KESK’ten Ankara’da güçlü eylem (23-06-2009)

Bu tiyatronun senaryosunu 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu oluşturuyor. Bu kanun, kamu emekçilerine toplu sözleşme ve grev hakkını tanımıyor. Masaya grev gibi bir yaptırım gücü olmadan oturmanın da hiçbir anlamı kalmıyor. KESK bu yüzden kamu emekçilerinin taleplerini hükümetin hazırladığı tiyatro sahnesinde değil sokakta savunuyor ve toplu sözleşme yapılmazsa grev var diyerek masayı değil mücadeleyi işaret ediyor. İşçi hareketinin tarihsel deneyimine de uygun bu. Grev hakkı grev yapılarak kazanılır çünkü...

İşte bu talepler ve yönelişle toplanan binlerce kamu emekçisi Ankara Maltepe'de buluşarak görkemli bir kortej oluşurdu ve Kızılay'a yürüdü. Yürüyüşte toplu sözleşme kadar önemli bir gündem de son dönemde KESK üzerinde yoğunlaşan baskılardı. Sık sık tutuklanan sendikacılarla dayanışma sloganları atılırken, baskılar ve tutuklamalar KESK Genel Başkanı Sami Evren'in konuşmasında da önemli bir yer tuttu. Alandaki emekçilere cezaevindeki yoldaşlarından selam getirdiğini söyleyen Evren'in coşkulu alkışlarla ve sloganlarla karşılık buldu.   

Evren konuşmasını "KESK'e yönelik baskı, sürgün ve işten çıkarmalara son verilmeli; gözaltılar durdurulmalı, tutuklananlar serbest bırakılmalıdır. Bugün buradan bir kez daha siyasi iktidarı uyarıyoruz. Emekçilerin taleplerini bastırmayın, haklarını gasp etmeyi bırakın, krizin bedelini emekçilere ödetme hevesini terk edin, polis devleti özleminden vazgeçin. Bunun için önünüzde bir fırsat vardır. Emekçilere doğru bir adım atın, Toplu Sözleşme Masasına oturun" sözleriyle bitirdi.