Acar kapitalistin doğayla imtihanı (Bican Özben (Sevilay Kaygalak) - 18-11-2007)

Üzerinden 164 yıl geçmiş… Neredeyse iki asır olacak! Kapitalistlerin kâr hırsıyla insanı doğadan ve dolayısıyla kendisinden uzaklaştırması tüm acımasızlığıyla sürüyor. Modern burjuva ekoloji bilincinin onca yükselişi bile önünü kesemiyor bu açgözlülüğün.

Son günlerde yazılı ve görsel basında yer bulan Acaristanbul haberleri bunun en yakınımızdaki örneği. Acar Şirketler Grubu'nun İstanbul Beykoz'daki bir ormanlık alanda sürdürdüğü yasadışı yapılaşma tam anlamıyla bir vurgun… Kamu yararına dönük hukuksal düzenlemeleri ve planlama ilkelerini hiçe sayarak arazinin satışından yapı ruhsatının verilmesine ve süregiden yapılaşmada imar hadlerinin aşılmasına, kentin oksijen kaynağı olan ağaçların acımasızca kesilmesine (1 milyon ağacın kesildiği tahmin ediliyor), parayla, rüşvetle bürokrat, siyasetçi satın alınmasına uzanan her türlü kanunsuzluğu görebilirsiniz bu vurgunda… Üstelik Acaristanbul'la başlamıyor bu şirketin ormanları talanı; bir de Acarkent'leri var!

Devletse âciz!? Çevre ve Orman Bakanı, Bölge Müdürü ile muhafaza memurlarının silahlı adamlar yüzünden korkudan Acaristanbul'a giremediğini söyleyerek pek içten (!) bir itirafta bulunuyor. Ama bakmayın siz bu sızlanmaya! Bursa'daki verimli tarım arazisi üzerinde kurulmuş ve tüm mahkeme kararlarına rağmen 7 senedir faaliyet gösteren Cargill'i destekleyen de bu hükümet! Kıyıları özelleştirecek ve buralardaki kaçak yapılaşmayı yasallaştıracak Kıyı Kanunu'nu çıkarmak isteyen de… Ve afet riski taşıyan alanlarla doğal, tarihi ve kültürel çevre alanlarının tasfiye, yenileme ve iyileştirmeye tabi tutulmasını öngören, aslında kentsel rantların özelleştirilmesinden başka bir anlama gelmeyen Dönüşüm Alanları Kanun Tasarısı'nı kabul eden…

Dolayısıyla hiç inandırıcı değil! Yaptıkları yasalar ve güttükleri politikalarla, doğayı, yaşamı ve insanlığı yağmalayan ulusal ve uluslararası sermayenin hizmetindeki bir hükümetin Acaristanbul ve Acarkent için âcizlik yakınması samimiyetsiz olduğu kadar gülünç de! Çünkü bu devlet istediğinde, mesela kentsel dönüşüm projeleri söz konusu olduğunda insanları kış ortasında evsiz barksız bırakma pahasına çevik kuvveti ve panzerleriyle yoksul mahallelerine girerek gereğini yapacak kadar kararlı ve muktedirdir de, bilmez miyiz?