Alkışlar kime heval?

Selahattin Demirtaş’ın Erdoğan’ı ayakta alkışlamasıyla ilgili tartışmalar basında ve sosyal medyada da tartışılmaya devam ediyor. Kafası karışık olanlardan, desteklemeyen ama bu hareketin bir linç kampanyasına da dönüşmesini eleştirenlerden, seslerini dahi çıkarmayanlara kadar türlü tepkiler mevcut.

Selahattin Demirtaş ise geçtiğimiz günlerde Al Jazeera’ye neden Tayyip Erdoğan’ı alkışladığını anlatmış. Şu cümleleri kuruyor;

 “Salonda iki Cumhurbaşkanı adayı vardı, biri kazandı. Biri de bendim.  Rakibim kazanmış kürsüde yemin ediyordu. Salonda hiç kimse alkışlamasaydı dahi ben alkışlardım. Erdoğan’ın kişiliğini alkışlamak değil, yüzde 52 oy veren iradeye duyduğum saygının ifadesi. Alkışlanması gerekiyordu, o iradenin. Adaletsiz olduğunu biliyoruz ama O’na oy verenler, aptal, gerizekalı ya da hırsız değil halktır ve halk ayakta alkışlanır. Halkın iradesi ayakta alkışlanır. Ben yapmasaydım benim kişiliğime, siyaset anlayışıma ters olurdu.” (Vurgu bize ait)

Bu cümleler öyle sıradan ağızdan çıkan cümleler değil belli ki. Halkın aptal olduğunu düşünenler var elbette ancak biz onlardan değiliz! 17 Aralık'ta patlayan yolsuzluk ve rüşvet skandalıyla birlikte bir halkın paralarını çalmakla suçlanan, halk isyanında hayatlarını kaybeden insanların katledilmesinin siyasi sorumlusu olan ve "polise vur emrini ben verdim" diye bunu açıkça belirten, taşeron sistemini ve özelleştirmeleri geldiği günden beri tüm ülkeye yayarak her günün olası bir Soma olmasının sorumlusu olan Tayyip Erdoğan'ı sadece ona oy veren insanlara saygı duyduğunuzu ifade etmek için alkışlamak ise siyaset anlayışınız, söyleyecekleriniz ortadadır zaten. Siz AKP'ye oy veren insanlara şunu söylüyorsunuz demektir bu; bu insan sizi taşeron sisteminde süründürüyor, kölece çalışma koşullarında çalıştırıyor ama siz ona oy verdiğiniz için ben ona saygı duyuyorum. Bu insan sizi kendi Ortadoğu hayalleri için silah altına alıp ölüme gönderme planları yapıyor kafasında ancak siz ona oy verdiğiniz için ben size saygı duyuyorum. Hayır hevaller! AKP’ye oy veren insanlara saygınız varsa onlara oy vermeyin diyelim. AKP’ye oy veren insan kendi boynuna taşeron ipini doluyor demektir. AKP’ye oy veren insan kendi bedenini Ortadoğu’da patronlar çıkarına kana yatırıyor demektir. AKP’ye oy veren bir insan kendinden olmayan bir başkasına düşmanlaşmanın daha da arttığı bir ortamı hazırlıyor demektir. AKP’ye oy vermeyin diyelim hevaller! AKP’yi yuhalayın, defedin başımızdan diyelim. Hep beraber kardeşçe, taşeronun olmadığı, işsizliğin, sefaletin olmadığı bir düzen için mücadeleye davet edelim. Ortadoğu’da savaş tohumları ekilmeyen bir geleceği hep beraber inşa edelim diyelim. Türlü ayrıştırmalarla, yalanlarla,  halk kitlelerini etrafına toplamış bir insanın gerçek yüzünü ona oy veren insanlara gün be gün göstererek insanları kazanabilecek iken kim olduğunu bile bile Kimse alkışlamasaydı dahi ben alkışlardım demek yapılanları ya unutmak ya da aslında çözüm süreci için görmemezlikten gelmektir.

Seçim sürecinde Soma’ya gerçekleştirilen ziyarette ölen işçi yakınlarının elleriyle sıkışan o ellere Soma katliamının siyasi sorumlusu olan Erdoğan’ı alkışlamak yakıştı mı şimdi heval?

Berkin Elvan’ın annesine saygısızlık yaptığını, siyasi amaçları için kullandığı iddialarına karşı Demirtaş, ihanet suçlamasının kimsenin haddine olmadığını, PKK ile devlet arasında ölen 50 bin insanı hatırlatmak istediği söylüyor. Peki bugün Rojava’da PYD AKP’nin desteklediği IŞİD ile çarpışırken bu alkışlar kime heval?

İsyanın forumlarla devam ettirilmeye çalışıldığı bir dönemde yaşadığı yere kalekol yapılmasını protesto ederken öldürülen Medeni Yıldırım’a asker tarafından sıkılan kurşun sadece kolunu sıyırsaydı ne düşünürdü acaba bu alkış için heval? Mehmet eylemlerde sadece düşüp kolunu kırsaydı acaba ne düşünürdü bu alkış için heval? Ve Ethem ve Abbullah ve diğerleri…

Erdoğan Barzani’yi alıp da Diyarbakır da şov yapmaya geldiğinde Medeni’nin annesi sokakta oğlunun resminin olduğu bir pankartı taşıyarak Erdoğan’ı protesto ederken Kürtçe söyledikleri kulaklarınızdan silindi mi hevallar?

"Çocuğumun katili sizsiniz. Oğlumun katilini ortaya çıkarın. Biz orada savaşın içindeydik. Bu olanlar senin hoşuna mı gitti. Ben kimseyi tanımıyorum. Hakkımı tanıyorum. Erdoğan nerede onu getirin bana. … Medeni'yi unuttun mu? Vicdanın yok senin, dinin yok senin. Milleti kandırma. Hiç birinizin vicdanı yok. … Benim oğluma Gezi Parkı'nda kahraman diyorlar. Oğlumun katilini bulun. 5 ay oldu savcılar polis nerede. Niye benim oğlumun katilini bulmuyorsun. …."

Evet Gezi’de Medeni’ye kahraman diyorlardı! Medeni, Erdoğan’ın çözüm metodu olan kalekol inşaatının karşısında dimdik ayaktaydı, belki de slogan atarken yumruğu havada ancak alkışlamak için değil! “Erdoğan nerede onu getirin bana.” diyor Medeni’nin annesi. Erdoğan nerede heval?