Çorlu'da emekçi kadınların davası başladı: 8 Mart yargılanamaz!

Çorlu'da 6 Mart günü Çorlu Belediye Meydanı'nda 8 Mart çağrısı yapan 6 DİP'li kadın gözaltına alınmış ve "terör örgütü propagandası yapmak" suçlamasıyla dava açılmıştı. Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşması bugün yapıldı.

Sabah saatlerinde İstanbul ve Kocaeli'den davayı izlemek ve devrimci kadınlarla dayanışma göstermek için gelen sosyalistler, Çorlu'dan yoldaşlarımızın da katılımıyla Belediye Meydanı'nda eylem gerçekleştirdiler. Eylemde "EMEKÇİ KADINLARIN DAYANIŞMASI HALKLARIN KARDEŞLİĞİ YARGILANAMAZ!" pankartı açıldı. İşçi Demokrasisi Partisi, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, EHP'li Kadınlar, Tüm Emek Sen ve HDP Çorlu İlçe Örgütü'nün destek verdiği açıklama, basın metninin okunmasıyla başladı. 

Basın açıklamasında, "Bu davada sanık sandalyesinde DİP'li Kadınlar değil ancak kadınlara her türlü baskı ve zulmü gösteren erkek egemen kapitalist sistem ve devlet oturabilir" denildi. DİP bildirisinin devlet güçleri tarafından insan onurunu ayaklar altına alan uygulamalara toptan karşı çıktığı söylendi ve bu uygulamalara karşı öz savunmayı yükselten kız kardeşlerine selam göndermesinin terör propagandası sayıldığı ifade edildi. Bu davanın, sadece Türkiye'nin değil Arjantin'den Fransa'ya Rusya'dan Yunanistan'a Finlandiya'dan İtalya'ya tüm emekçi kadınların davası olduğu belirtildi.

Türkiye konsolosluklarının önünde de eylemlerin yapıldığı ifade edilirken enternasyonal kadın dayanışmasının önemi vurgulandı. "Bir kez daha yineliyoruz" denirken "emekçi kadınların dayanışmasını, halkların kardeşliğini yargılamayamazsınız" dendi. DİP'li Kadınlar'ın tüm baskılara karşı Kürt halkının yanında olduğu vurgulandı.

Basın açıklaması metninin okunmasından sonra İşçi Demokrasisi Partisi temsilcisi söz aldı. İDP temsilcisi, DİP'li Kadınlar'la dayanışma içinde olduklarını ifade etti. DİP'li Kadınların Kürt illerinde kadınların çıplak bedenlerinin teşhir edilmesine, aşağılanmasına karşı çıktığı için, bunu yaparken de sınıf mücadelesini yükselttiği için yargılandığını ancak kadın dayanışmasının yargılanamayacağını belirtti.  Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcisi ise, "Kız kardeşlerimiz asla yalnız yürümeyecek" diyerek dayanışma konuşması yaptı.

Eylemde "Yaşasın kadın dayanışması", "DİP'li Kadınlar yargılanamaz", "Öz savunma haktır yargılanamaz", "Yaşasın devrim ve sosyalizm", "Çorlu'da 8 Mart yargılanamaz"sloganları atıldı. Belediye Meydanı'nda eylemin bitmesiyle birlikte kitle, mahkemenin görüleceği binaya kadar yürüdü. Sloganlarla mahkeme önüne gelen sosyalistleri TOMA, sivil polis ve çevik kuvvet karşıladı. 

Duruşmada DİP'liler, dağıttıkları bildiriyi sahiplendiklerini, öz savunmanın bir hak olduğunu, parti programı ve eylem çizginin bir parçası olduğunu ifade ettiler. Devlet güçlerinin İdil'de Sur'da Cizre'de ve Varto'da kadınlara yönelik tecavüz, taciz ve cinayet eylemlerini ortaya seren DİP'liler, öz savunmanın meşruluğunu vurguladılar. 

Öz savunma konusunda partinin tavrını bir bir açıklayan DİP'li kadınlar şunları söyledi:

"Sakarya'da, Zonguldak'ta, Kocaeli'de ya da Çorlu'da, İstanbul'da, İzmir'de olduğu kadar Sur'da, Cizre'de, İdil'de, Nusaybin'de de hakkımızdır. Ayrıca, kadına yönelik erkek şiddetinin hangi erkekler tarafından uygulandığı da bu gerçeği değiştirmez.

