Yunan isyanı yeni bir evrede (Savas Mihail - EEK - 15-01-2009)

Planlanan gösteriden birkaç gün önce, bir Özel Tim karakoluna silahlı bir grupça düzenlenen esrarengiz saldırı; polis ve kapitalist medyanın “Yunanistan’a yeni bir terör dalgasının gelmekte olduğu” yolunda histerik bir atmosfer yaratmalarına yardımcı oldu.

Ancak bütün bunlar eylemi etkilemedi, sonuç büyük bir başarıydı. ADEDY, yani Kamu Çalışanları Ulusal Federasyonu gösteriyi desteklemek üzere 4 saat iş bırakma kararı aldı. 15 binden fazla işçi ve genç, üniversiteden parlamento önündeki Sintagma Meydanına dek Atina’nın merkezi caddelerinde yürüdüler. Ama Sintagma Meydanına geldiklerinde polis vahşice yürüyüşe saldırdı; çatışmalar üniversite civarında ve Eksarhia’da (genç Aleksis’in katledildiği semt) devam etti. Onlarca kişi gözaltına alındı hem de… kendilerini savunmak isteyen 16 avukat ve… polis tarafından tartaklanan bir çocuğu korumaya çalışan hayli yaşlı bir büyükanneyle birlikte. Çatışmaları tespit etmeye çalışan gazeteciler de ya dövüldüler ya da onlar da gözaltına alındılar.

İsteri noktasına varan bu polis şiddeti, kriz nedeniyle ‘kabine değişikliğine gitmek’ zorunda kalmış Karamanlis hükümetinin; özellikle de sağcı siyasi tutumu ve milletvekili seçildiği Girit’in çeteleriyle şüpheli ilişkileri gayet iyi bilinen yeni İçişleri Bakan Yardımcısı Markoyannakis’in bir ilk ‘güç’ gösterisi olarak görülmelidir. Polis şiddetinin sebep olduğu tiksinti ve yeni Bakan Yardımcısı’nın pozisyonu hükümeti manevra yapmak zorunda bıraktığından dolayı, dün (15 Ocak) gerçekleşen 5000 kişilik öğrenci gösterisi esnasında polis sakin kalabildi ve çatışma yaşanmadı.

Tüm ülke üniversitelerinin öğrenci genel kurulları; bir yandan Aralık isyanıyla yüksek öğretimin özelleştirilmesine karşı mücadeleyi birleştirecek yeni bir işgal dalgasını başlatmak, bir yandan da demokratik bir hak olan üniversitenin polisin giremeyeceği bir alan olarak masuniyetini savunma kararlarını almak için toplantı halindeler. Şimdiden kırkın üzerinde fakülte işgal halinde.

Eğitim alanındaki hareketlilik sürmekte olan ayaklanmanın sadece bir boyutu; öteki elbette Gazze’ye destek için gerçekleştirilen ve sıklıkla Özel Tim’le çatışarak sonlanan kitlesel eylemler. Bir üçüncü boyutsa; bir cinayet timi tarafından sülfürik asitle saldırılmış kahraman, göçmen ve sendikacı Kostandina Kuneva ile dayanışma eylemleri. Bir taraftan kendisine ve ailesine destek olma hedefli bir mali kampanya devam etmekte; bir taraftansa Kostandina ve tüm göçmen işçilerle dayanışma ve sermayenin katillerini cezalandırma amacıyla Selanik, Yanya ve Volos’taki İşçi Merkezleri, sendika bürokratlarının muhalefetine karşın işgal edilmiş durumda. Tüm ülkede giderek artan sayıda toplantıya, özellikle de işgal edilmiş kamu binalarında gerçekleştirilen toplantılara Kuneva’nın sınıf mücadeleci sendikası da davet ediliyor.

Mesela dün; genç, sefalet ücreti alan ya da işinden kovulmuş gazeteci ve foto-muhabirleri tarafından işgal edilmiş Basın Sendikasının (ESHEA) Atina’daki merkez binasında Kostandina’yla bir dayanışma toplantısı yapıldı. Tüm Attika Temizlikçi ve Ev Emekçileri Sendikasının Başkan Vekili Vaso Tsouni yalnızca Kostandina’nın mücadelesi konusunda değil; çoğunluğu köle gibi çalışan göçmen kadınlardan oluşan temizlikçilerin berbat çalışma koşulları konusunda da bilgi veren bir rapor sundu. Kostandina’yı, tedavi görmekte olduğu hastanede Katerina Matsas ile birlikte düzenli olarak ziyaret eden Savas Mihail (her ikisi de EEK’li hekimlerdir) tarafından sunulan eksiksiz bir tıbbi rapor da buna eklendi.

Bu mücadele işçi sınıfının bütününün mücadelesinin acil gerekleriyle ayrılmaz biçimde bağlıdır; çünkü dünya ekonomik krizi ülkeyi, 2009 yılında yarım milyondan fazla insanın işsiz kalacağı yarı-resmi bir iflas noktasına doğru sürüklemekte. GSEE sendika bürokrasisi hiçbir şey yapmıyor, sadece yeni bir genel grevi engelleme konusunda gayretkeş (bir de tabii, Kuneva’ya yapılan canice saldırının üzerini örtme konusunda).

Yarın, yani 17 Ocak’ta, isyan sırasında tutuklanmış tüm politik tutsakların salıverilmesi talebiyle gerçekleştirilecek kitlesel bir gösteri için ülkenin dört bir yanından Tesalya’da bulunan Larissa’ya (Orta Yunanistan) gelinmesiyle şu anki hareketlilik doruk noktasına ulaşmış olacak. Larissa seçildi, çünkü 14-16 yaşında ilk ve orta öğretim gençliği orada tutuklandı ve Anti-Terör yasasıyla orada yargılanacaklar!

La Luta continua!

Savas Mihail, 16 Ocak 2009   

Not: Bu mücadele günlüğü Stalinist Komünist Partisi’nin günlük gazetesi “Rizospastis”te, Trotskistleri ve EEK’i müfteri olmakla suçlayan (bir tanesi baş sayfada yer alan başyazı aracılığıyla olmak üzere) iki edepsiz eleştirinin hedefi oldu. Bu kronikten ta ilk günden beri haberleri vardı, çünkü hem gazetemizde hem de web sayfamızda düzenli olarak yayınlanmaktaydı ve Yunanistan’daki herkes bizim yalnızca doğruları dile getirdiğimizi biliyordu. Ama belli ki isyana karşı besledikleri, Yunanistan’da gayet iyi bilinen husumet, ülke dışında da bilinir oldukça Stalinistler bozulmaya başladılar; ülke dışında ve özellikle de Rusya’da!