Güney Kore’de ilk raund emekçilerin! Kavgaya devam!

Güney Kore’nin emekçi kitleleri aylardır sokakta.  Güney Kore devlet başkanı Park Geun-hee’nin, hiçbir resmi görevi olmayan akıl hocası ile birlikte envai çeşit yolsuzluk yaptığı, bu yolsuzlukların en büyüğünün de Kore dilinde chaebol denilen dev hanedan şirketlerinin en ünlülerinden biri olan Samsung’un varisinden 40 milyon dolarlık bir rüşveti içerdiği ortaya çıkmıştı. Güney Kore devletinin ilk tepkisi bu krizi en hafif zararla atlatmaya çalışmak oldu. Park, bazı bakanlarını görevden aldı, Samsung’un varisi ve fiili olarak yöneticisi Lee Jae-yong ise açılan davada ifade verip lüks evine rahatça geri döndü. Onlar krizi böyle çözmeyi umarken sahneye Güney Kore’nin iki büyük sendikası olan KCTU’nun ve FKTU’nun başını çektiği işçi sınıfı çıktı. Geniş kitleler sokağa dökülürken, metal işçilerinden demiryolu ve banka işçilerine kadar Güney Kore işçi sınıfının en güçlü taburları grevlerle hayatı durma noktasına getirdi.

Bu mücadelelerin ilk sonuçları Park Geun-hee’nin meclis tarafından görevinden azledilmesi ve Samsung’un varisi Lee Jae-yong’un bir kez daha mahkemeye çağrılarak tutuklanması oldu. Ne var ki, Park’ın meclis tarafından azledilmesi geçici bir nitelik taşıyordu ve kesinleşmesi için Anayasa Mahkemesi’nin de azil işlemini onaylaması gerekiyordu. Nitekim, 2004’te meclisin azlettiği dönemin devlet başkanı Roh Moo-hyun Anayasa Mahkemesince görevine iade edilmişti. 10 Mart Cuma günü toplanan Anayasa Mahkemesi Park’ın azledilmesini onayladı. Yani halkın parasını çalarak zenginliğine zenginlik katan Park geri dönüşü mümkün olmayacak biçimde devrilmiş oldu. Aylardır yağmur çamur demeden mücadele eden Güney Kore emekçilerinin gözü aydın!

İlk raunt kazanıldı, yolsuzların başı devrildi, diğer iki büyük ortak, yani Samsung varisi Lee ve Park’ın akıl hocası Choi Sun-sil ise hapiste. Yolsuzlar düzeninin sırtı ise henüz yere gelmiş değil. Muhalefetteki Liberal Parti, kendi adayının 9 Mayıs’ta yapılacak seçimlerden galip çıkmasına kesin gözüyle bakılmasına da güvenerek evlere dönme çağrısı yapmaya başladı bile. Oysa Güney Kore kodamanlarında yolsuzluk düzenini devam ettirecek Park’lar, Lee’ler, Choi’ler bitmez. Mücadele bu aşamada bırakılırsa, Güney Kore’nin chaebol rejimi kendini güvende hissettiği anda bu hırsızları salıvermekten ve kimin eli kimin cebinde belli olmayan saltanatına kaldığı yerden devam etmekten çekinmeyecektir.

Emekçilerin meydanı boş bırakması durumunda, hırsızlar cephesinin yeni bir hücuma geçmek için hazırlıklı olduğu ise ayan beyan ortada. Son günlerde Anayasa Mahkemesi’nin önünde sendikaların gerçekleştirdiği eylemlerden birkaç sokak ileride, ellerinde Güney Kore ve ABD bayraklarıyla Park’ı destekleyen gruplar da büyük eylemler düzenlediler. “Korea Joong Ang Daily” gazetesinin aktardığına göre Park’ın devrilmesinin komünist bir iktidara giden yolu açacağını dile getiren bu Amerikancı grupların 10 Marttaki eylemlere kamuflaj ve kırmızı bereleriyle “komando” kılığında gelen kişileri içermesi de gözlerden kaçmadı. Donald Trump’ın fotoğraflarını da taşıyan bu kitle, Park’ın azlinin kesinleşmesi haberi üzerine Anayasa Mahkemesi’ne doğru yürümeye çalışarak polisle çatıştı. Çatışmalarda Amerikancı gruptan iki kişinin öldüğü aktarılıyor.

Emekçiler bu mücadeleyi sonuna dek götürmediği takdirde, Amerika’ya göbekten bağlı Güney Kore hükümetlerinin bu Amerikancı gruplara müsamaha göstermeyeceğinin hiçbir garantisi yok. Gerçek bir çözüm için tek bir yol var. Güney Kore emekçisi muhafazakâr hırsızların yerini liberal hırsızların almasına seyirci kalmamalı, devleti avuçlarının içine almış olan ve yolsuzluğun motoru konumundaki chaebol’ler işçi denetiminde kamulaştırılıp, ülkeyi her gün yeni bir provokasyonla savaşın eşiğine getiren ve yolsuzlar kampına sponsor olduğu aşikar olan ABD’nin üsleri ülkeden temizlenene ve Kuzey Kore ile kardeşçe ilişkiler tesis edilene kadar mücadeleyi bırakmamalıdır.