“Ateş ve hışım” sana yağacak, Trump!

 

 

Donald Trump kendini Amerika’nın efsanevi Batısında kanun uygulayıcı şerif zannediyor! Sağa sola aklına estikçe tehditler yağdırıyor. Günlerdir Kuzey Kore halkını savaşla korkutmaya çalışıyor. Önce Amerika’nın bütün “ateş ve hışmı” ile tehdit etti, herkesin beyninin kendisininki gibi küçük olduğunu sanıp ikinci söylediğinde “ve de kuvvet” diye ekledi! Ardından, belki dışişleri bakanı, belki danışmanları “aman başkan ne yapıyorsunuz?” diye sormuş olabilir, geri adım ne demek, çıtayı yükseltti, Amerikan ordusunun “ateşe hazır” olduğunu söyledi. Aman dikkat et beyefendi, elinde patlamasın!

Dünya halkları onyıllardır ABD emperyalizmine diş biliyorlar. Mesela 2011-13 Arap devriminde, halkı öfkeyle ayağa kalkmaya teşvik eden ana faktörlerden biri, Mısır’da, Tunus’ta, Bahreyn’de, Ürdün’de yöneticilerin ABD’nin karşısındaki boyun eğmelerine, gerdan kırmalarına yıllardır biriken kindi. ABD ile iyi geçinmek için Filistin halkının satılmasına tepkiydi. Mesela Chávez’in o kadar uzun yıllar boyunca hem Venezüella’da hem de Latin Amerika’nın tamamında halkın sevgilisi haline gelmesinin en önemli nedenlerinden biri, Amerika’ya dobra dobra kafa tutmasıydı. Salt nutuklar atarak, “üst akıl”dan dem vurarak değil, cesaretle adını vererek, düşmanlarına kapı açarak! Trump, Kuzey Kore’yi savaşla tehdit ediyor. Ne mutlu Kim Jong-Un’a, halkların sevgilisi olacak hiç hak etmeden!

Burjuva liberalleri şimdi savaş karşıtlığı oynuyorlar. “Hangisi daha çılgın?” diye de papatya falı açıyorlar. Bunlar halktan nasıl da gizliyorlar hakikati! Kim (Uzakdoğu’da ilk yazılan isim soyadıdır) çılgın mılgın değil. Kendine göre bir tuhaf üslubu olabilir ama ne yaptığını biliyor. Durup dururken geliştirmiyor kıtalar arası balistik füzeyi, minyatürleştirilmiş nükleer silahı. ABD, bundan 15 yıl önce, 11 Eylül’ün hemen ardından Trump’tan biraz hallice gerici başkanı, Irak katili George W. Bush’un ağzından Kuzey Kore’yi hedef tahtasına koydu! Yaşı yetenler hatırlayacaktır: “Şer Ekseni” diye bir şey tanımladı, oraya Irak, İran ve Kuzey Kore’yi koydu. Irak yerle bir edildi, cumhurbaşkanını Saddam Hüseyin’i ABD Arap cellatları eliyle ipe çekti. İran’a saldıramadı, çünkü Irak’ta ve sonra Suriye’de ve Libya’da başı belaya girdi. Ama (Obama parantezinden sonra) şimdi Trump İran’ı yeniden düşman ilan etti. Kuzey Kore bunları görmüyor mu? Ülkesinin öteki yarısı Güney Kore’de 70 yıldır konuşlandırılmış olan 40 bin ABD askerini görmüyor mu? Uzakdoğu halklarının tescilli katili Japon emperyalizminin topraklarında bir başka 40 bin Amerikan askerinin savaşa hazır beklediğini görmüyor mu? Obama döneminde bile ABD komutanının Japonya’da konuşurken askerlerine “bu akşam savaş başlayacakmış gibi hazır olun” dediğini duymadı mı? Burjuva liberalleri, bunları neden yazmıyorsunuz? Mesele “çılgınlık” değil, hanımlar beyler. Mesele sizin emperyalist düzeniniz! Trump, sizin çocuğunuz!

Hiç düşündünüz mü Trump’ın Kuzey Kore’yi “ateş ve hışım” ile tehdit ettiği günler, şu Ağustos başı günleri neyin yıldönümüne denk geliyor? 6 Ağustos 1945’te ne oldu, 9 Ağustos’ta ne oldu? Hiroşima ve Nagazaki’nin adını duydunuz mu? ABD geçen defa bir Uzakdoğu halkının, o zaman Japonya’nın üzerine “ateş ve hışım” yağdırdığında nasıl yaşlı çoluk çocuk ayırmadan bütün bir toplumu katletti, şehirleri yerle bir etti. Şimdi Trump hiç yüzü kızarmadan bu olayların yıldönümü günlerinde Kuzey Kore’yi aynı şeyle tehdit ediyor. Siz hâlâ “iki çılgın” komedisi oynuyorsunuz!

Kim, “tek ülkede sosyalizm” illetini “tek hanedanın sosyalizmi” güldürüsüne çevirmiş ailenin şimdiki temsilcisidir. “Üçüncü Kim” olarak anılması bile yanlış olmaz! 20. yüzyılda işçi ve köylülerin canları pahasına kapitalizmi devirdiği ülkelerde ayrıcalıkların üzerine konan bürokrasinin, Kuzey Kore’de kendine temsilci olarak bellediği hanedanın devamıdır. Ama Kim’in bu konumu, yönettiği ülkenin hâlâ büyük üretim araçlarının kamu mülkiyetinde olduğu, işsizliğin kolay görülmediği, işçilerin ve yoksulların “kendi başının çaresine bakması”nın gerekli olmadığı bir işçi devleti olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Ezilen bir halkı ve işçi sınıfının kazanımlarını emperyalizme karşı savunmak için devletin başında Fidel’in ya da Che’nin olması gerekmiyor!

Trump dünyayı savaşla terbiye etmeye girişiyor. Kuzey Kore’den sonra Venezüella’ya da askeri müdahale tehdidi yaptı. Daha önemlisi, o, Kuzey Kore halkına “ateş ve hışım ve de kuvvet” tehdidini savururken, ABD ordusunun “ateşe hazır” olduğunu ilan ederken, aynı günlerde bir ABD destroyeri Güney Çin Denizi’nde Çin’in Spratly adaları bölgesinde, yani bu ülkenin kendi kara suları saydığı bir bölgede, üç saatlik bir “gezinti”ye çıkıyor! Bir Çin fırkateyni kendisini tam 10 kez uyardığı halde istifini bozmuyor! Acaba Çin Florida Körfezi’ne bir destroyer yollasa bugün dünya nerede olurdu?

Ateş ve hışım! Ateşle oynuyorsun Trump. Böyle giderse dünya halklarının hışmı seni Amerikan burjuvazisinin “azil süreci”nden de önce götürecek. Ellerini çabuk tutmazlarsa seninle birlikte onlar da göçebilir! Ateşle oynama Trump! Asya tekin değildir. Bir önceki Amerikan savaşı neydi orada? Vietnam! Aşağıdaki resme bir bak hele: Amerikan askerleri Vietnam işçi ve köylülerinin, Viet Kong’un hışmından nasıl da kaçıyor!