Batıcı-laik burjuvazinin yeni savaş atı: Erbakan’ın anısı

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Necmettin Erbakan’ın ardından taziye mesajı yayınlaması, cenazesine çelenk göndermesi, (tesadüf bu ya!) “28 Şubat bin yıl sürecek” incisinin sahibi eski Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun kuzeni 1. Ordu Komutanı Hayri Kıvrıkoğlu’nu geniş bir kurmaylar heyeti ile birlikte (Saadet militanlarınca içeri salınmadıkları) cenazeye yollaması, kimilerince ordunun İslamcı hareketle bir barış girişimi olarak görüldü. En azından bir gazete, “laik-İslamcı çatışmasının en azından devlet katında durulmuş olduğunu” yazdı. Politikadan hiçbir şey anlamamak!

TSK’nın ve daha genel olarak Batıcı-laik burjuva kampın Erbakan’ın ölümü konusundaki tavrı konusunda en ufak bir hayal görmemek gerekir. Alınan tavır bir savaş hilesidir.

İnanmıyorsanız bazı tanıklar gösterelim. İlk tanık Kılıçdaroğlu. CHP başkanı şöyle diyor: “Sayın Erbakan’la ortak bir noktamız da vardı: millilik. O da milliciydi, biz de.”

İkinci tanığımız, “ıslak imza” sahibi, darbeci zanlısı Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek. Sanık olarak yargılandığı mahkemede söz alarak Erbakan’ı birçok açıdan övdükten sonra diyor ki: “her şeyden önemlisi milli duruş ve milli kalkınma azminin herkese örnek olmasını diliyorum.”

Üçüncü tanığımız, son dönemlerde Tayyip Erdoğan’ın en keskin muhaliflerinden Hüsamettin Cindoruk: “Erbakan” demiş, “talebelerinden çok daha milli olmuştur.”

Son tanığımız kurnaz sözcü Hürriyet gazetesi. Baş sayfası dışındaki nn çok okunan sayfasında manda gözü kadar bir fotoğraf. Deniz Baykal ile Fatih Erdoğan, birlikte Erbakan’ın “helvasını yediler”.

Amaç, helva yemek değil, Erdoğan’ı “yemek”. Muhsin Yazıcıoğlu 2009 yerel seçimler öncesinde öldükten sonra, partisi BBP memleketi Sivas’ta tarihinde görülmemiş bir oranda oy elde etmişti. Şimdi Batıcı-laik burjuvazinin güçleri (TSK, CHP vb.) sözcüleri, aynı şeyin Haziran seçimlerinde Türkiye çapında Erbakan’ın ölümü dolayısıyla Saadet’e olacağını umut ediyorlar. Elbette, Saadet’in oyları artarsa AKP’nin oyları azalacaktır. İşte “düşmanımın düşmanı dostumdur” politikası!

Peki, Erbakan’ın “milliciliği” neden bu kadar yüceltiliyor? Ee, Erbakan’ı yüceltebilmek için de bir gerekçe gerekir. Erdoğan emperyalizm yanlısıdır, Erbakan değildi. Erbakan hayatı boyunca bugün kendisine yılana sarılır gibi sarılan Cindoruk, Baykal ve benzerlerini, kendine has üslubuyla, “sizi gidi taklitçiler, sizi gibi Batı Kulübü taraftarları” diye azarlamış, ne beis!

Erbakan ne kadar “millici” idi, ne kadar İslam aleminin mücahiti idi, tartışılır. Ama sizin millici olmadığınız, emperyalizmin Türkiye’deki en sağlam kalelerini savunduğunuz tartışma götürmez!