Tekel İşçisi Nasıl Kazanır? - 6 (DİP Girişimi - 01-02-2010)

Kahraman TEKEL işçileri!

TEKEL işçilerinin değerli aileleri!

Hükümet TEKEL işçisinin mücadelesi karşısında ilerliyor, ama kağnı misali ilerliyor! 40 gün doğru dürüst görüşmeye bile yanaşmadı. Tam genel grev ilân edilecekken Türk-İş yönetimini görüşmeye çağırdı. Şimdi de beş gün sonraya genel grev ilân edilmişken, hafta sonuna kadar çalışma yapacakmış!

Kırk beş gün, bir buçuk ay eder. Dile kolay! TEKEL işçisi, bir buçuk aydır sokakta. Ankara’nın ayazında kaç gecesini çadırlarda geçirdi. Aklınız neredeydi? Bir buçuk ayda bir çalışma yapamadınız mı? Şimdi genel grev tehlikesini görünce aklınız başınıza geliyor, ama bu ne yavaşlık! Acaba işçiyi yormaya çalışıyor olmayasınız?

Ama televizyon kameralarına konuşan bir işçi arkadaşımız söyledi: “Bir hafta değil, on yedi hafta bekleyecek olsak duracağız burada! Hakkımızı almadan hiçbir yere gitmeyeceğiz!”

Kumlu, müzakereleri açıkla!

Genel grev çağrısı devam etmeli!

Tekel işçisi kararlıdır. Bütün mesele Türk-İş yönetiminin kararlı olup olmadığında, Mustafa Kumlu’nun kararlı olup olmadığında. Kumlu başbakanla görüşmeden ayrılırken, “hükümet çalışma yapacak” dedi, başka hiçbir şey açıklamadı. Ne konuşuldu içeride? Kozmik bilgiler mi verildi Kumlu’ya? Devlet sırrı mı? Yoksa sürpriz mi yapacak işçiye? Şapkasından tavşan mı çıkaracak?

Türk-İş başkanı işçinin iradesiyle koltuğuna oturmuş bir temsilcidir. İşçinin vekilidir. Vekil kendisine vekâlet verenden hiçbir şey saklayamaz. Hükümet yapacağı çalışma sonrasında her ne önerecekse tekel işçisine önerecek. Neden şimdiden söylemiyorsun Kumlu? Söyle ki işçi de bilsin, kendi arasında tartışsın, demokratik süreçler işlesin.

Kendisi hakkında yapılan pazarlıklarda ne konuşulduğunu bilmek işçinin hakkıdır! Tekel işçisi kırk beş gündür mücadele eden bir işçi. Bu bilgiyi de almasını bilecektir.

Sizin büyük mücadele azminiz, Türkiye’nin bütün büyük konfederasyonlarını bir masa etrafında toplayalı beri, biz Devrimci İşçi Partisi Girişimi olarak, size konfederasyonlar arasındaki görüşmelerin işçiye açık olarak yapılması için bastırmanızı öneriyoruz. Bu önerinin önemi şimdi ortaya çıkıyor. Tartışılan, sizin geleceğiniz, ama ne tartışıldığı sizden saklanıyor. Türk-İş’ten şeffaflık talep etmelisiniz!

İkincisi, hükümet ile anlaşma olana kadar genel grevden vazgeçilmemesini sağlamalısınız. Hükümet bu kadarcık da olsa sizin meselenize eğiliyorsa, genel grevden gözü korktuğu içindir. Türk- İş ve konfederasyonlar genel grevde ısrar etmezse, hükümet geri adım atmayacaktır.

Türk-İş, Çarşamba’ya kadar anlaşma olmazsa genel grevin yapılacağını ilân etmelidir!

Mücadele devam ediyor! Uyanık olalım!

1. Önümüzdeki günler çok hassas. Yapılacak öneriler size gerçekten haklarınızı vermeye mi yoksa kandırarak mücadeleye son vermeye mi yönelik, nasıl karar vereceksiniz? Yapılan önerilere tek vücut olarak nasıl cevap vereceksiniz?

Her fabrikadan en güvendiğiniz arkadaşlarınız arasından seçilecek temsilcilerden oluşacak bir Direniş Komitesi kurmak size muazzam bir olanak sağlar. Gelen önerileri her işçinin tek tek değil topluca tartışabilmesinin ve ortak bir irade ortaya koyabilmesinin ortamını hazırlar. Böyle bir komitenin kurulması gündelik işleri bile kolaylaştıracaktır.

2. Adı konulmasa da genel grev benzeri bir eylem vaadi çıkmış bulunuyor. Bu sizin ürününüz! Şimdi bu vaadin kâğıt üzerinde kalmamasını, hükümet doğru dürüst bir öneri yapmadıkça mutlaka bir genel grev yapılmasını sağlamak da sizin elinizde. Türk-İş üzerindeki basıncınızı hiç düşürmeyin.

3. Konfederasyon başkanları toplandığında görüşmeler işçiye açık düzenlensin. Başkanların toplandığı salona bir kapalı devre televizyon sistemi konularak görüşmeler yayınlansın. Olmadı, görüşmeler hoparlörle sizlere duyurulsun.

4. Genel greve doğru giden yolda mücadeleleri birleştirip büyütmek hayati önemdedir. İlk elden Kent AŞ işçileri, İtfaiye ve Şeker işçileri Türk-İş tarafından Ankara'ya davet edilmelidir. TEKEL işçilerinin yanı başına kuracakları çadırlarla mücadelenin ve genel grevin tüm işçi sınıfına ait olduğu gösterilmelidir.

5. Sadece oturup bekleyerek mücadele kazanılmaz. 31 Ocak'tan sonra binlerce işçi daha Ankara'da olacak. Bu tarihten itibaren hafta içi Meclis ve AKP binaları, hafta sonu şehrin tüm sokak ve meydanları eylem alanı haline gelmelidir. Kazanmak için bu şehri hükümete dar etmek gerek!

Kahraman TEKEL işçileri!

TEKEL işçilerinin değerli aileleri!

40 günü aşkın süredir ayaza soğuğa, yağmura kara inat direniyorsunuz. Bütün Türkiye sizin yanınızda. Bu mücadeleyi küçük kırıntılar için vermediniz. Güvenceli bir iş, kazanılmış haklarınız, çocuklarınızın geleceği için savaşıyorsunuz.

Salı gününe kadar hükümet bir takım kırıntılar önerebilir. Son zamanlarda konuşulan 4/B ya da benzeri bir önerinin gelmesi mümkün. Mesela 4/B başta bir çözüm olarak görünebilir. Çünkü 4/C gibi geçici işçilik değil, yıllık ücretli izni bile var.

Ama 4/B de sizin için kurtuluş değil. Sözleşmeli personel olacaksınız. Sözleşmenizin her yıl yenilenmesi gerekecek. Bunun için direnmediniz! Bunun için savaşmadınız! Güvenceli iş için, kadrolu iş için direndiniz, savaştınız. Sizi kandırmalarına izin vermeyin.

Bütün Türkiye işçi sınıfı size bakıyor. Bütün memurlar, emekliler, asgari ücretliler size bakıyor. Siz kazanırsanız, onların da önü açılacak. Siz kaybederseniz, herkesin hali yaman. Sırtınızda büyük sorumluluk var. Özlük haklarınızın tamamını almadan, direnen işçilerin kazanacağını dosta düşmana göstermeden bu işi bırakmayı düşünmeyin bile!

Emin olun:

TEKEL İŞÇİSİ KAZANACAK!

Devrimci İşçi Partisi Girişimi