Türkiye Gürcistan'a yardımı kessin! Kafkas Halkları Federasyonu tek çözümdür! (11-08-2008)

Bir yanda Gürcistan'ı, öte yanda Osetleri ve Abhazları ve destekçileri Rusya Federasyonu'nu karşı karşıya getiren savaşın siyasi üçeriği üç yönlüdür. Birincisi, bütünüyle yerel bir sorundur. Sovyetler Birliği'nin oluşturduğu halklar mozaiğinde Gürcistan'ın bir parçası olmuş olan, ama kendilerine özgü bazı siyasi ve kültürel haklara da sahip olan bazı halklar (Osetler, Abhazlar, Acarlar) artık Gürcülerle birlikte yaşamak istemiyorlar. Gürcistan ise bu halkları zorla Gürcistan sınırları içinde tutmak istiyor. Burada ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı Gürcistan tarafından ayaklar altına alınmaktadır.

Saakaşvili'nin blöfü  

İkincisi, 2003'te Şevardnadze'nin bir “turuncu devrim” ile devrilmesinden sonra 2004'te yapılan seçimlerle başa gelen Gürcistan cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili, ateşli bir emperyalizm yanlısıdır. Saakaşvili bir an önce NATO'nun üyesi olmak için yanıp tutuşuyor. Bundan birkaç ay önce Ukrayna ve Gürcistan'ın (iki “turuncu devrim” ülkesinin) NATO'ya üyelik olasılığı Rusya'nın ağır protestolarını göz önüne alan AB hükümetlerinin isteksiz davranması dolayısıyla ertelenmişti. Saakaşvili, 1991-1992'de yaşanan ve binden fazla insanın yaşamını yitirdiği Gürcü-Oset savaşını sona erdiren 1992 tarihli ateşkesten bu yana varolan fiili durumu, Güney Osetya'nın başkenti Tshkinvali'ye (sivil hedefleri de yerle bir eden tarzda) saldırararak Rusya'nın tepki vermesini sağlamayı ve Batılı hamilerini, en başta da ABD'nin elini sıkıştırmayı planlamış görünüyor. Rusya Saakaşvili'nin blöfünü görmüştür. Emperyalist Batı ise, ABD'nin sadece sözde sert olan tavrına rağmen, şimdilik müdahale etmekten uzak duruyor. Saakaşvili, emperyalizmin kollarına atılmak için bir Kafkasya, hatta dünya savaşı çıkartma riskini dahi göze alabilmiş bir maceracıdır! Gürcü halkı bu gerici politikacıdan bir an önce kurtulmalıdır.  

“Demokrasi aşığı” Saakaşvili, Gürcistan'ı aynı zamanda ABD emperyalizminin Irak'taki bir fedaisi durumuna sokmuştur. Bugün (İspanyol, İtalyan ve Polonya birlikleri çekildikten sonra) Gürcistan Irak'ta ABD ve Britanya'dan sonra en çok askeri bulunan üçüncü ülkedir. 5 milyonun altında nüfusu olan, halkı işsizlikten ve yoksulluktan kırılan bu küçük ülke Irak'ta 2000 asker bulunduruyor! Gürcü halkını aşağılanmış hissetirmesi gereken, yarın Rusya karşısında alınacak yenilgi değildir. Irak'ta ABD'nin fedailiğini yapmaktır.  

ABD'nin Kafkasya/Orta Asya planları  

Bugün patlayan savaşın ardındaki üçüncü ve en önemli sorun, ABD emperyalizminin Rusya Federasyonu'nu kuşatma ve yalıtma planlarıdır. ABD ta 1990'lı yıllarda, güya Boris Yeltsin yönetimiyle çok iyi ilişkiler sürdürürken dahi, Rusya'yı tarihinin en zayıf anında kuşatmak ve yalıtmak için bir atılıma girmişti. GUUAM adı verilen gevşek ittifaklar silsilesi bu kuşatma operasyonunun cisimleşmiş haliydi. GUUAM, Gürcistan, Ukrayna, Özbekistan, Azerbaycan ve Moldova'nın İngilizce adlarının baş harflerinden oluşmuş bir isimdi. Son dönemde Özbekistan bu müttefiklerin arasında yok. Ama bu ittifaklar silsilesi devam ediyor. ABD aynı zamanda Afganistan savaşını da, başka amaçların yanı sıra, bu amaçla başlattı ve Orta Asya'da bu sayede üsler kurdu. İşçi Mücadelesi Putin'in 11 Eylül sonrasında kendi kirli savaşlarına meşruiyet kazandırmak için ABD'nin Kafkasya/Orta Asya politikasını desteklemesini, Stalin'in Nazilerle ittifak yaptıktan sonra Hitler'in Sovyetler Birliği'ne saldırmasıyla şaşkına dönmesine benzetmişti. Putin şimdi kaybedilmiş bazı mevzilerden sonra yaptığı hatanın farkına varmış olmalı!

İşte Rusya-Gürcistan savaşının ardındaki en tehlikeli siyasi çatışma, ABD ile Rusya'yı bu bölgede karşı karşıya getiren bu mücadeledir. ABD emperyalizminin Ortadoğu'nun yanı sıra Kafkasya ve Orta Asya petrolüne ve doğal gazına göz dikmiş olması, Rusya'yı bu kaynakların yarattığı zenginlikten mümkün olduğunca yoksun bırakma hedefini gütmesidir.

Bu durumda alınması gereken tavır, Saakaşvili'nin macerasını kınamak, Gürcü birliklerinin Güney Osetya topraklarını derhal terk etmesini talep etmektir. Bush'un “egemen ülkenin toprak bütünlüğü” argümanı hukuki olarak dahi geçerli değildir, çünkü Güney Osetya formel olarak Gürcü toprağı görünse bile, bugünkü statüko 1992'de bir ateşkes ile belirlenmiş bir fiili durumdur ve (içinde Rusya'nın esas odak olduğu) uluslararası bir barış gücü tarafından da korunması öngörülmüştür. Ama mesele hukuki boyutun çok ötesindedir: Güney Osetlerinin kendi kaderini tayin hakkıdır, Gürcistan'ın maceracı politikasıdır, ABD'nin bölge üzerindeki emperyalist emelleridir. Kafkasya'da savaşan güçleri Gürcüler, Ruslar, Osetler ve Gürcistan'a karşı savaşacaklarını açıklayan Abhazlardan ibaret gören ve durumu büyük bir askeri gücün küçük komşusunu ezme çabası olarak değerlendiren yanılır. Gürcistan bu savaşta ABD'nin vekilidir. Bu yüzden Gürcistan bu savaşta haksız taraftır. Derhal geri çekilmelidir.  

Türkiye, Gürcistan'a yardımı kes!

Rusya-Gürcistan savaşı Türkiye'nin bir komşusunda yaşanıyor ve Türkiye halklarının güvenliğini yakından ilgilendiriyor. Ayrıca, Türkiye'de yüksek sayıda Gürcü yaşıyor, sayıları daha düşük olmakla birlikte Oset ve Abhaz kökenliler de var. Dolayısıyla, bu savaş konusunda doğru bir tavır bu toplum için yakıcı bir ihtiyaçtır.

Yukarıda Gürcistan'ın bu yönetimi ve yönelimi içinde ABD emperyalizminin fedaisi olmaya dönük bir politika izlediğini gördük. Bu politikada Gürcistan'ın ABD'nin yanı sıra en yakın işbirliğinde bulunduğu ülke Türkiye olmuştur. Rus Izvestiya gazetesinin haberi doğru ise, Türkiye Saakaşvili yönetimine 45 milyon dolarlık yardım yapmış, füze rampaları, savaş gemileri, hava erken uyarı sistemleri de dahil olmak üzere askeri malzeme, silah ve mühimmat temin etmiş, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) de Gürcü subayları eğitme işini üstlenmiştir.

Buradan her şeyden önce bir sonuç çıkarmak gerekiyor: o pek bilmiş ulusalcıların ve “yurtseverler”in söylediğinin aksine Türkiye ABD'nin saldırısı altında olmak bir yana, onun bu bölgedeki planlarının yürütülmesi açısından en önemli müttefikidir. TSK ise sadece Gürcistan ordusunun değil, NATO yönelişli bütün emperyalizm yanlısı ülkelerin (Afrika'ya kadar uzanan bir coğrafyada) ağabeyi olarak davranmakta, bir bakıma ABD ordusunun taşeronluğunu yapmaktadır.

Bu durumda, Türkiye'de anti-emperyalist, ilerici, hele hele sosyalist bütün güçlerin Gürcistan'ın başlattığı savaşın karşısında yer alması ve Türkiye'nin Gürcistan'a yardımını derhal kesmesini talep etmesi gerekir. Türkiye'de yaşayan Gürcülerin bağırlarına taş basarak Saakaşvili yönetimine derhal geri çekilmesi için ellerinden gelen baskıyı yapmaları gereklidir.

Bunun da ötesinde İşçi Mücadelesi'nin ve öncülü yayınların 1990'lı yılların başından bu yana sürekli olarak belirttiği gibi, Türkiye bugün ABD'nin Kafkasya/Orta Asya politikasına destek olmakla basbayağı bir maceraya atılıyor. Çünkü Gürcü-Rus savaşının ortaya koyduğu gerçek, bu bölgenin çelişkilerinin her an bir bölgesel savaşa dönüşebileceğidir. Türkiye'yi Rusya ile savaşın eşiğine getirecek olan bu politika terk edilmelidir. Türkiye'nin “enerji koridoru” haline getirilmesi politikası, ABD'nin Rusya'yı Kafkasya ve Orta Asya'nın enerji kaynaklarından yoksun bırakma politikasında madalyonun ters yüzüdür. Türkiye ABD'ye ne enerji alanında ne siyasette ne de askeri alanda destek olacak bir politika izlemelidir.

Kafkasya bir halklar cümbüşüdür. Emperyalizm burada düşmanlıkları kışkırtıyor. İki yüz yıllık hakim ulus Rusya küçük Kafkas halklarını eziyor. Kafkasya'da iç içe yaşayan milliyet ve halkların varlığı göz altına alındığında, bütünüyle bağımsız devletlerin (Balkanlarınkinden de kötü) etnik arındırma ve katliamlarla sonuçlanacağı açıktır. Tek çıkar yol, Kafkas halklarının dar miliyetçilikten kopması ve birleşmesidir. Esas çözüm Kafkas Halkları Federasyonu'ndadır.

Gürcistan Güney Osetya'dan dışarı!

Oset, Abhaz ve Acar halkları üzerindeki baskılara son!

Türkiye Gürcistan'a yardımı kessin!

Türkiye NATO'dan ayrılsın!

Emperyalizm ellerini Kafkasya ve Orta Asya'dan çek!

Tek Çözüm Kafkas Halkları Federasyonu'dur!