Metal işçisi nasıl kazanır?

Bursa’da deprem var. Renault, Tofaş, Mako, Coşkunöz ayakta! İşçiler Türk Metal’i istemiyor. Önce protesto ve eylemler yapıldı, sonraki adım toplu istifalar oldu. Bursa’nın dışında tüm metal sektörünün gözü kulağı bu fabrikalarda. Dahası bu gelişmeler tüm Türkiye işçi sınıfının kaderini etkileyecek cinsten.

Öncelikle ne ile karşı karşıya olduğumuzu iyi tanımlamalıyız. Bu kendiliğinden gelişen bir işçi hareketi. İçinde biz de dahil olmak üzere bilinçli ve öncü işçiler var. Ancak şu anda harekete plan, program ve sınıf bilinci değil, kendiliğindenlik ve öfke yön veriyor. Bursa’da Kent Meydanı’nda toplanarak Türk Metal’i protesto eden işçilerle yaptığımız görüşmelerde bunu açıkça gördük. İşçi öfkeli, Türk Metal’e ders vermekte de kararlı ancak önünü göremiyor. Bunun başlıca sebebi kendine öncü misyonu biçen bazı oluşumların işçinin kendiliğinden öfkesini harlamayı öncülük zannetmesi.

İşçiler Türk Metal’e öfkeli ve diğer sendikalara da güvenmiyor. Bu durumda ortalama her işçinin aklına gelecek olan ilk seçenek bir sendikaya geçmeksizin Türk Metal’den topluca istifa etmek. Ancak bu seçenek çok basitçe görülebilecek önemli sakıncalar barındırıyor. Öncelikle istifa işlemi mevcut sistemde resmen sadece Türk Metal yöneticileri tarafından görülebiliyor. Böylece Türk Metal ve patrona harekete katılanların tam sıralı listesi sunulmuş oluyor.  Dahası siz ne kadar masalar oluşturup istifayı toplu olarak yapsanız da Türk Metal’e istifa eden işçi sayısını manipüle etme olanağı veriyorsunuz. Nihayet işçiler Türk Metal’i cezalandırmak istiyor ama eylemin sonucunda yine toplu sözleşmeden yararlanmak için dayanışma aidatı Türk Metal’e ödenecek, toplu sözleşme de geçerli olmaya devam edecek.

Sorumlu bir önderliğin işçilerin kendiliğinden öfkesine ve içgüdülerine teslim olmadan gerçekleri apaçık ortaya sermesi gerekir. Bu gerçekler işçilerin bazı eğilimleriyle ters düşse de kuyrukçulukla öncülüğü ayıran çizgi buradadır. Öncelikle Bursa’da görüştüğümüz onlarca metal işçisine söylediğimiz gibi yanlış ya da eksik de olsa bir kararı uygulamak kararsız kalmaktan yeğdir. Dolayısıyla işçilerin bir kısmının coşkulu bir şekilde yöneldiği gibi istifa edilecekse de bu topluca ve örgütlü biçimde gerçekleşmeli. Bunun için fabrikalarda komiteler kurulması ve bu komitelerin temsil gücüne sahip karar alıcı organlar olarak yapılanması çok önemli. Bu aşamada istifa eylemi en iyi karar olmasa da işçilerin sağlam durması ve bir kişinin bile işten çıkarılması halinde toplu tepki göstermesi esas önemli olan.

Bundan sonrasında metal işçisi başlattığı işin ne kadar büyük bir iş olduğunun farkına varmalı ve geri kalan süreci sabırla, planla ve programla sürdürmelidir. İşçiler bizim sorunumuz işverenle değil sendikayla diyor. Büyük ve ölümcül bir yanlıştır bu! Söz gelimi Renault “bu iş bizi ilgilendirmez, sorun sizinle sendika arasında” dediğinde topu taca atıyor. İşçinin elindeki tek yaptırım olan üretimden gelen gücü kullanmasını işçilerin “biz fabrikamıza zarar vermek istemiyoruz” şeklindeki iyi niyetini suistimal ederek engellemek istiyor. Oysa Türk Metal her yerde işverenle birlikte çalışıyor. Mücadelenin ilk aşamasında Renault’da, Mako’da, Tofaş’ta ya da Coşkunöz’de değil de ta Kocaeli’de Ford Otosan’da işçi kıyımı olduysa bu işverenin Türk Metal ile ortak hareket etmesindendir. Metal işçilerinin canlılığından korktuğu ve olası iş bırakmalardan çekindiği için ilk aşamalarda Bursa’da çıkarma olmadı. İşçi mücadelenin ateşini biraz söndürüversin, Bursa’da da karşılaşacağı şey aynısı olacaktır.

