Fransa: İşte AB'nin çalışma standartları! (16-10-2007)

Sarkozy geçtiğimiz hafta, büyük oranda kamu emekçilerini ve emeklileri etkileyecek olan saldırı planını açıkladı: “Özel Emeklilik Reformu”.

2008’in ilk altı ayında tamamlanması öngörülen bu yasa çıkarsa, emekli olan kişilerin yerine yenileri alınmayacak, 65 yaş öncesi emeklilik yasaklanacak ve erken emeklilik, ağır bir şekilde vergilendirilecek. Grev hakkına da kısıtlama getirecek olan “Özel Emeklilik Reformu” ile kamu sektöründe işçiler greve çıkmaları halinde asgari düzeyde hizmet vermeyi sürdürmek zorunda kalacak. Haftada 35 saat olan çalışma saatine de esneklik kazandırılacak ve fazla mesai artırılacak.

Ayrıca kamu emekçilerinin ücretlerinde de yeni düzenlemelere gidilecek. Sarkozy’nin açıklamasına göre bu düzenlemeler, emekçilerin “kariyer ve çalışma temposuna” göre yapılacak.

Neo-liberal saldırılar, kapitalizmin hüküm sürdüğü her ülkede aynı hızla olmasa da vahşice yayılıyor. Avrupa Birliği üyesi ülkelerdeki çalışma yaşamına methiyeler düzenlere sorulur:

Fransa’da çıkarılmak istenen bu yasanın, Türkiye’de yakında meclisten geçmesi planlanan, emeklilik yaşını 65’e çıkaran, sağlık hakkımızı elimizden alan (Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) yasasından ne farkı var? Ya da yine yakında çıkarılması beklenen, kamu emekçilerini performansa göre değerlendirmeyi hedefleyen “Personel Rejimi”nden?

Yasaların içeriği benzer. Fransa’da da, Türkiye’de de devlet kamu hizmetlerini ve kamu sektörünü sermayenin kâr hırsına terk etmek istiyor. Performansa göre değerlendirmeyle de, hiçbir standardı olmayan, keyfi bir ücretlendirme sistemi getirmeye ve emekçileri birbirleriyle rekabete itmeye çalışıyor. Ama Fransa’da işçi hareketi şimdiden ciddi bir karşı duruş örgütlemeye başlamış. Bu içerikte bir yasa Fransa’da işçi sınıfının önüne ilk olarak 1995 yılında getirildiğinde, Fransa’da yaşam bir ay boyunca süren genel grevlerle durma noktasına gelmişti. Şimdi de ülkedeki demiryolu sendikaları greve gitme kararı aldı ve 17 Ekim günü için genel grev çağrısı yaptı.

Türkiye’de ise geçtiğimiz yıl, Türk-İş, DİSK, KESK ve bazı meslek odaları birleşerek GSS’ye karşı bir referandum çalışması yapmış, halkı bu yasaya karşı bilgilendirmeye çalışmıştı. Bu yıl, yaklaşan saldırı yasalarına karşı ciddi bir karşı duruş örgütlenemezse kazanılmış haklarımız elimizden alınmaya, burjuvazi işçi sınıfına var gücüyle saldırmaya devam edecek.