İstanbul 1 Mayıs'ında direniş ve kararlılık

İstanbul'da 1 Mayıs meydanı Taksim'e yürümek isteyen işçilere, emekçilere ve devrimcilere, burjuva devletinin polisi sert bir şekilde saldırdı. Şişli'den Beşiktaş'a tüm sokaklar 1 Mayıs alanı oldu. Darp edilerek gözaltına alınan yüzlerce kişinin yanı sıra, gaz fişeği ve plastik mermi sonucu doksana yakın direnişçi yaralandı.

DİP'liler ise işçi sınıfının bağımsız politikasını ve iradesini yansıtan "işçinin yumruğu inecek, hepsi gidecek" pankartıyla Beşiktaş mevkiinden Taksime doğru yürümeye başladılar. 09.30'da Abbasağa Parkı'nda Barbaros Caddesine doğru parktaki kitleyle birlikte yürüyüş başladı. Abbasağa Parkından Barbaros'a doğru ara sokaklarda kitlenin önü kesildi. Polis toma ve biber gazıyla saldırdı.

Abbasağa Parkında İDP, SDH, EHP, TKP, ÖDP, HE ve DİP toplandı. Devrimciler polis saldırısına karşılık verdiler. Orak-çekicimiz en önde kızıl bayraklarımızla işçi sınıfının devrimci sloganlarını haykırdık. Bir tarafta emekçi halkın öncüleri diğer tarafta ise burjuvazinin aygıtının hizmetkarları karşılaştı. 

Saat 11.00'e kadar Abbasağa Barbaros arasında çatışmalar devam etti. Devrimciler, polis saldırısına taşlarla cevap verdiler. Direnişin karşısında polis saat 11.00 civarında Barbaros Caddesinden geriye çekildi. Binlerce direnişçi Barbaros Caddesine akın etti.

Beşiktaş meydanına barikat kuran polise karşı DİP'liler olarak "zafere kadar sürekli devrim, yaşasın/biji 1 Mayıs/Gulan, yaşasın devrim ve sosyalizm" sloganlarıyla karşılık verdik. Komünizmin sembolü ve DİP'in de amblemi olan orak çekiç tüm bu mücadelelerde en öndeydi. Tomaların, gazların karşısında hep en yukarıdaydı.

Barbaros Caddesinde kitle bir süre yürüdükten sonra polis saldırısı yoğun kimyasal gaz saldırısı eşliğinde başladı. Kitle, heykel ve Abbasağa Parkına doğru geri çekildi. Polisin gözaltı yapmak için çok yönlü bir kuşatma çabası içine girdiği saatlerde yüzlerce kişi göz altına alındı. 

Taksim'i işçiye kapatma kararı alan AKP hükümeti bir kez daha 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamakta kararlı onbinlerin direnişiyle karşılaştı. Biz bu direnişin göründüğündençok daha büyük bir anlamı olduğunu geçtiğimiz yıldan biliyoruz. 1 Mayıs'tan Gezi'ye oradan halk isyanına ulaşan sürecin de gösterdiği gibi AKP hükümetinin şiddetin dozunu arttırması kendi zayıflığıdır. Temel hak ve özgürlüklerini ne pahasına olursa olsun savunan halkların direnişi ise gelecek güzel günlerin yegane dayanığıdır.