Bursa’da değil ama hareketin çok daha derinden geliştiği başka yerlerde işçiler içinde Türk Metal’i içeriden dönüştürme düşünceleri var. Bu da büyük ve ölümcül bir hata. Türk Metal’i dönüştürmek, Türk Metal’de temsilcilerin ve delegelerin özgür seçimlerle belirlenmesini istemek ve öncü işçilerin şube yönetimlerini ele geçirmesini düşünmek, fabrikaların insan kaynakları müdürlerini işçilerin seçmesini düşünmek kadar hayalcidir. İşçileri oyalamak ve Türk Metal’e başları kesmesi için zaman tanımaktan başka anlamı yoktur. Metal işçisinin örgütlenmesi kendini açıktan gösterdiğinde bunu Türk Metal’i içeriden değiştirmek üzere değil toptan Türk Metal’i değiştirmek üzere yapmalıdır.

İşçiler, biz başka sendika değil sendikasızlık istiyoruz diyorlar. Bu üçüncü büyük ve ölümcül hatadır! Kendiliğinden bir hareketin, sendikasız kalarak yıllara yayılan bir süreklilik sağlaması çok zordur. Bu hareket örgütlü ve kararlı bir nitelik kazanmak zorundadır. Bunun adresi de mutlaka alternatif bir sendikadır. Bu sendika yeni kurulacak bir metal sendikası olamaz. Bu hareket için intihar demektir. Son derece umut verici bir işçi hareketini daha işin başında işkolu barajının suları altında boğmak anlamına gelir. Ancak daha önemlisi şudur ki bu hareketin kapsamı ve potansiyeli Türk Metal’e isyan etmekten çok daha ötededir. Muhataplarımızı düşünelim: Renault, Fiat, Ford, Koçlar, Coşkunözler ve diğerleri… Ulusal ve uluslararası sermayenin ağababalarından bahsediyoruz. Daha açık konuşalım: Türkiye’yi yönetenlerden bahsediyoruz!

Böyle büyük bir mücadelenin fitili ateşlenmiş durumda. Bu mücadele dar bir bakış açısıyla, sekter dürtülerle ele alınamaz. 1998’in ya da 2012 sürecinin bir tekrarından fazlasını hak ediyor metal işçisi ve Türkiye işçi sınıfı. Bu mücadele başarıya ulaşırsa bu sadece daha iyi sözleşmeler değil bambaşka bir Türkiye demektir. Ne seçimler ne başka bir şey; Türkiye’nin kaderini metal işçisi çizecektir! Hal böyle iken metal işçisi bilerek ya da bilmeyerek sermayenin ağababalarını ve onların devletini karşısına almışken, sekter bir bağımsız sendika macerası değil metal işçisini birleştiren bir sendikal tercih gerekir. Kaynağını fabrikalardaki işçi inisiyatiflerinden alan ve bunu işçi sınıfının örgütlü kesimleriyle buluşturan bir güç gerekir. İşçilerin sürecin gidişatına göre iradelerini yansıtacağı, hesap soracağı bir merci gerekir. Bu bir facebook sayfası olamaz. Mevcut koşullarda bu ancak bir sendika olabilir. Bu konuda adres tüm eksiklerine rağmen bu yılın Ocak ayında greve çıkan, temsilcilerini ve şube yönetimlerini özgür seçimler yoluyla belirleyen, şu ya da bu şekilde başka sektörlerden on binlerce işçiyle bir konfederasyon çatısında buluşan, uluslararası sendikal hareketle dayanışma içindeki Birleşik Metal’dir. Bu hareketin Birleşik Metal’e yönelmesi Birleşik Metal’in olumlu yönlerini ileriye taşıyacağı gibi bu sendikanın eksiklerini gidermesi, bürokratik eğilimlerin silinmesi için de gerekli gücü ve canlılığı yaratmanın tek yoludur. 

Biz işçi sınıfına her zaman gerçekleri söyledik. Kimilerinin hoşuna gitmeyebilir ama sadece ve sadece gerçekler devrimcidir.