THY işçisi direne direne kazanacak!

29 Mayıs’ta havacılık işkolunda grev yasağına iş bırakarak karşı çıkan ve 305 işçi işten atıldıktan sonra sürekli direnişe geçen THY işçilerinin eylemi, Kasım ayı ile birlikte altıncı ayını doldurdu. Bu altı ay içinde hem Atatürk havalimanının dış hatlar terminalinde hem de her hafta sonu meydanlarda sürekli direnen işçiler en büyük kazanımlarını havacılık işkolunda grev yasağının kalkmasıyla elde ettiler.

İşçi düşmanı THY yönetimi uluslararası alanda da direniş yüzünden sıkıntı çekiyor. Uluslararası yatırımcılar direniş dolayısıyla THY’nin durumunu mercek altına aldı. THY’nin sponsoru olmakla çok övündüğü Barcelona Kulübü ise antlaşmasını uzatmama kararı aldı. Direndik kazandık sıra işe dönüşte diyen Hava-İş üyesi işçiler işe iade davalarında da adım adım sonuca ilerliyor.

Direnişçi işçiler arasında yer almasa da 29 Mayıs’tan sonra atılan bir işçinin, işe iade davasını kazanması THY işçileri açısından önemli bir gelişme. Ancak THY yönetimi daha önce mahkemeler işe iade kararı verirse temyize götürmeyeceğine dair verdiği sözü hemen unuttu ve karara itiraz etti. İşçiyi işe geri almadı. THY işçilerinin 24 Kasım’da Bakırköy’de yaptığı eylemde THY yönetiminin bu tavrı protesto edildi. İşçiler işe dönene kadar direnmekte kararlı olduklarını bir kez daha ilan ettiler.

Havalar soğuyor, direniş sürüyor. THY yönetimi yaklaşan kıştan medet umuyor. THY işçileri ise “Kış Napolyon’u bile dize getirdi ama işçi sınıfını dize getiremez” diyor.

THY işçileri hak almakta tek yolun direniş olduğu gerçeğini verdikleri mücadele ile gösteriyorlar. Grev yasağını kaldıran Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası’nın bu kazanımın karşısında pek çok şeyi de götürdüğünün farkındalar. Öyle ki haklar bakımından 50 yıl öncesine gidilmiş durumda. 18 Kasım’da Kadıköy’de yaptıkları eylemde 50 yıl önce Saraçhane mitinginde dile getirilen sloganların aynılarını haykırarak başladılar eylemlerine.

Her eylemde THY işçisinden birleşik mücadele çağrısı yükseliyor. İşe iadenin iş mahkemesi hâkimlerinin iki dudağının arasından çıkacak bir söze değil,  işçilerin mücadelesine bağlı olduğunu biliyorlar ve tüm işçi sınıfına aynı yolu gösteriyorlar.

THY işçileri her hafta sonu meydanlarda ve her gün Atatürk havalimanında işçi sınıfı dostlarının dayanışmasını bekliyor. Şu anda belki en önde duruyorlar. Ama en çok istedikleri işçi sınıfının bir bütün olarak mücadeleyi yükseltmesi! Artık önde ve yalnız değil, yan yana ve daha güçlü yürümek istiyorlar. Bunda da sonuna kadar haklılar.

DİP Genel Başkanı Sungur Savran: “Yeni bir Saraçhane Mitingi için ileri!”

THY işçilerinin Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda yaptığı eylemde konuşan Sungur Savran, önce altı aydır işini yitirmiş THY işçilerini, şarkıları, sloganları ve gülen yüzleriyle bizleri gelecek güzel günlere çağırdıklarını söyleyerek selamladı. Savran, işçi sınıfının hiçbir hakkını bir lütuf olarak almadığını tüm haklarını mücadeleyle aldığını, Kavel işçilerinin 1963’te grev hakkını grev yaparak kazandığını ve THY işçilerinin de grev hakkına grev yaparak sahip çıktığını vurguladı.

Devrimci İşçi Partisi militanlarının taşıdığı dövizlerdeki “Lütuf değil hak istiyoruz”, “Grevi suç sayan zihniyet suçludur”, “Grevsiz sendika silahsız asker gibidir”, “Şartsız grev istiyoruz” sloganlarına işaret eden Savran, bugün de geçerli olan bu sloganların tam 50 yıl önce işçi sınıfının 100 bin kişiyi Saraçhane’de toplayan büyük mitingin sloganları olduğunu hatırlattı ve yeniden Saraçhane Mitingi’ni yaratacak bir mücadeleyle ileri çıkmak gerektiğini vurguladı. Emperyalist savaşa ve AKP hükümetinin mezhep çatışmasını kışkırtan politikalarına karşı da işçi sınıfının öne çıkması gerektiğini söyleyen Sungur Savran konuşmasını “Yaşasın THY işçisinin direnişi, yaşasın işçi sınıfı mücadelesi” diyerek sonlandırdı.

 

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Aralık 2012 tarihli 38. sayısında yayınlanmıştır.