Geç olsun, güç olmasın, hevaller!

Özgür Gündem gazetesinin birinci sayfasının en tepesinde, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in cenaze töreninden bir görüntünün üzerinde bir başlık: “Cinayeti Ankara Planladı”. 5. sayfaya haberin kendisine dönüyoruz. Başlık bu sefer daha da açık: “Paris Katliamının Baş Aktörü AKP”. Tarih: 4 Ocak 2015. Paris suikastından iki yıl sonra.

Özgür Gündem gazetesi suikastın ertesinde böyle demiyordu. Ahmet Türk ve Ayla Akat Ata İmralı’yı yeni ziyaret etmişti. Yepyeni bir süreç başlıyordu. Daha sadece bir yıl önce Roboskî’de çoğu çocuk yaşında 34 Kürt’ü uçaklardan bombalayarak katırlarıyla birlikte paramparça eden AKP hükümeti şimdi bir “süreç” başlatıyordu. İyi niyetten kuşku duymak için var olabilecek her tür neden vardı. Ama Özgür Gündem’deki hevallerimiz, AKP’ye toz kondurmuyor, suikastı “süreç”e karşı çıkan odakların yapmış olabileceği fikrini işliyorlardı.

Gerçek gazetesi ve yazarları farklı düşünüyordu. Burjuvazinin sözcülerinin uyduruk “PKK içi hesaplaşma” teorisini reddetmenin ötesinde, biz suikastın “hem konuş, hem öldür” olarak özetlenebilecek bir politikanın ürünü olarak AKP hükümetinin işi olabileceği fikrini işliyorduk. Özgür Gündem sadece kendisi bu olasılığı dışlamakla kalmadı. Bu fikirleri işleyen Sungur Savran imzalı iki günlük bir yazıyı da yayınlamayı reddetti. Gerekçe de güzeldi: gazetenin “çok dolu olması”, yazının yayınlanmamasının açıklaması oluyordu. Ocak 2013’te Paris suikastından daha önemli hangi konu gazeteyi o kadar dolu kılıyordu, anlamak biraz zor! Sungur Savran yoldaşımız bu gazetede 12 yıl boyunca köşe yazarlığı yapmış biriydi üstelik, yabancı değildi! Yazı daha sonra BirGün gazetesinde (17 ve 18 Ocak 2013) ve ardından bu sitede yayınlandı. (http://gercekgazetesi.net/sungur-savran/paris-suikasti-1-ic-hesaplasma-teorisi-mantiksizdir ve http://gercekgazetesi.net/sungur-savran/paris-suikasti-2-catli-gelenegi-hortluyor.)

Şimdi HDP Eşbaşkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş suikastın ikinci yıldönümünde açıklama yapıyor ve MİT’in olayın içinde olduğunun artık bilindiğini, bunu MİT’in de yadsıyamadığını, Ömer Güney’in ses kaydı internete düştüğünde MİT’in “araştırılıyor” dediğini ama bir daha sesini çıkartmadığını haklı olarak ortaya koyuyor. Özgür Gündem de bunları manşete taşıyor!

Hevallerimiz AKP hükümetinin suçlarını geç de olsa keşfettikçe biz de geride kalan iki yıla bakıyoruz. Tayyip Erdoğan’ın hâlâ başımızda olması bununla ilgili mi diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz.