Tekel İşçisi Nasıl Kazanır ? - 9 (DİP Girişimi - 17-02-2010)

17 Ocak'ta 100 bin işçi ve memur  sizi desteklemek için Ankara'da toplandı. 4 Şubat'ta gerçekleştirilen dayanışma grevinde Türkiye'nin 81 ilinde sokağa çıkanların sayısı 100 bini de aştı. Bu demek ki, işçiler, memurlar ve bütün ezilenler sizi destekliyor. Sadece sizin hakkınız çiğnendiği için mi? Sadece size saygı duydukları için mi?

Hayır, bin kere hayır! Edirne'den Hakkâri'ye, Samsun'dan Antalya'ya işçiler, emekçiler sizi destekliyorsa, bunun nedeni şudur aynı zamanda: Onlar da aynı sorunlarla boğuşuyor yıllardır. Onun için sizi destekliyorlar.

Özelleştirmeyse yüz binler cefasını çekti, önümüzde bir 140 bin daha var. Güvencesiz işse, milyonlar da güvencesiz, sözleşmeli, taşeron işçisi olarak çalışıyor. Sendikasız çalışmaya mahkûm edilmekse, sendikalaşan işten atılıyor. Kamu emekçilerinin bırakın grevi, toplu sözleşme hakkı bile yok! Düşük ücretse, milyonlar asgari ücrete çalışıyor. Sosyal haklarsa, sigortasız çalışan milyonlar var.

Onlar da aynı sorunlardan mağdur ve doğru işi yaptığınızı görüyorlar. Ama sizi içlerinden desteklemeleri yetmiyor. Onların da eylem yapması, iş bırakması, sokağa çıkması, gerekirse sizin gibi kahramanca direnmesi gerekiyor. Ki siz kazanabilin. Ki onlar kazanabilsin.

KAVGA BİTMEDİ DAHA YENİ BAŞLIYOR!

4 Şubat'ta yüz binler sokağa çıktı. Bu iyi bir başlangıçtı. Ama genel grev ciddi yapılmadı. 12 Şubat toplantısının kararlarına bakınca konfederasyonların işi ağırdan aldığı iyice ortaya çıktı. Öyleyse sizin şimdi doğrudan doğruya işçi sınıfına seslenmeniz gerekiyor. Sınıf kardeşlerinizin kulağı sizde.

Onları artık sadece TEKEL işçilerine destek vermekle kalmamaya çağırmalısınız. Onları kendi hakları için mücadele etmeye çağırmalısınız.

Direnişinizin en kritik günlerinde bütün Türkiye'nin gözü kulağı sizde olacak.  "TEKEL işçilerinin işçi sınıfına çağrısı" başlığıyla bir bildirge hazırlayarak, TEKEL işçisinin uğruna mücadele ettiği hakların Türkiye'nin bütün işçileri açısından tehlikede olduğunu işçi sınıfına ilân edebilirsiniz. Bu bildirgeyi sendikalı işyerlerine şehirlerdeki TEKEL işçileri aracılığıyla, gerekirse bizzat giderek ulaştırabilirsiniz.

Bu deklarasyonda, sizin yitirme tehdidiyle karşı karşıya kaldığınız hakları, işçilerin ve emekçilerin öteki kesimlerinin de nasıl yitirmiş olduğunu veya gelecekte yitireceğini anlatmak gerekiyor.

İşçilere ve memurlara, bugün yükselmiş olan mücadelenin başarısızlıkla sonuçlanması halinde kendilerinin de zararlı çıkacağını anlatmak, onları bulundukları yerde mücadeleye daha aktif girmeye, kendi sendikaları ve konfederasyonları üzerinde gerçek bir genel grev için basınç yapmaya çağırmak gerekiyor.

Bu bir hayal değil. Sizin direnişiniz işçi ve emekçileri harekete geçirdi. Bakın İstanbul Belediyesi itfaiyecilerine. Bakın Marmaray işçilerine. Bakın Yatağan'da özelleştirmeye karşı çıkanlara.

Kahraman TEKEL işçileri!

"TEKEL işçisi yalnız değildir!" sloganı aşıldı. Bugün sloganımızın şu olması gerekiyor:

"TEKEL işçisi, milyonların öncüsü!" Siz, bu mücadelenizde çelikleşen iradenizle bütün işçi sınıfını, bütün emekçileri sadece sizinle dayanışma için değil, kendi hakları için de mücadeleye çağırmalısınız!

Mücadele böyle kazanılacaktır!

"TEKEL İşçisinin İşçi Sınıfına Çağrısı" için ileri!

KAZANMAK İÇİN BAZI ADIMLAR ATMAK GEREK!

1.  Bundan sonraki süreçte tek vücut olarak nasıl hareket edeceksiniz? Her işletmeden en güvendiğiniz arkadaşlarınız arasından seçilecek temsilcilerden oluşacak bir Direniş Komitesi kurmak size muazzam bir olanak sağlar. Yeni gelişmeleri her işçinin tek tek değil topluca tartışabilmesinin ve ortak bir irade ortaya koyabilmesinin ortamını hazırlar. Böyle bir komitenin kurulması gündelik işleri bile kolaylaştıracaktır.

2.  Hayatı tam anlamıyla durdurmasa da sendikalar tarafından bir  dayanışma grevi gerçekleştirildi. Bu sizin ürününüzdü! Şimdi daha kuvvetli adımların atılmasını, hükümet doğru dürüst bir öneri yapmadıkça hayatı durduracak bir grev yapılmasını sağlamak da sizin elinizde. Daha iyi örgütlenmiş bir genel grev için Türk-İş üzerindeki basıncınızı hiç düşürmeyin.

3.  Konfederasyon başkanları toplandığında görüşmeler işçiye açık düzenlensin. Başkanların toplandığı salona bir kapalı devre televizyon sistemi konularak görüşmeler yayınlansın. Olmadı, görüşmeler hoparlörle sizlere duyurulsun.

4.  İşçi sınıfının var olan direnişlerini birleştirip büyütmek hayati önemdedir. İlk elden Yatağan Termik Santrali ve Marmaray işçileri, Kent AŞ, İtfaiye ve Eleks işçileri, atanamayan öğretmenler, üniversitelerde güvencesiz çalışan asistanlar ve Şeker işçileri Türk-İş tarafından Ankara'ya davet edilmelidir. TEKEL işçilerinin yanı başına kuracakları çadırlarla mücadelenin tüm işçi sınıfına ait olduğu gösterilmelidir.

5.  Sadece açlık greviyle mücadele kazanılmaz. Bugünden itibaren Meclis ve AKP binaları ile şehrin tüm sokak ve meydanları eylem alanı haline gelmelidir. Kazanmak için bu şehri hükümete dar etmek gerek!

6.  Zaman ilerliyor. 4/C'yi reddeden bütün TEKEL işçileri, hem de her biri, gerekirse aileleri ile beraber, artık Ankara'da buluşmalı. Binlerce işçinin gücü hükümetin ensesinde olsun!

      Özelleştirmeye son! Şeker fabrikalarının, enerji dağıtımının, limanların, kamu bankalarının işçilerinin de, yani 140 bin işçinin daha, Tekel işçisi gibi ücretli köle haline getirilmeye çalışılmasına hayır!

        Özelleştirilen işletmeler işçi denetiminde yeniden kamulaştırılsın!

  • Taşeron uygulamasına son! Bütün işçiler kadrolu, güvenceli işe sahip olmalı! İstanbul Belediyesi itfaiyecilerine, Esenyurt İşçisine, İzmir Karşıyaka Belediyesi Kent A.Ş. işçisine sendikalı, kadrolu iş!
  • Sendikalaşan işçiyi isten atan patronun işyeri işçi denetiminde kamulaştırılsın! Sinter, Eleks işçisine, tüm çalışanlara sendikalaşma hakkı!
  • Kamu emekçisine grev ve toplu sözleşme hakkı!
  • Ataması yapılmayan, sözleşmeli, ücretli öğretmenlere kadrolu iş!
  • İşten atmak yasaklansın! İşsize iş!

TEKEL İŞÇİSİ KAZANACAK!

Devrimci İşçi Partisi Girişimi