İsmail Beşikçi ile dayanışmaya! (24-07-2010)

Devletin Kürt hareketine yönelik bu topyekun saldırısı, son dönemde, Kürt sorununu dert edinen, soruna resmi söylem dışında yaklaşan ve bu uğurda Kürt örgütlerini de eleştiren gazeteci ve yazarları da hedef almaya başladı. Bunun ilk örneği Express dergisindeki bir yazısı nedeniyle İrfan Aktan'a verilen 1 yıl 3 aylık hapis cezası. Bölgedeki insanlardan edindiği izlenimleri ve aldığı demeçleri aktaran Aktan, yazısında yer yer eleştirdiği örgütün "propagandasını yapmaktan" dolayı, üst mahkemenin kararına bağlı olarak hapse girme tehlikesiyle karşı karşıya. Aktan'ın ardından, aynı suçlamayla yargının hedef tahtasına yoldaşımız Şiar Rişvanoğlu koyuldu. Yoldaşımız hakkında geçtiğimiz ay içerisinde "özel görevli" cumhuriyet savcılığınca üç soruşturma birden açıldı. Bunun ayrıntılarını sitemizde yer alan ilgili yazılarda okuyabilirsiniz.

Devletin aydın avının son hedefi ise İsmail Beşikçi. 17 yılını düşündüklerini korkusuzca savunmasından dolayı zindanlarda geçiren Beşikçi hakkında Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi yayın organı ‘Çağımızda Hukuk ve Toplum' dergisinde yer alan "Ulusların kendi geleceğini tayin hakkı ve Kürtler" başlıklı yazısı nedeniyle "PKK örgütü propagandası yapmak" suçlamasıyla dava açıldı. PKK'ye eleştirel yaklaştığı herkes tarafından bilinen Beşikçi'ye açılan bu dava düşünce ve ifade özgürlüğünü hedef almaktadır. Onyıllardır ezilen ulusları baskı ve zulümle ehlileştirmeye çalışan devlet, bu zulme karşı 3 maymunu oynamayan aydınlara de yargı sopasını göstermektedir. Bu sopayla ilk defa 12 Mart darbesi sırasında karşılaşan Beşikçi, Kürt halkı üzerine cesur araştırmalar yapmış, aydın kimliğinin gereği olarak resmi ideolojinin "sınırlarını" aşmıştır. Bunun karşılığı 17 sene tutsaklıktır.

Aşağıda, İsmail Beşikçi'yle dayanışmak amacıyla Ankara Düşünceye Özgürlük Platformu'nun açıklamasını ve bu açıklamayı imzalayan bir dizi aydının ismini yayınlıyoruz:  

"Bizler, yaşamının 17 yılını cezaevlerinde geçirmiş, entelektüel dürüstlüğün ve bilim namusunun timsâli Beşikçi hocamızın aklını ve kalemini hapis tehditleriyle kilit altına almanın mümkün olmadığını biliyoruz. Bizim itirazımız, 90 yılı aşkın süredir her başı sıkıştığında ilk aklına gelen önlem, aydınları, ana-akım dışında düşünenleri, aykırı sesleri boğmak, zindanlara kapatmak olan bu rejimin kireçleşmiş reflekslerine... Bu ülkenin "düşünce suçluları" beşinci kuşağına erişirken, egemenlerin hiç bıkmadan, usanmadan aynı korku masallarını anlatmalarına... Bu ülkenin yıllardır patlayıcı biriktiren sorunlarına egemenlerin (kısır) tahayyülleri dışındaki her türlü alternatif önerinin tartışmaya açtırılmayışındaki o kifayetsiz ceberutluğa...

Bu nedenledir ki, yargılandığı her sözcük, her cümle, her satıra sahip çıktığımızı, "suç"unu onurla üstlendiğimizi ve 28 Temmuz 2010, saat 09.10'da İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşması ve bundan sonraki bütün duruşmalarında İsmail Hoca'mızın ve onunla birlikte yargılanan yazı işleri müdürü avukat Zeycan Balcı Şimşek'in yanında olacağımızı duyuruyoruz."

Fikret Başkaya, Sungur Savran, Sibel Özbudun, Temel Demirer, Yücel Demirer, Sait Çetinoğlu, Mahmut Konuk, İbrahim Akyol, Mustafa Kahya, Hüseyin Taka, Baskın Oran, Tayfun İşçi, Adil Okay, Ragıp Zarakolu, Ayşegül Devecioğlu, Berat Günçıkan, Maside Ocak, Murat Kuseyri,Mustafa Peköz, İrfan Dayıoğlu, Necmettin Salaz,Hıdır Ateş, Kızılbaş Ali Ülger,Hasan Bildirici, Erdoğan Yıldız, Semra Somersan, Engin Doğu,Umur hozatlı,Erhan Kınalı, Hatice Akbay, Esra Çiftçi, Aytekin Yılmaz, Ahmet Karakaya, Bayram Şahin, Latife Demirci Kahya, Kadir Cangızbay, Sennur Sezer,Adnan Özyalçıner, Zeynep Dedya Yıldız, Alper Taş, Yener Orkunoğlu, Atilla Keskin, Hülya Tozlu, Hüseyin Habib Taşkın, Tuncay Atmaca, İbrahim Atalay, Yasemin Göksu, Mehmet Ali Duman, Zeynep Tanbay, Teslim Töre, Şükrü Erbaş, A.Hicri İzgören, Ayşe Hür, Nemciye Alpay, Faik Bulut, Nur Sürer, Ragıp Duran, Babür Pınar, Mustafa Kemal Coşkun, Ahmet Tulgar...