kadın aday istiyorum" diyerek yeni bir çatı aday arayışı içinde olduğunu gösterdi. Der Spiegel muhabiri Abdullah Gül ismi hakkında ne düşündüğünü sorunca Kılıçdaroğlu'nun verdiği cevap "Abdullah Gül kendi geleceğine kendisi karar vermelidir ancak seçimlere iki yıl varken şimdi bir isim verme yanlışını yapmam" oldu.

Olası bir çatı aday için "partiler üstü" şartını koyan Kılıçdaroğlu'nun AKP kurucusu, ilk genel başkanı ve ilk AKP hükümetinin Başbakanı olan, Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı'na aday gösterilip AKP'lilerin oylarıyla bu makama seçilen Abdullah Gül'ün kendi kriterlerine uygun olmadığını belirtmesi mantık kurallarına uygun olurdu. Ancak bunu söylemek yerine topu "kendi tercihidir" diyerek Abdullah Gül'e atan Kılıçdaroğlu'nun bu isme yeşil ışık yaktığı gayet açık.

Baykal'ın Abdullah Gül'ün adını zikretmesinin ardından CHP tabanından ciddi tepkiler yükselmişti. Aslında Kılıçdaroğlu daha o zamandan Abdullah Gül ismine açıktan karşı çıkmamıştı. Yine benzer ifadelerle şöyle demişti: "Kişileri yıpratmaya, alıp hedef tahtasına koymaya hakkımız yok. Sayın Gül ister mi istemez mi onu bilmem ama bugünden kalkıp belli isimleri vererek o isimleri öğütmek gibi bir şey doğru olmaz." Belli ki Baykal ile Kılıçdaroğlu arasında bu konudaki fark, Baykal’ın Gül’ün adını derhal anmaya başlayarak onu yıpratmak istemesi, Kılıçdaroğlu’nun ise tam tersine Gül’ün adına zarar gelmesinden kaçınmaya çaba göstermesi.

Katılan yüz binlerce insanın haklı talepleri ve öfkesi bir yana, CHP açısından adalet yürüyüşünün 2019 projesinin bir parçası olduğunu söylüyoruz. Şimdi bu projenin ana hatları da yavaş yavaş ortaya çıkmakta. Abdullah Gül'ün yeni çatı aday olup olmayacağı belli değildir. Ancak CHP ve Kılıçdaroğlu'nun "partiler üstü" sıfatıyla burjuvaziyi ve emperyalizmi tatmin edecekbir adayın peşinde olacağı açık. Baykal'dan Kılıçdaroğlu'na, Abdullah Gül ismi üzerinde bu kadar durulması, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin emekçi kitleleri kontrol etmek için (AKP tabanını etkilemek adı altında) dini siyasete alet etmekten vazgeçmeyeceğini gösteriyor.

Meral Akşener öncülüğünde kurulma hazırlıkları hız kazanan merkez sağa meyleden faşist, NATO'cu, TÜSİAD'cı yeni parti de Kılıçdaroğlu'nun çatı aday konusunda yalnız kalmayacağının bir işareti.

Kılıçdaroğlu'nun peşine takılanları sürüklediği yer belli. Yol yakınken sosyalist hareket CHP treninden inmeli ve 2019'da 16 Nisan'ın tekerrürüne razı olmamalı, zincirsiz bir Kurucu Meclis için güçlerini birleştirmelidir. Aksi takdirde milyonların haklı talepleri ve istibdada karşı öfkesi yeni bir "tatava yapma" kampanyası içinde sönüp gidecektir.