“Cumhuriyet tarihinin en büyük kurtarma operasyonu”ymuş!

70’li yıllarda gösterilen bir reklam, Türkçeye bir terim kazandırmıştı: “Yöneticimiz uyuyor mu?” Yönetici, apartman yöneticisiydi. Alt kattakiler pişiyordu, üst kattakiler donuyordu, kapıcı ikisi arasında bölünüyordu. Hepsi birden “yöneticimiz uyuyor mu?” diye haykırıyordu.

Şimdi aynı soruyu Tayyip Erdoğan’a ve Dışişleri Bakanı’na sormak gerekiyor. Erdoğan Libya’daki ayaklanmanın Kaddafi’nin paralı askerleri ve ordusu tarafından kan banyosuna dönüştürülmesine karşı gık dememesini Libya’da çalışan Türk vatandaşlarının güvenliğine bağlıyor. Peki, bugüne kadar uyuyor muydunuz? Tunus’ta ayaklanma bir ay sürdü 14 Ocak’ta başkan devrildi. Haritaya bakmaya zahmet eden, Tunus’un Libya’nın batıdaki komşusu olduğunu görür. Mısır’da ayaklanma on beş gün sürdü, 11 Şubat’ta başkanı devirdi. Haritada görmek kolay: Mısır da Libya’nın doğudaki komşusu. Yani yangın bacayı çoktan sarmış! Peki bütün bunlar olurken ve herkes isyan bütün Arap ülkelerine yayılacak derken, hükümet Libya’daki Türk vatandaşlarını uyardı mı? Ayaklanma patlak verirse kurtarma için bir şeyler planladı mı?

Cevap, Türkiye’nin Trablusgarp Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği’nin inetrnet sitesinden. 16 Şubat tarihinde “Libya’da İstikrar Var” (!) başlığıyla bir yazı yayınlanıyor sitede. Şöyle deniyor: “Libya’da halihazırda güvenlik ve istikrar bakımından bir sıkıntı yaşanmamaktadır. Bu konuda, vatandaşlarımızın müsterih olmaları tavsiye olunur.” Ertesi gün iç savaş başlıyor! Ne demişler? Kılavuzu karga olanın...

Libya’da bulunan Türkiyeli işçilerin devrime destek olmaları en doğru tavır olurdu. Ama bunun koşulları mevcut olmayabilir de. Her halükârda, hayatını tehlikede hisseden Türkiyelilere destek olmak devletin görevi. Şimdi bütün propaganda araçlarını kullanarak “Cumhuriyet tarihinin en büyük kurtarma operasyonu” diye böbürleniyorlar. Bir basit öngörüsüzlük iki Türkiyeli işçinin canına, binlerin, on binlerin sefaletine neden oldu! Ne böbürleniyorsunuz bir de?