İstanbul’da 15-16 Haziran eylemleri

İstanbul’da 15-16 Haziran silahsız işçi ayaklanması direnişteki işçilerin öne çıktığı eylemlerle anıldı.

15 Haziran’da ilk eylem DİSK tarafından gerçekleştirildi. DİSK binasından Taksim’e yapılan yürüyüşte DİSK’e bağlı sendikalara sol ve sosyalist gruplar da destek verdi. Yürüyüş kolunun önünde 1 Mayıs’larda da sık sık boy gösteren Kızıl Bando yer aldı ve yol boyunca çeşitli marşların yanı sıra Avusturya İşçi Marşı da çalındı.

15 Haziran akşamında ise THY’nin direnişçi işçileri başta olmak üzere Hey Tekstil ve Kampana Deri, Çapa Tıp Fakültesi taşeron işçilerinin katılımıyla Türk-İş Sendikal Güçbirliği, DİSK İstanbul Temsilciliği ve aralarında Devrimci İşçi Partisi’nin de olduğu sol ve sosyalist yapılar Galatasaray’dan Taksim meydanına yürüdü. Taksim Meydanı’nda ortak basın açıklamasının ardından direnişçi işçiler de söz alarak konuşma yaptılar. Direnişçi işçilerin konuşmalarında birlik vurgusu ön plana çıkarken patronların çıkarlarını koruyan ve işçi sınıfına karşı ciddi bir sınıf saldırısı yürüten AKP hükümeti hedef tahtasındaydı.

16 Haziran günü ise Atatürk Havalimanı bir eylem alanına dönüştürüldü. Valiliğin eylem yasağı kararına rağmen dış hatlar geliş bölümünü dolduran emekçiler direnişteki THY işçileri ile anlamlı bir dayanışma gösterdiler. 15 Haziran akşamı yapılan eylemi düzenleyen bileşimin gerçekleştirdiği eylemde ortak açıklamayı Belediye-İş’ten Hasan Gülüm okudu. Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin’de yaptığı konuşmada THY işçisinin yalnız olmadığını ve mücadeleyi daha da büyütmenin önemini vurguladı.

Aşağıda Devrimci İşçi Partisi İstanbul İl Örgütü’nün 15-16 Haziran eylemlerinde dağıttığı bildirinin tam metnini yayınlıyoruz:

Yeni 15-16 Haziranlar için

Örgütlenelim ve birleşik mücadeleyi yükseltelim!

15-16 Haziran 1970’de işçi sınıfının en önemli gücü haline gelen DİSK’e diz çöktürmek için yasal düzenlemelere giden burjuvazi işçiye diz çöktürmek bir yana silahsız bir ayaklanmayla karşı karşıya geldiler.

Ayaklanmayla püskürtülen sınıf saldırısı

Ne askeri ve polisiye tedbirler ne köprülerin kaldırılması, ne sıkıyönetim ilan edilmesi, ne tanklar ne de kurşunlar ayağa kalkan işçileri durduramadı. Nihayet anayasa mahkemesinin söz konusu yasayı iptal etti. Mahkemeye hızla bu kararı verdirten ise işçi sınıfının ayaklanmasıydı.

İşçinin örgütlü gücüne güvenelim

42 yıl önce işçi sınıfının en önemli mevzilerine saldıran burjuvazi bugün de aynı politikayı uyguluyor. Bugün hedefte Hava-İş ve THY işçileri var.

Bir yandan meclisten jet hızıyla geçirilen havacılık işkolunda grev yasağı diğer yandan eylem yaptıkları için işten atılan 305 THY işçisi bu sınıf saldırısının en açık göstergeleri.  42 yıl önce olduğu gibi yine grev yasağı anayasa mahkemesine gidecek. Ancak yine tek bir yol var o da mücadelenin yükseltilmesi. İşçiler ne mahkemelere ne de hükümetlere değil yalnız ve yalnız kendi güçlerine ve örgütlülüklerine güvenmelidir.

Mücadeleleri birleştirelim

Dün 15-16 Haziran’da sadece DİSK’liler değil farklı sendikalardan ya da örgütsüz yüzbinlerce işçi direnişe katılmıştı. Bugün de THY işçisi yalnız değil. Togo işçileri, Kampana ve Savranoğlu işçileri, Hey Tekstil işçileri, Billur tuz işçileri, BEDAŞ işçileri, Çapa taşeron işçileri hakları için mücadele ediyorlar. Bu mücadelelerin birleştirilmesi mutlak bir gereklilik olarak karşımızda duruyor.

Yaklaşan krizin bedelini ödememek için

Gün örgütlenme, safları sıklaştırma günüdür. Gün sendikalarımıza sahip çıkmanın, yaklaşan ekonomik krizde bedeli ödememek için yığınak yapma günüdür.

Sadece üzerimize gelen sınıf saldırılarını püskürtmek yetmez. Sınıfsız ve sömürüsüz bir düzen için, işçi sınıfının iktidarından başka yol yoktur. İşçi sınıfı iktidarına giden yol direnişler ve grevlerden ama mutlaka işçi sınıfının öncü partisinde birleşmekten geçer.

DEVRİMCİ İŞÇİ PARTİSİ

İSTANBUL İL ÖRGÜTÜ