Antalya'da militan 8 Mart yürüyüşü (08-03-2010)

Bu sene Antalya'da 8 Mart çeşitli sosyalist ekiplerin, sendikaların ve kadın örgütlerinin oluşturduğu  "Antalya Kadın Platformu" çatısı altında kutlandı. 1.5 ay süren 9 toplantı sonucu birçok örgüt yanyana gelerek dünya emekçi kadınlar günü yürüyüşünü örmeye karar verdiler. Toplantılarda platformun iradesi olarak yürüyüşün erkeksiz olacağı karar verildi. İlk toplantıdan beri dile getirilen ve ortaklaştırılan bu tutum sonucu; TKP, PSAKD ve Halk Cephesi kendi ilkeleri doğrultusunda platformdan çekilmişlerdi. Geriye kalan ve "Antalya Kadın Platformu" imzasıyla birleşen DİP Girişimi, Sosyalist Parti, EMEP, ÖDP, ESP, Halkevleri, Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma, Tüm Bel-Sen, Eğitim-Sen, SES, BES üyesi kadınlar 7 Mart Pazar günü yürüyüş ve 8 Mart Pazartesi akşamı ise Semt Evinde etkinlik kararı aldılar. Yürüyüşün erkeksiz ve tek pankartla olacağı platformun ortak iradesi olarak belirdi. 

8 Mart yürüyüşüne cinsiyetçi müdahale 

7 Mart Pazar günü DİP Girişimi'nden kadınlar yürüyüş başlayacağı yere geldiklerinde ESP'nin kendi pankartıyla ve erkek ağırlıklı bir kortejle alanda yer aldığını gördüler. Platform tarafında seçilen kortej sorumluları, ESP temsilcisi kadınlarla görüşerek  platformun kararı doğrultusunda erkeklerin yürüyüşte yer alamayacağını ve tek pankartla yürüneceğini, bu kararın tüm platform bileşenlerine ait olduğu hatırlattı. Bunun üzerine kadın temsilciler "erkek arkadaşlarına bu durumu anlatamayacaklarını" ve erkek ESP'lilerle kortej sorumlularının konuşmasını istediler. Bunun üzerine kortej sorumluları erkek ESP'li temsilcilerle görüşerek platformun iradesinin çiğnendiğini ve erkeklerin yürüyüşe katılamayacağını tekrar hatırlattı. ESP temscilcisi sürekli platformlarda kararların alındığını ama buna uyulmadığını belirtti. Pembe nüfus cüzdanlarıyla geldiklerini ve kendilerini bugün kadın hissettiklerini belirterek kortejden erkeklerin ayrılmayacağını söylediler. Bu sırada ESP'liler konuyu kişiselleştirerek Sosyalist Parti'den ve DİP Girişimi'nden iki kadına eril bir dil kullanarak tartışmaya başladı. Tartışmada bu iki ekibin 8 Mart'ın içini boşalttığı gibi provokatif ithamlarla saldırdı. ESP'nin merkezi yaklaşımıyla da örtüşmeyen bu tavrı, alanda bulunan kadınlara teşhir edildi. Bu sırada ESP, yanlış tavrına sürdürerek platformun aldığı kararı ve platform iradesini çiğnemeye devam etti. 

Eylem ikiye bölündü 

Platformun tüm bileşenleri tarafından alınan kararın bu şekilde çiğnenmesi, Sosyalist Parti'den ve DİP Girişimi'nden kadınlar tarafından oturma eylemiyle protesto edildi. ESP pankartının önüne oturan kadınlar erkeklerin kortejden çıkmadan ve tek pankartla yürüyüş düzenine geçilmeden yürümeyeceklerini söylediler. "Yaşasın kadın dayanışması" sloganlarıyla bu kadınların inisiyatifinin bu şekilde çiğnenmesini boşa çıkarmaya çalıştılar. ESP'nin erkeklerle yürümesine izin vermeyen sosyalist kadınların bu tutumuna rağmen diğer kurumların ortayolcu bakış açıları, eylem sırasında platformun ikiye ayrılmasına neden oldu. ÖDP, EMEP, Halkevleri ve KESK'li kadınların, altında imzaları bulunan kararları uygulamaya geçirmekte takındıkları ikircikli tutum nedeniyle yürüyüş başlatıldı. Bunun üzerine platformun aldığı kararları savunduklarını belirten ve kadınların iradesinin çiğnenmesisini kabul etmeyen DİP Girişimi'nden ve Sosyalist Parti'den kadınlar platformdan ayrıldıklarını ve fiili yürüyüş gerçekleştireceklerini belirttiler. 

100. yılında 8 Mart, ruhuna yaraşır bir şekilde, militan bir yürüyüşle kutlandı! 

Platformdan çekilen sosyalist kadınlar, ilkesiz grubun yürüyüşünü başlatması ve alandan ayrılmasındna sonra kendi yürüyüşlerini başlattılar. "Yaşasın 8 Mart, yaşasın mücadelemiz" "Erkek devlet şiddetine son" "Tekel'de Tariş'te kadınız, direnişin adıyız" "Susma haykır tacize hayır" "Novamed'de kazandık sıra Tekel'de" "Kürt-Türk-Ermeni kadınlar birlikte güçlü" sloganlarıyla Milli Egemenlik Caddesi'ni trafiğe kapatarak yürüdüler. Bu fiili-militan yürüyüşte polisin kadınları kaldırıma itmesi ve yürüyüşü bitirmek için yaptığı baskıya sosyalist kadınlar "Polis defol, bu sokaklar bizim" sloganlarıyla cevap verdi. Attalos heykeline geçen kadınlar basın açıklamasıyla yürüyüşlerini bitirirken Antalya ESP'nin tutumunu da kınadılar. Basın açıklamasından sonra DİP'li ve Sosyalist Parti'li kadınlar şarkılar söyledi ve halaylar çekti. 

Antalya'da 7 Mart Pazar günü yaşanan bu deneyim, yıllardır gerek merkezi düzeyde gerekse de yerellerde yaşanan ‘erkek katılımlı 8 Mart' savunucuları ile ‘sadece kadınların örgütleyip katıldığı bir 8 Mart' taraftarlarının ayrışmasınının çarpıcı bir yansımasıdır. Bu münferit örnekte olduğu gibi kadınlar kimi zaman yerellerin "inisiyatif"i karşı karşıya gelmek zorunda kalsa da, DİP Girişimi'nden kadınlar biliyorlar ki, erkek katılımında inat etme tavrı hiç de münferit değildir ve kadınların iradesinin önü kesilmesinden başka bir şekilde yorumlanamaz. Bizim açımızdan durum açıktı: 8 Mart eyleminin içeriği veya militanlığı erkek katılımı ile değil, daha fazla kadının erkek egemenliğine ve kapitalizme karşı seferber olmasıyla, daha fazla emekçi kadının mücadelenin önüne atılarak kurtuluş yolunun taşlarını döşemesiyle ölçülür. Bu doğrultuda kadınların kendi seslerini haykırabileceği, sadece kadınların katıldığı bir 8 Martı yaratmakta ısrarlı olmak, herhangi bir kurumun başarı hanesine değil, kadın mücadelesinin başarı hanesine yazılacaktır.