Hani Barzani ulusal kahramandı?

Rojava’dan (Suriye Kürdistanı) Türkiye’ye Dışişleri Bakanlığı ile görüşmeler için gelen 6 kişilik Kürt Yüksek Konseyi (Desteya Bilind a Kurd) heyetinde yer alan TEV-DEM yöneticisi, Batı Kürdistan Halk Meclisi (Meclisa Gel a Rojavaye Kurdisane-EGRK) kontenjanından Kürt Yüksek Konseyi’ne seçilmiş olan, PYD çizgisinden İlham Ehmed ile Özgür Gündem gazetesi röportaj yapmış (12 Ekim 2013). Hem Özgür Gündem adına soruları soran gazetecinin soruları, hem de İlham Ehmed’in cevapları çarpıcı. Bu röportajı görmemiş olan okurlarımız için aşağıda uzunca bir pasaja yer veriyoruz:

“(…) tezkerelere [TBMM’nin Suriye ve Irak tezkereleri-Gerçek] karşı KDP niye sesini çıkarmıyor? Sêmalka Kapısı hala kapalı, DÖKH heyetinin Rojava’ya geçişine izin vermediler.

Federe Kürdistan Hükümeti Türkiye’nin perspektiflerine göre hareket ediyor. Rojava’daki her türlü ambargo Türkiye’nin perspektifi doğrultusunda gerçekleşiyor. Türkiye bunu Federe Kürdistan Hükümeti üzerinde farz görüyor, onlar da ona göre hareket ediyor. Ve sınırı kapalı tutuyorlar. KDP ve Türkiye’nin çıkarları ortak. KDP biraz da Apo’cu hareketin etki alanının genişlemesinden korkuyor bence. Güney’de de korkuyor, Rojava’da da korkuyor. Bugün Rojava’daki ambargonun nedeni de Rojava’nın Apo’cu hareketin elinde olmasındandır. Yani diyorlar ki ‘PYD’nin elinde olduğu sürece bizler de kapıları açmayız, yol vermeyiz ve kırılmalarını bekleriz’ diye düşünüyorlar. Hatta Rojava’ya yapılan saldırıların çoğunda onların verdiği destek var. Aslında sessiz kalmakla çetelere çok fazla destek verdiler. Çeteler bu sessizlikten çok cesaret aldılar. Bu siyasetleriyle bizi sıkıştıracaklarını ve teslimiyet noktasına getireceklerini düşünüyorlar. Teslim aldıktan sonra da sözümona yardım eli uzatacaklar. Bazılarını kendi yanlarına çekiyorlar. Eğitiyorlar. Rejim ordusundan kaçmış birçok askeri alarak eğittiler ve Rojava’ya Peşmerge olarak gönderdiler. Fakat hiçbiri yürümedi.(…)

O zaman bu anlayış Kürt Ulusal Kongre’sini nasıl yapacak?

Uzun zamandır ulusal kongrenin toplanması istemi var. Ama KDP tarafından kabul edilmiyordu. Zaten bu sefer kabul etmeleri de şüpheliydi. ‘Acaba KDP ulusal kongrenin toplanmasını kabul etti mi?’ sorusu vardı akıllarda. Ama zamanla geciktirince anlaşıldı ki kabul etmiş görünmesi de seçim yatırımıymış. Seçimlerde adının olması için. ‘İşte bakın ulusal kongreyi de topladık’ demek içinmiş. Oy kazanmak içindi yani. Seçimler bitince şimdi yine ertelediler. Bu ayın 8’inde hazırlık komitesinin toplanması gerekirdi, ama toplanmamış. Geciktirmişler. Kongrenin tarihi aynıdır, ama yapılıp yapılmayacağı belirsiz. Olmayabilir de.”

Rojava’da Kürt ulusunun kurtuluşu açısından tarihi bir görev yapmakta olan İlham Ehmed’in gözlemleri son derecede önemli. Bu yüzden Barzani’yi ne ile eleştirdiğini berrak biçimde özetlemeliyiz.

·         “Federe Kürdistan Hükümeti Türkiye’nin perspektiflerine göre hareket ediyor.” Başka biçimde söylenirse, “KDP ve Türkiye’nin çıkarları ortak.”

·         “Rojava’daki her türlü ambargo Türkiye’nin perspektifi doğrultusunda gerçekleşiyor.” Dolayısıyla, “sınırı kapalı tutuyorlar.”

·         “… ambargonun nedeni de Rojava’nın Apo’cu hareketin elinde olmasındandır.”

·         “Hatta Rojava’ya yapılan saldırıların çoğunda onların verdiği destek var.”

·         Ulusal Kongre “KDP tarafından kabul edilmiyordu.” Şimdi bile “kabul etmiş görünmesi de seçim yatırımıymış.”

Demek ki, (1) Barzani, Kürt ulusunun bütününün özgürleşmesine değil, Güney Kürdistan’da kurulmuş olan federe devletin çıkarlarına öncelik veriyormuş. Bu yüzden de onun politikası temelinde kurulan federe devlet Kürt ulusal özgürlüğü için çok da hayırlı bir gelişme değilmiş. (2) Barzani Kürt ulusunun bütününün çıkarları yerine bugün emperyalizmin askerini Irak’tan çektiğinde kendisine hami olarak bıraktığı Türkiye’nin çıkarlarıyla uyum içinde çalışıyormuş. (3) PKK çizgisi hâkim konumda olmasın diye Kürt çıkarlarının aleyhine bile çalışıyormuş (Rojava’ya ambargoya destek, Rojava’ya saldıran çetelere destek, ulusal kongreyi savsaklama).

Teşekkürler, İlham Ehmed. 2007’de ilan edilen Devrimci İşçi Partisi yıllardır işte tam da bunları söylüyor! Onun öncülü İşçi Mücadelesi ise 2003 Irak savaşı ve işgalinden beri Kürt hareketini uyarmaya çalışıyor. Dost doğru söylediğinde dinlemeyen zararlı çıkar.  Umarız şimdi Rojavalı hevallerimize kulak verilir.