"Devrimin imamı"

Geçtiğimiz Cuma günü, başta Kahire’nin Tahrir Meydanı olmak üzere, Mısır’ın bütün büyük kentlerinin sokaklarında “Devrimi Yeniden Kazanma” eylemi vardı. Mısır’ın Eylül ayı başından beri yüz binlerce işçinin eylemlerine tanık olması dolayısıyla eylemlerde işçi sınıfı ağırlığı belirgindi. Bu, Tahrir Meydanı’nda kılınan, artık gelenekselleşmiş Cuma namazına bile yansıdı.

25 Ocak devrimi başlayalı beri, Tahrir’deki hemen hemen bütün namazları aynı imam kıldırmış. Ateşli hutbeleriyle halkı devrimci bir ruh ile dolduran Mazhar Şahin adlı genç imama “Devrimin imamı” lakabı takılmış. Mazhar Şahin’in ne İhvan-ı Müslimin (yani Müslüman Kardeşler) ile ne de Selefi olarak anılan daha köktendinci akımlarla bir ilişkisi olmadığı biliniyor. Vaazlarının laik ve demokratik tınılar taşıdığı belirtiliyor.

Geçtiğimiz Cuma da Mazhar Şahin ateşli bir hutbe ile kitleleri hareketlendirdi. OHAL yasasının kaldırılmasından seçim yasasının değiştirilmesine kadar genel talepleri savunmakla yetinmedi. Daha önemlisi, Mübarek’in partisi Ulusal Demokratik Parti’sine ilişkin tavrı idi. Devrimci kitlelerin yeni kabul edilen seçim yasasına itirazı, meclisin üçte ikisinin parti listelerinden seçilecek vekillerden, üçte birinin ise bağımsız bireysel adaylar arasından seçileceklerden oluşmasına. Çünkü Ulusal Demokratik Parti mahkeme tarafından kapatılmış durumda, ama o kadar büyük bir parasal gücü ve nüfuzu temsil ediyor ki, önde gelenleri bağımsız bireyler olarak meclise girip anayasa yapımını etkileyebilir.

İmam Şahin, seçim yasasına karşı çıkmakla yetinmiyor. İşi kökünden çözecek bir talep ileri sürüyor konuşmasında: Ulusal Demokratik Parti yöneticileri, “Hıyanet Yasası” temelinde yargılansın ve on yıl boyunca seçilme hakları ellerinden alınsın. Böylece, devrimin eski rejimle uzlaşmasına kapıyı bütünüyle kapatıyor.

Devrimin imamı aynı zamanda sınıf sorunlarına da duyarlı. Vaazında başlıca doğrultularından biri “sosyal adalet”. Bu doğrultuyu somutlaştıran bir de somut talep ileri sürdü Cuma günü: Mübarek döneminde özelleştirilmiş bütün fabrikalar (çimento, demir çelik vb.) yeniden kamulaştırılsın! 1990’lı yıllarda Türkiye solunda bu talebi dile getirmek liberalizmden etkilenmiş akımların gazabını üzerine çekmek demekti. İşte devrimin yarattığı mucize! Kimi sosyalistin cesaret edemediği talebi bir imam ileri sürebiliyor!

Biz “talep” diyerek İmam Şahin’in tavrını yumuşatmış oluyoruz. Şahin konuşmasının sonunda demiş ki, devrim bunları “talep etmiyor, emrediyor”! “Helal” kelimesi hiçbir şeye bu kadar yakışmaz, imam yoldaş!

Cuma günkü eyleme bazı İslamcı gruplar katılmış olsa da, esas büyük güç olan İhvan-ı Müslimin katılmadı. Göstericilerin sık sık attığı bir slogan şuydu: “Halk burada, İhvan nerede?” İhvan hâlâ başında Mübarek’in eski Savunma Bakanı Tantavi’nin olduğu Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi’nin kanadı altında ilerlemeye çalışıyor.

Tayyip Erdoğan işte Mısır’ın o İslamına seslendi. Kolaysa “devrimin imamı” ile kol kola girin!