İzmir taşeron belediye işçileri: Direnişimiz sürecek! (01-01-2009)

DİP Girişimi’nin de destek verdiği eylemde “Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz Vira ve Kürşat Taşeron İşçileri” yazılı pankart önünde Vira ve Kürşat adına konuşan ve sonrasında basın açıklamasını okuyan işçiler belediye başkanı Aziz Kocaoğlu’nun işçilerin mücadelesi başladığından beri, taşeronu bitireceği ve taşeronda çalışan işçileri belediyeye bağlı şirketlere alacağı yönünde telkinlerde bulunduğunu fakat 969 işçinin imzasını kapsayan dilekçelerle belediye başkanıyla görüşme talebinde bulunduklarında sürekli bürokratik engellere takıldıklarını, bu engellemelerde büyük payın zaten biri İzmir İl Belediye Meclisi üyesi diğeri de eski Antep milletvekili olan Vira ve Kürşat’ın patronlarında ve önünde bulundukları belediyeyi göstererek, pencerelerden aşağıya bile bakmayan belediye bürokratlarında olduğunu söylediler.

Kendilerini belediyenin her açılış ve etkinliğine özellikle yerel seçimler için aday belirleme sürecinde Baykal geldiğinde kendi propagandasını yaptırmak için de koz olarak kullanmaya çalışan başkana söz verdiği için inandıklarını, fakat işçileri Park ve Bahçelerde çalışmalarına rağmen bu iş saatlerinde seçim için bile seferber edebilen başkanla kendi isteklerine cevap olarak zarzor görüşme imkanı bulduklarında işçilerin normal bir belediye işçisinin sahip olduğu haklara sahip olabileceği ve belediye şirketlerinde istihdam edilecekleri yönünde Aziz Kocaoğlu’nun yine söz verdiğini ancak 4 ve 16 Aralık’ta yapılan Park ve Bahçeler ihalelerine bir tane bile belediye şirketinin katılmamış olduğunu ve yine işlerin taşerona verildiğini söylediler, bir yandan da taşeron sisteminin sosyal haklardan yoksun olduğunu ve iş güvencesi olmadığını vurguladılar.

Eylemlerini şimdiye kadar daha işten çıkartılmamış olmaları nedeniyle belediyeye karşı dostane bir tavırla gerçekleştirdiklerini fakat kapının önüne koyulacakları 1 Ocak’tan itibaren mücedelelerinin şekil değiştireceğini ve daha sert eylemlilikler sergileyeceklerini vurguladılar. 2 gün sonra taşeronun sözleşmesinin biteceğini ve işsiz kalacaklarını ama bugün kendilerine mücadelenin verdiği büyük bir coşku olduğunu, amaçlarına ulaşana kadar açlık grevinden ölüm orucuna kadar çeşitli mücadele yollarını deneyeceklerini, 91’deki yoldaşları gibi Ankara’ya yürüyüşe geçebileceklerini sık sık tekrar ederek söylediler. Büyük coşkuyla halay çeken, sınıf bilinciyle hareket ettiklerini söyleyen ve sarı iş kıyafetleri içinde coşkulu bir şekilde attıkları sınıf mücadeleci sloganların yoğunlukta olduğu sloganlarla çevreye de bunu hissettiren işçiler belediyeyle uzlaşarak değil, işçilerin birliği ve sürekli mücadeleleriyle kazanımlar sağlayabileceklerini söylediler ve genel olarak onyıllardır, 2 gündürse çok daha şiddetli bir şekilde İsrail askerleri postalları altında ezilen Filistin halkıyla ve ezilen tüm halklarla dayanışma sergilemek amacıyla “Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği” sloganını da attılar.

Eylem sonunda konuştuğumuz bir işçi taşerona karşı mücadeleye başladıklarında 970 kişi olduklarını fakat şu anda 470 kişi kaldıklarını ama bunun daha azalmayacağını düşündüğünü vurguladı. Sendikalarda taşeron işçi oldukları için örgütlenemedikleri, aksine sendikaların kendilerinden köşe bucak kaçtığını, kendi başlarına da kalsalar, azalsalar da ekmekleri için mücadeleye sonuna kadar devam edeceklerini ve sonunda kazanacaklarını söyledi. Taşeron işçilerin mücadelesi 5 Ocak Pazartesi günü 12:30’da belediye önünde bir oturma eylemiyle sürecek.