Jandarma Özel Harekat ve Polis Özel Harekat güçlerinin, Esedullah Tim gibi ne idüğü belirsiz çetelerin insanların terk etmek zorunda kaldıkları evlerin duvarlarına kadınları aşağılayan ve tehdit eden sözler yazdıkları biliniyor. Bu tehdit yazıları bile tek başına kadınlarda ciddi bir travma yaratabilecekken bir de üstüne kadınların cansız bedeninin çıplak bir halde sokak ortasında teşhir edilmesi ekleniyor. Bütün kadınları sindirmek, kadınlara korku salmak amacıyla Kevser Eltürk’ün (Ekin Wan) çırılçıplak teşhir edilmesine ilişkin Muş Valiliği bile bir açıklama yaparak o görüntülerin kabul edilemez olduğunu ve sorumlular hakkında adli ve idari soruşturma başlatıldığını ifade etti.

Kevser Eltürk’e (Ekin Wan) yapılan, kadın bedenini aşağılamak, tüm kadınlara 'sonunuz böyle olur' diye korku salmak amacıyla yapılmıştır ve suçtur. Evlerin yatak odalarına kadar girerek kadınların iç çamaşırlarının ortaya serilmesi, duvarlara ve aynalara onları aşağılayan yazılar yazılması da özel harekatçılar tarafından aynı amaçla yapılmıştır ve suçtur. 'Kızlar biz geldik, siz yoktunuz!', 'Kışın etek giydirdik, yazın tanga giydireceğiz!', 'Orospuya kürtaj bedava olsun. Çocuklarıyla biz uğraşıyoruz.' gibi yazılar açık tecavüz tehdididir. Bu tehdit karşısında kadınların kendisini savunması haktır, meşrudur. Biz dün olduğu gibi bugün de bunu savunuyoruz."

"Biz Devrimci İşçi Partisi’yiz" diyen DİP'li Kadınlar, partinin, merkezinde işçi sınıfının yer aldığı bir mücadele sonucunda bütün ezilenlerin kurtulduğu, baskı ve aşağılanmaya uğramadan kendi istediği gibi yaşama olanağına kavuştuğu bir başka toplumu yaratmak için mücadele ettiklerini söylediler. Bugünkü toplumda ağır bir ezilmenin hedefi olan kadınların da yer aldığını ifade eden devrimci kadınlar, "Bugünden başlayarak ama kuracağımız sosyalist toplumda en ileri biçimine ulaşır biçimde, kadının kurtuluşunu sağlamak bizim siyasi parti olarak önümüze koyduğumuz görevlerden biridir" dediler.

Terör örgütü propagandası iddiasına karşılık, Devrimci İşçi Partisi'nin programını savunduklarını ve propagandasını yaptıklarını sözlerine eklediler. Bundan sonra da öz savunma örgütlenmeleri başta olmak üzere, kadınların kapitalizme ve erkek egemenliğine karşı mücadelesinde DİP'lilerin en ön safta olacağını belirttiler.

Duruşma sonunda parti avukatları mahkeme önünde bekleyen kitleye dava süreci hakkında bilgilendirme yaptı. Davanın ikinci duruşması 13 Haziran'da görülecek.

DİP'lilerin 8 Mart çağrısında vurguladığı "barbar DAİŞ çetelerine ve Cizre'den Sur'a Nusaybin'den İdil'e devlet operasyonlarına karşı öz savunmayı yükselten kız kardeşlerimizi selamlıyoruz" ifadesini terör örgütü propagandası sayan, 8 Mart öncesinde işçi kenti Çorlu'da kapitalizme ve erkek egemenliğine karşı mücadeleyi gözaltılarla engellemek isteyen, işçi ve emekçi kitlelere 8 Mart gündemi vesilesiyle devrimci bir sınıf politikasını aktaran parti çalışmasına karşı tahammülsüzlük gösteren burjuva düzenine kesintisiz ve sistemli bir mücadele hattıyla yürümenin önemi bir kez daha ortaya çıkmış bulunuyor. DİP'liler bu bayrağı Çorlu'da daha yükseğe çıkarmak, düzen mahkemelerinde devrimci Marksizmin sesi olmak ve davaya konu olan öz savunmayı öne çıkarmak için devrimci faaliyetlerine devam edecekler.