Büyük metal grevini, grevci işçilerden dinleyelim

 

15 Mayıs-15 Haziran arasında Türkiye seçimin yanı sıra devasa önem taşıyan bir başka süreç yaşadı: Bursa’dan başlayarak başka birçok kentteki fabrikalara yayılan büyük fiili metal grevi. Bazıları anlamayabilir, Gerçek gazetesi ısrar ediyor: bu grev, bundan sonraki gelişmelere bağlı olarak, Türkiye’nin geleceğinin şekillenmesinde 7 Haziran seçimleri kadar büyük bir önem taşıyabilir. Bunu anlamak için, bugünlerde 45. yıldönümünü kutladığımız 15-16 Haziran deneyiminin etkilerini düşünmek yeterlidir. Bu grevi on binlerce işçi bir araya gelerek, birliklerinden güç alarak yaptı. Grevi bir de onların ağzından, başka yorum katmadan dinlemek çok öğretici. Metal İşçisinin Sesi ile bütün grev boyunca temas içinde olmuş, sesini onun aracılığıyla duyurmuş işçiler bunlar. Bu değerlendirmelerin hepsi, Gerçek gazetesinin Haziran 2015 tarihli 68. sayısında yayınlanmıştır. Başlıklar işçi arkadaşlarımızın kendilerinindir.

 

Tofaş grevi

Geçen aralık ayında sözleşmenin imzalanmasından sonra işyerinde mırıldanmalar başlamıştı. Yüksek sesle olmasa da tepkiler vardı. Türk Metal her zamanki gibi bastırdı bunları ama Bosch'la yapılan sözleşme sonrası bu tepkiler arttı. İlk kez temsilcilerle tartışmalar oldu ve yuhalamalar başladı. Temsilcilerin basiretsiz olması, laflarının tutarsız ve dengesiz olması herkesin gerçekleri görmesini sağladı. Yalanların işe yaramadığı görüldü.

Renault'yla birlikte bir pazar mitingi yapıldı. Bu mitingde Tofaş'tan gelenler olarak bir karar alıp "Diren Tofaş" isimli Facebook sayfasını kurduk. İletişimi buradan kurmaya başladık. Demokratik şekilde eleştirilerimizi yaptık ve Türk Metal'e karşı eylemleri arttırdık. Bu arada yönetimin de Türk Metal'in yanında yer alması eylemlerin artmasına yol açtı.

Renault'da işçilere saldırılması bardağı taşırdı. Renault'da iş bırakma oldu. Biz de orada yaşananlardan cesaret aldık. Cuma günü üretimin devem ettiği sırada iş bırakma kararı aldık. Son vardiya içerde kaldı ve 8 gün boyunca da fabrika içinde direnişi sürdürdü. Fabrika önü de diğer vardiyalardaki arkadaşlarca tutuldu. 8 gün boyunca baskılarla karşılaştık. Tofaş çok büyük. Diğer fabrikalarda tek çıkış kapısı varken bizde kapı çok. Diğer kapılardan giriş çıkışlar yapılarak grevi kırmaya çalıştılar. Sonuçta kararlılığımızı koruyarak eylemi kazanımlarla sonuçlandırdık.

Biz eylemi bitirmeden mutlaka Renault'da grevdeki arkadaşlarla görüşüp ortak hareket etmek gerektiğini savunduk ama olmadı. Yönetim, havai fişeklerle kutlama havası yaratmaya çalıştığında tepki gösterdik. Bu grev boyunca dayanışmayı, kardeşliği ve gücümüzü gördük. Emekliliğine az süre kalmış işçiler bile tazminatlarını riske edip bu grevde yerlerini aldılar.

