Öğretmene uzanan eller kırılır! (05-06-2009)

3 Haziran saat 14.00'te Galatasaray Meydanı'nda toplanan eğitim emekçileri, Taksim'e kadar yürüyüp, Ankara'ya gidecek olan temsilcileri buradan otobüslerine bindirmeyi planlıyordu. İlk aşamada meydana 150 kadar eğitim emekçisi toplanmış, devlet tarafından ise onların on katı kadar da polis ve iki de panzer getirilmişti.

Polis barikatı tarafından yürüyüşü engellenen eğitim emekçileri iki kez ciddi bir şekilde barikatı zorladıktan sonra, eylem komitesi tarafından diğer eğitim emekçilerini de alana çağırma ve sayıyı artırıp yürüyüşe başlama kararı alındı. Bu arbedeler sırasında Eğitim-Sen İstanbul 8 No'lu şube sekreteri gözaltına alındı.

Saat 22.00'ye kadar Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemi yapan emekçilerin sayısı her geçen saat arttı ve kitle yaklaşık üç katına çıktı. Oturma eylemi sırasında emekçiler sık sık "Emekçiye değil, çetelere barikat!", "Öğretmene vurulan eller kırılsın!", "Direne direne kazanacağız!", "Zafer direnen emekçinin olacak!" sloganları attı.

Saat 22.00'de eğitim emekçilerine değişik siyasetlerden ve sendikalardan destekçiler gelmiş, topluluğun sayısı 600'ü geçmişti. Polis barikatı olduğu yerde duruyordu. Bu sırada dönem yürütmesi, diğer illerden Ankara'ya yürüyüşün başladığını, bu yüzden bu eylemin şimdilik bitirildiğini, yürüyüş kolundaki arkadaşların Şişhane'den uğurlanacağını duyurdu. Eylem bu şekilde sona erdirildi. Eylem sona erdiğinde, gözaltına alınan arkadaşımız da serbest bırakıldı.

Eylem bittiğinde, yürüyüş kolunda olan ve onları uğurlamaya giden emekçilerin gözlerinde meşruiyetin yarattığı onurlu bir bakış, devletin artık emekçilere nefes bile aldırmamakta kararlı olduğunu hissetmenin verdiği bir öfke vardı.

İşçiler tazminatlarını bile alamadan işlerinden atılıyor, memur statüsündeki kamu emekçileri işçileştiriliyor, çeşitli baskılarla sindirilmeye, yok edilmeye, dağıtılmaya çalışılıyor. Eğitim-Sen ve KESK'e geçtiğimiz hafta yapılan operasyonlar, işyerlerinde ve alanlarda uygulanan baskılar, sendikaların böyle bir dönemde dimdik ve bir arada durmanın yollarını zorlamasının, örgütlülüğünü artırmak için emekçilerinin taleplerini daha da yükseltmesinin ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunu ortaya koymaktadır.