Kontrgerilla işçilere emekçilere hesap verecek! (30-07-2008)

Yaklaşık 300 kişinin katıldığı basın açıklamasında ilk konuşmayı Eğitim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç yaptı. Kılıç konuşmasına, "Bir süre önce kirli ilişkileri gözler önüne serilen bu karanlık güçleri tanıyoruz." sözleriyle başladı ve bu güçlerin Sabahattin Alilerin, Mustafa Suphilerin katilleri olduğunu, aynı güçlerin 1 Mayıs'ta (1977) Taksim'de insanların üzerine kurşun saçanlar olduğunu, Madımak'ta düşen ateş olduğunu, Uğur Kaymaz'ın, Ape Musa'nın bedenindeki kurşunlar olduğunu söyleyerek devam etti. Bu güçlerin JİTEM, kontrgerilla olduğunu, Susurluk olduğunu, şimdi de Ergenekon olduğunu belirtti. Son olarak da bu katliamın hesabını gerici güçlerin temsilcisi, Ergenekon'un savcısı AKP'nin, veya Ergenekon'un avukatlarının soramayacağını, bu hesabın ancak halk tarafından sorulabileceğini söyledi.

Ardından konuşma yapan KESK Genel Başkanı Sami Evren ise katliamın sorumlularının demokrasiden, barıştan korkanlar, yıllardır bu ülkede masum insanları katletmekten çekinmeyen, kan üzerinden siyaset yapanlar olduğunu söyledi. Katilleri himaye eden koruyan, saklayan ve suçunu örtenlerin de bu katliamın ortakları olduğunu ifade etti. Onların, Beyazıt'ta, Çorumda, Balgat'ta, Maraş'ta, Malatya'da da aynı suçu işlediklerini; Uğur Mumcu'yu, Bahriye Üçok'u, Musa Anter'i katledenlerin, Sivas'ta canlarımızı katledenlerin de yine aynı karanlık güçler olduğunu söyledi.

Sami Evren'in ardından TTB Başkanı Gencay Gürsoy ve ÖDP Milletvekili Ufuk Uras da katliamı kınayarak faillerinin bir an önce açığa çıkarılmasını ve hesap sorulmasını istedi.

KESK Genel Merkez yöneticileri, Eğitim-Sen, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES),  Büro Emekçileri Sendikası (BES), Türk Tabipler Birliği (TTB) temsilcileri ve üyeleri ve destek için gelen çeşitli kurum temsilcilerinin katıldığı basın açıklamasında Eğitim-Sen üyesi DİP Girişimi miltanları da hazır bulundular. "Katiller bulunsun, hesap sorulsun!", "Katillerden hesabı emekçiler soracak!", "Susma sustukça sıra sana gelecek!" sloganları atıldı. Eylem, kitlenin cenazenin kaldırılacağı camiye doğru yürüyüşe geçmesi ile sona erdi. Yürüyüş sırasında atılan sloganlara, çevredeki evlerde yaşayanlardan da alkışlarla destek geldi.

Doğru tavır

KESK ve Eğitim-Sen başkanlarının Güngören katliamı karşısında ortaya koydukları tavır, solda yapılan "Ergenekon" tartışmasına pratik bir cevap oldu. Ergenekon, onyıllardır Türkiye'nin işçi ve emekçilerine, Alevilere, Kürtlere, gençlik hareketine saldıran, adına kontrgerilla denen buzdağının görünen kısmıdır. Buzdağının tamamı ortaya çıkarılmalıdır. Ergenekon davası elbette burjuvazinin iç savaşında AKP'nin Batıcı-laik kampa karşı kullandığı bir koz olarak ortaya çıkmıştır. Ama bu davanın yarattığı çatlak kullanılmalıdır. İşçi-emekçi hareketi kontrgerillanın üzerine gitmelidir. Dava AKP'nin işine yarayacak korkusu ile kontrgerillaya yüklenmemek yanlıştır. Aynen kontrgerilla ile mücadeleyi işçi-emekçi düşmanı AKP'nin "demokratlığı"na havale etmek gibi. Kontrgerilladan ancak işçi sınıfı ve emekçiler hesap sorabilir.