Grevden sonra Türk Metal'i tamamen sildik. Geçenlerde tekrar gövde atölyesine girdiler, yuhalamalarla karşılaştılar. Kızıp gözlüklerini falan yere attılar. Sonra toplanıp insan kaynaklarına şikâyet ettik. Artık bölümlere giremiyorlar. Türk Metal'den sonra Çelik-İş fabrikada örgütlenmeye başladı. Bu çoğunluğun kararıydı. Biz Birleşik Metal'i savunduk ama çoğunluk Çelik-İş dedi. Bundan sonra verdikleri vaatlerin takipçisi olacağız. Büyük sınav verecekler sözleşme döneminde. Eğer satarlarsa bir dönem daha kaybetmiş oluruz ama onları da sileriz. Kaybede kaybede öğrenen bir toplumuz. Tofaş'ta muhafazakâr bir yapı var. Biraz da onun etkisiyle Çelik-İş öne çıktı. Diren Tofaş sayfasını Diriliş Tofaş olarak değiştirdik. Dirilip kendimize geldikten sonra artık ne yeni bir sarı sendikaya ne de patronlara karşı boyun eğmeyiz.

Grevci bir Tofaş işçisi

Gelin birleşelim makus talihimizi değiştirelim

Biz Renault ve diğer fabrikalardaki mücadeleyi başından beri kendi mücadelemiz olarak gördük. Mudanya'da sendikamızla birlikte destek yürüyüşleri düzenledik. Ayrıca bireysel olarak gidip gecelerimizi Renault önünde geçirdik. Renault işçisi şu anda sendikasız. “Harranlıyız.” diyorlar. Pek çok arkadaşın DİSK'e de soğuk baktığını görüyoruz. Bizim de sendikamızdan şikâyetlerimiz oluyor. Ancak Birleşik Metal, MESS ortağı Türk Metal'den ya da hükümet yanlısı Hak-İş'ten farklı olarak temsilcilerimizi ve yöneticilerimizi kendimizin seçebildiği bir sendika. Eğer Renault ve tüm metal işçileri ile aynı çatı altında buluşabilirsek hem makus talihimizi hem de istediğimiz doğrultuda sendikamızı değiştirebiliriz.

Prysmian'dan bir işçi

           

Eylem kırıldı ama Türk Metal de silindi

Direnişten sonra fabrikadaki durum normale döndü. Türk Metal'in ofisi grevden bu yana kapalı. Eylemler döneminde olduğu gibi şimdi de Tofaş'a Renault'ya yapılacak iyileştirmeleri bekliyoruz. Biz kırılmalar olduktan sonra içeri girmiştik. İlk günlerin moral bozuklukları geçti gibi ama yine de eylem kırılarak bittiği için yeni bir hareket başlaması zor. Yine de yönetim tekrar eylemlerin başlamasından korktuğu için söz verdikleri paraları tam zamanında yatırıyor. Takım liderleriyle “Aman bir şey olmasın” diye haberler gönderiyor. Bursa'da kalabalık olduğumuz, tüm fabrikalarda bir güç oluşturduğumuz için işverenler çekiniyor. Bu yüzden beklendiği gibi bir işçi kıyımı yaşanmadı. Dönüp baktığımızda her şeye rağmen artıda olduğumuzu görüyoruz.

Coşkunöz'den bir işçi

Dönüm noktası işten atılan arkadaşlarımıza işi durdurarak sahip çıkmamızdı

Renault'da dönüm noktası 16 arkadaşın kartının basmadığı geceydi. Daha önce de benzeri olmuş ancak bu seferki gibi dik durulmamıştı. Haber geldiğinde biz içerdeki vardiyadaydık. Dışarı çıkmadık. Gelen vardiya da içeri girmedi. Sabah vardiyasını da fabrikaya çağırdık. Bir anda tüm fabrikanın işçileri olarak direnişe geçtik. Üretim durdu. Ondan sonra aslında “Teknik bir hata oldu” gibisinden kıvırarak arkadaşlarımızın çıkışlarını iptal ettiler. Aslında hata falan yoktu. Bizim tepkimiz yüzünden geri almak zorunda kaldılar. Renault'da yönetimin işçilerle görüşme yaptığı gün iplerin de koptuğu gün oldu. Biz taleplerimizin karşılanacağını beklerken, adeta bizle alay eder gibi davrandılar. Aynı hikâyeleri tekrarlayıp sözleşmede herhangi bir değişiklik yapılamayacağını söylediler. Türk Metal'in de arkasında durdular. Bunun üzerine eylemler yoğunlaştı sonunda da işi tamamen durdurduk. Yaptığımız eylemin sonunda, şu an bir dinlenme ihtiyacı var. O yüzden doğrusu biraz işleri yavaştan aldık. Ama bize verilen sözlerin yerine getirilmemesi durumunda yeniden eylemler olacak.

