ABD Suriye'yi sehven değil kasten vuruyor

ABD'ye ait uçaklar Deyrizor şehrinde DAİŞ'e karşı askeri operasyon yürüten Suriye ordusuna ait mevzileri vurdu ve en az 62 Suriye askerinin ölümüne neden oldu. ABD bu saldırının sehven, yani yanlışlıkla yapıldığını, DAİŞ'i bombaladıklarını zannettiklerini söyleyip özür diledi. Suriye bu özrü kabul etmediği gibi ABD'yi DAİŞ'i desteklemekle suçladı. Rusya ise bu saldırıyı derhal Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne taşıdı.

Savaşlarda dost ateşi adı verilen kazalar gerçekleşebilmekte, ordular yanlışlıkla kendi askerlerini ya da müttefik kuvvetleri vurabilmektedir. Ancak Deyrizor'da yaşanan böyle bir şey değil. Öncelikle ABD, Suriye ordusu ve yönetimine düşmanlık gütmektedir. Her ne kadar Rusya ile ABD, "Esadlı geçiş, Esadsız çözüm" formülünde, Suriye'de geçici bir ateşkesin sağlanması ve DAİŞ ile Nusra Cephesi'ne (son dönemde taktik olarak adını Fetih El Şam olarak değiştirdi) karşı askeri operasyonların yoğunlaştırılması konusunda anlaşmışsa da, ABD emperyalizminin Suriye'de yönetimi devirme ve ülkedeki nüfuzunu arttırma çabaları hiç bir zaman ortadan kalkmamıştır. Deyrizor'da yapılan saldırı bu anlamda bir yanlışlığın değil ABD emperyalizminin Suriye'ye düşmanlığının bir sonucudur.

ABD, DAİŞ mevzilerini vurmak için bölgeye hava harekâtı düzenlediğini söylemektedir ki bu da yalandır. Bölgede Suriye ordusunun DAİŞ'in üzerine yürüdüğü ve bir bir mevzileri ele geçirdiği bilinmekteydi. ABD uçaklarına ihtiyaç yoktu. Ne var ki ABD uçaklarının bombardımanının ardından DAİŞ kaybettiği bazı stratejik mevzileri yeniden ele geçirme olanağına kavuştu. Üstelik bu Deyrizor'daki ilk yanlışlık da değil. Daha önce 2015 Aralık ayında da ABD uçakları Deyrizor'da Suriye güçlerini vurmuş, mesele Suriye Dışişleri tarafından BM nezdinde protesto edilmişti. Deyrizor şehrinde sürekli sözüm ona yanlışlıklar yapılmasının sebebi bu bölgenin stratejik öneminden kaynaklanıyor. Eğer Deyrizor tekrar Suriye'nin kontrolüne girerse DAİŞ'in iki merkezi Rakka ve Musul arasındaki bağlantısının kesilmesi olasılığı belirecektir. Bu aynı zamanda Suriye ile müttefiki Irak'ın tekrardan bir kara sınırının oluşması anlamına da gelecektir ki bu müttefik İran, Irak ve Suriye güçleri açısından DAİŞ'e karşı stratejik bir üstünlük kurmak demektir. İşte ABD'nin Deyrizor'daki DAİŞ varlığını korumaya yarayan sözüm ona yanlışlıklarının sebebi budur.

ABD'nin DAİŞ'e karşı tutumu taktiksel ve pragmatik olmuştur. Aynı İsrail gibi. Tek farkla, İsrail bunu açıkça yapıyor. Nusra Cephesi ve DAİŞ'i Golan Tepeleri'ni baskı altında tutmak için kullanıyor. Açık açık lojistik destek veriyor, teröristleri tedavi ediyor. Bunu da yanlışlıkla değil açık açık DAİŞ'in kendileri için tehdit olmadığını söyleyerek yapıyor. Nitekim ABD, Deyrizor'da Suriye güçlerini bombalarken İsrail de Golan Tepeleri'nde Nusra Cephesi ile savaşan Suriye ordusunu vuruyordu.

ABD de baştan beri DAİŞ'in varlığını kendi nüfuzunu arttırmanın bir aracı olarak kullanmıştır. Kobani'de de yine "yanlışlıkla" DAİŞ bölgelerine havadan silah ve erzak atmıştı. DAİŞ'in bu yardımlarla kuşatmayı uzatması ve Kobani üzerindeki tehdidini arttırması adım adım bölgedeki Kürt güçlerini ABD ve Barzani'nin desteğini ister konuma getirmişti. ABD yine yaptığı "yanlışlık" sonucunda bölgedeki nüfuzunu arttırmayı bildi. Şimdilerde kendi etkisi altına aldığı güçlerle DAİŞ'ten temizlenen Tel Abyad'da ABD bayrakları dalgalanıyor.

ABD'nin yanlışlık sicili kabarıktır. Afganistan'da ve Irak'ta halka korku salmak için defalarca sözüm ona yanlışlıkla düğünleri bombalamış katliam yapmıştır. NATO, Yugoslavya'yı bombalarken yine yanlışlıkla Çin Büyükelçiliği'nin de roketle vurulması hatırlardadır. Sürekli "yanlışlıklar" yapan bu emperyalist katillerin onlarca nükleer bombası Türkiye'de İncirlik Üssü'nde bulunuyor. Askerleri, füze bataryaları ülke topraklarında cirit atıyor. Bugün ABD'nin "yanlışlık" sözünün arkasına sığınarak gerçekleştirdiği bilinçli saldırı ve katliamlara ses çıkarmayanlar yarın kendi halklarına ve komşularına karşı yapılacak yeni "yanlışlıkların" ortağı oluyor demektir. Bir kez daha söylüyoruz, ABD diğer emperyalistler Ortadoğu'dan defolmadıkça, İsrail yıkılmadıkça hiç bir halk güvende olamayacaktır.