İşte Amed, işte Tahrir!

Korkunun ecele faydası yoktur. Cemaat mensubu polis şefi, KCK operasyonlarını “Biz bu operasyonları yapmasaydık, Dağkapı’yı Tahrir meydanına çevirirlerdi” diye gerekçelendirmişti. Sadece kitle  örgütlemede en ileri kadroları KCK yaftasıyla içeri almadılar. Dün Diyarbakır’ın (Amed’in) sokaklarını polis barikatıyla doldurdular. Polise Mısır’ın karşı devrim gücü “Baltacı” rolünü oynattılar. Bir tek develer eksikti. Ama halk bütün  bunları püskürttü!  Halk polisi yenilgiye uğrattı! Halk İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’i yenilgiye uğrattı! Diyarbakır Newroz Parkı, Tahrir meydanı oldu!

Yenilen pehlivan güreşe doymazmış! AKP yıllardır bütün siyasi rakiplerini, hatta Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yendi durdu. Ama yine yıllardır, Kürt hareketi tarafından devamlı yenilgiye uğratıldı. 2007 seçimlerinde bağımsız milletvekilleriyle meclise girdi DTP. 2009 yerel seçimlerinde 100 dolayında yerleşim yerini, en önemlisi Erdoğan’ın 2007’de “istiyorum” dediği Diyarbakır’ı, AKP’yi ezerek aldı. 2011’de BDP zaferine yeni zaferler kattı. Girdiği bütün seçimleri kazanan Erdoğan Kürt halkının şamarını yedi sürekli. Arada bir de 2010 referandumunda bölgede boykot eveti ezdi.

Şimdi iş seçim sandığını aştı, Kürt halkı sokaklarda eziyor AKP’yi. Dağkapı’yı Tahrir’e çevirtmemek için istediğinizi yapın. Kürt halkı yıllardır serhıldanlarıyla Tahrir’i bütün bölgede yaratıyor. Ama bu en son zafer görülmemiş bir şey. Devlet Türkiye gibi baskıcı bir ülkenin bile gördüğü en komik gerekçe ile (“erken Nevruz olmaz”) yasaklamıştı Newroz kutlamalarını. Diyarbakır halkı ezdi geçti bu yasağı. Yüz binler, belki de bir milyon kişi Newroz Parkı’nı doldurdu, haklarını ve taleplerini yüksek sesle bağırdı. Kürt halkı özerkliğini elleriyle ele alacak bu gidişle. Dün ortaya çıkan budur.

İstanbul kahramanca direndi. Galiptir bu yolda mağlûp. Ama hakikatı söylemek gerçekliğin doğru kavranması adına gereklidir: İstanbul’da yapılamamıştır, Kazlıçeşme alanı fethedilememiştir. Ama Diyarbakır’da yapılabilmiştir. İşte Kürdistan gerçeği!

Sefil Türk medyasına ve perişan CHP’ye bir tavsiyemiz var: İdris Naim Şahin’in istifasını istemelidirler. İçişleri Bakanı, Diyarbakır’da polisin madara olmasıyla Türk devletini rezil etmiştir. Bu duruma düşen bir İçişleri Bakanı’nın burjuvazinin ve devletin çıkarları açısından orada oturması büyük sakıncalar taşır. İstifa etmelidir!

Diyarbakır’da devleti püskürten halktır. Yaşlısıyla genciyle, kadınıyla çocuğuyla bütün bir Kürt halkıdır. Gözleri hiçbir şeyden korkmuyor. Bunun ne demek olduğunu, ne gibi sonuçlar doğuracağını hep birlikte göreceğiz.