Renault'dan bir işçi

 

Kavgamız ekmek kavgası

Ford Otosan, çalışanların bir korku duvarı içinde, patron sendika işbirliği ile hakkını arayan ve sesi çıkanın ekmeğinden olduğu bir işyeri. Her sözleşmede giderek kötüleşen sözleşmeler ve uygunsuz çalışma koşulları insanlarda öfkeyi tetikledi. Bunun üzerine üç senelik sözleşme ve Bosch'a verilenler (sürecini net bilmiyorduk) öfkeyi arttırdı.

Daha sonra Renault işçilerinin atılan arkadaşlarına sahip çıkmalarını gördüm. Üzerine Türk Metal çetelerinin işçilere saldırması ve ekmek kavgasında olan insanları terörist ilan etmesi ve bunları paylaşan arkadaşlarımızın yine Türk Metal tarafından önce taciz edilmesi sonra da ekmeğinden edilmesiyle öfke ayyuka çıktı.

Bu esnada hem dayanışma hem de Türk Metal'in fabrikamızdan silinmesi için ve ekmeğinden olan kardeşlerimizin aramıza dönmesi umudu ile Seka Park'ta toplanma kararı aldık. İlk toplantımızda yine bir ürkeklik olsa da kararlı bir kitle oluştu. Yine Türk Metal çetesi fişleme çalışmaları için etrafımızda dolanınca, artık safımızı tamamen belli ederek herkes görülebilir bir pozisyonda fişleyenlere karşı omuz omuza durduk. Ardından ertesi gün fabrika içinde toplanma ve eylem kararı aldık. Fabrika yönetimi idari izin ile kararımızı boşa düşürmeye çalıştı. Bu sefer fabrika önünde toplanma kararı aldık. Belsa önünde binler olduk ve sendikadan istifalar başladı. Bursa'da grevde olan sınıf kardeşlerimiz için Bursa'ya gidilecekti. Bunun için gönüllüler dışındaki arkadaşlarımız dağıldı. Tam yola çıkacaktık ki üretim başladı mesajları geldi. Ve yine uygunsuz bir çalışma planı dayatıldı. Bu sefer Bursa'ya gidiş iptal edilip içeri girilecek derken öncülerin de içinde bulunduğu bir bölüm yıllık izne çıkarıldı.

Bu sefer işyeri önünde eylem kararı aldık. Fakat şu gerçekti ki ilk zamanki iletişim ve kararlılık, sayımız arttıkça zayıfladı. Öfke yerini kuruntulara bıraktı. Eylem bilinci olmaması ve ne yapılacağına dair bilgi sahibi olunmaması yüzünden seçtiğimiz geçici temsilcilere yüklenildi. Kendi içimizdeki komiteler ve görevlendirmeler de çok kısıtlı kalınca kopukluklar oldu. Sürecin uzaması ve yeni ayla beraber işçinin ay sonunu zor getirdiği bir işletmede, doğal olarak kendi derdine düşmeler, çatlak sesler başladı. Fabrika yönetiminin mesaj ve tebligatları, içerdeki personele aratmaları vs. durumlar zaten saf öfke ile çıkılan yolda korkuya dönüştü. Bilanço daha çok işçinin atılması oldu. Fakat biz biliyoruz ki bu sadece birinci raund. Biz mücadelemizi devam ettirmek kararlılığı ile Birleşik Metal sendikasında birleşiyoruz. Daha bilinçli daha örgütlü ve tek ses olarak geri geleceğiz. Kavgamız ekmek kavgası. Kavgadan korkmak olmaz. Yüreğimizi ortaya koyarak hakkımız olanı alacağız. Şimdilik zafere ulaşmak için sadece bir adım geri attık.

Ford Otosan'dan bir işçi

 

Psikolojik savaş verdik

Binlerce insanın eylem alanında toplanmasının en başlıca sebebi senelerin birikimidir. Senelerce ezilen işçiler olduk. Sosyal hayatı olmayan işçiler olduk. Yıllarca süren içimizde biriktirdiğimiz haksızlıklar bir kıvılcımla herkesi yasal olan eylemimize getirmeye başladı. İşyerindeki her kademede mobbing uygulaması psikolojik travmalar yarattı bizde. Maddi zorluklarla kıt kanaat geçinmeye zorlandık. Senelerce sesimizi çıkaramadık ve bir kıvılcımla toplanmamıza sebep oldu. Oraya hiç gelemeyen işçi arkadaşlarımız değil de bizi yarı yolda bırakanlar, en başta satanlardan daha çok yaktı canımızı. Bir akvaryum vardı küçük bir çatlaktı, kapamaya başladık. Biz çok güzel bir birlik yakalamıştık. Psikolojik savaşlarla baş etmeye başladık. Kimimiz kazandı kimimiz kaybetti.

Bursa'da başlayan bu kıvılcım, bizim fabrikamıza sıçradı. En başından en sonuna kadar fabrikamızda başlayan eylemin içindeydik. Şu an bu yazıyı iki kişi yazıyoruz. Birimiz diğerimizi eyleme sonradan dahil etti. Fakat sonradan katılanımız şu anda dışarıda ve yasadışı eyleme katılıp başkalarını teşvik etmekle suçlanıyor. Bu haksızlık değil de nedir? Biz orada her türlü iftiraya maruz kaldık. Hatta fabrika işçisi olmadığımız bile söylendi. Fakat biz hepimiz Ford işçisiydik. Aramıza hiç kimseyi almadık. Bize desteğe bir sürü grup geldi. Biz onlara misafirperverliğimizi gösterdik. Fakat alanımıza kimseyi sokmadık. Yeterli sayıyı yakaladık. Ama fabrika yönetiminin her zaman yaptığı baskıdan grev alanımızda da kurtulamadık. Her gün işten çıkarılmakla tehdit edildik. Bölünmeye çalışıldık. Nitekim de etkili oldu. Çünkü büyük bölümümüz küçük şehirlerden gelen gurbetçilerdik. Yüzde doksanımız evli barklı çoluk çocuk sahibi, borcu harcı olan insanlarız.

Ford Otosan işçisi

 

Bu yolun önündeki engelleri aşmak için Birleşik Metal çatısı altında birleşmeliyiz

Şimdi ileriki sözleşmede Reno ve Tofaş gibi fabrikalar sözleşme dışı bırakılacak ve büyük bir ihtimal MESS bu mücadeleyi kendine çevirmeye çalışacak. Çünkü işçiler kararsızlık içinde ve bölünmüş durumdalar. Tofaş'ın Çelik-İş'e kayması MESS ve işveren için olumlu bir durum. Tofaş işçileri en az geleceklerini 6 yıl ipotek altına alacaklar. Bu konudaki Türk Metal'in açıklamaları doğru. Fakat bu iki sendika da işçilerin hiç bir isteğine yanıt verecek durumda değil. Bir an önce DİSK Birleşik Metal'de birleşip önce sınıf mücadelesi verilmeli ancak bu şekilde işçi sınıfı sürekli kazanımlar elde edebilir. Aksi halde verilen tepkiye göre bir seferlik kazanımlar elde edilir. Örgütsüz ve kendiliğinden bırakılan işçi sınıfı, Çelik-İş gibi sarı sendikalara umut bağlayabilir. Asıl önemli olan bu metal grevinden sonra ki işçi sınıfının gideceği yoldur. Bu yolun önündeki engelleri aşmak için ise Birleşik Metal çatısı altında birleşmeliyiz.

Bosch'tan bir işçi

 

Türk Traktör’de sendika şart

12 gün boyunca patrona ve Türk Metal’e karşı büyük bir kararlılıkla karşı durduk. Her ne kadar istediğimiz sonucu alamasak da grevin kazanımlarının büyük olduğunu düşünüyorum. En başta başımızdaki sendika görünümlü çeteden kurtulduk. Şimdi hiç vakit kaybetmeden temsilcilerimizi kendimizin seçebileceği sendikaya geçmeliyiz. Duyumlarımıza göre fabrika yönetimi çok fazla sayıda işçiyi işten çıkarmayı planlıyor. Grevde temsilciliğimizi yapan arkadaşlarımızı şimdiden kapının önüne koydular bile. Birçok arkadaşımızı da ücretli izine çıkardılar. Hem işine son verilen arkadaşlarımızı tekrar işe aldırmak için hem de daha çok arkadaşımızın işten atılmasını engellemek için tekrar birliğimizi sağlamak zorundayız. Bunun tek yolu ise patronun değil bizim çıkarlarımızı savunacak bir sendikanın fabrikamızda olması.

Ankara Türk Traktör’den bir işçi

 

Üzerimizde büyük baskı var

Grevin sona ermesinden hemen sonra yönetim üzerimizde büyük bir baskı kurdu. Grevden sonraki ilk gün arkadaşlarımızı işten attılar. Karşı çıkalım dedik vardiyaları ayırdılar, fabrikanın önüne polis yığdılar. Patron bizzat kendisi bantlarda dolaşıyor günlerdir. Aramızda konuşmamız bile neredeyse imkansız hale geldi. Türk Metal temsilcileri de bir yandan telefonla tehdit ediyor bazı arkadaşlarımızı. Güya Tofaş’taki anlaşmanın aynısı bizde de uygulanacaktı. Sözlerinde durmadılar. Yazılı bir anlaşma yapmamamız hataydı.

Ankara Türk Traktör’den bir işçi

 

Bursa Metal İşçilerinin Yaktığı Ateş Manisa'ya Sıçradı


Bursa'daki metal işçilerinin, kötü çalışma koşullarına, düşük ücretlere ve bu duruma neden olan işbirlikçi Türk Metal Sendikasına karşı başlattığı isyan ateşi Manisa'da da karşılığını buldu. Bursa'da başlayan bu öfke, dalga dalga ülkenin tüm organize sanayilerine yayıldı. Kısa sürede Kocaeli, Gebze, Ankara, İzmir başta olmak üzere tüm sanayi havzalarında karşılığını buldu. 

Bursa işçisinin yaktığı isyan ateşi geç de olsa Manisa'da da karşılığını buldu. Uzun süredir hem MESS'le yapılan toplu sözleşme koşullarına hem de sendikanın baskılarına, anti-demokratik tutumlarına karşı büyük bir öfke biriktiren Manisalı metal işçileri kendi talepleri ile Türk Metal Sendikasının kapısına dayandı. 

Önce İndesit işçileri ilkinde 60, ikincisinde 70 kişilik gruplarla sendikanın kapısına dayandılar, sendikayı mücadeleye çağırdılar. Aynı gün ECA işçileri de ( Elba ve Valf işçileri ) 160 kişilik bir grupla sendikanın kapısına dayandı ve sendikayı mücadeleye çağırdı. Sendikaya bir haftalık süre veren metal işçilerinin taleplerinin temelinde Renault işçilerinin kazandığı haklar var.

Manisa’dan bir metal işçisi