Muğla’dan direniş ezgisinin günlüğü

Taksim Gezi Parkıyla tüm Türkiye’ye yayılan direnişin sesi Muğla’da da gün geçtikçe artıyor, olgunlaşıyor, her yeri ele geçiriyor.

31 Mayıs Cuma günü KESK Muğla Şubesi’nin çağrısıyla saat 19.00’da Sınırsızlık Meydanı’nda yapılan basın açıklamasına katılım oldukça az olmasına karşın sendika yöneticilerinin yaptığı etkili konuşmalarla bu sayı gittikçe arttı. Etkinliğin sonlanmasıyla herkes dağılmıştı ki, birkaç saat içersinde önce yine bu noktada ve sonraki saatlerde Facebook’tan açılan birkaç grup sayfasından hareketle toplanan yüzlerce üniversiteli genç, Marmaris yolunu kapatarak barikatlar kurdu ve ateşler yaktı. Polisin yoğun biber gazı sıkmasıyla çevreyolundan saatler boyunca araçlar geçemez hale geldi, yollar adeta savaş alanına döndü. Yol kenarlarındaki tarlalara kaçmak zorunda kalan gençlerden onlarcası polisin şiddetine maruz kaldı ve gözaltına alındı.

Hafta sonu ise erken saatlerde Sınırsızlık Meydanı’nda toplanan yüzlerce insan hep bir ağızdan ortaklaşmış bir slogan olan ‘Hükümet İstifa’yı dile getirdi. Yürüyüş gerçekleşmedi, ancak gece geç saatlerde alkol yasağını protesto etmek için sokaklara çıkan örgütsüz kimi genç gruplar alkol içme eylemi yaptıktan sonra AKP Muğla İl Binasına gitmek isteyince polis ağır şiddet uyguladı ve yaralananlar oldu.

Pazar ve pazartesi gecesi ise diğer günlere göre kitlenin sokaklarda azaldığı görüldü, ancak kimi saatlerde pek çok binadan öğrenciler ışık kapama-tencere vb. eylemlilikler gerçekleştirdi.

KESK tarafından daha önce 5 Haziran 2013 tarihinde gerçekleştirilmesi planlanan grevin, Taksim direnişi ile dayanışmak amacıyla 4-5 Haziran olmak üzere 2 güne çıkarılmasına müteakip KESK Muğla Şubesi tarafından Muğla Sınırsızlık Meydanı’na 4 Haziran saat 12.00’de grev çadırları, imza stantları kuruldu. Birkaç saat içinde bu eylem alanına sığmayan kitle akşam saatlerinde ise trafiği kapattı ve uzun bir yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşün her metresinde daha da artan kitlede ortak sloganlar daha istikrarlı atıldı, heyecan, coşku her dakika arttı. Sınırsızlık Meydanı ilk kez bu kadar kitlesel, bu kadar coşkuluydu. Tek tek eylem alanına gelenler, artık arkadaşlarını da getiriyor. Aileler çocuklarıyla eylem alanında gece geç saatlere kadar duruyordu.

Ancak son birkaç gündür kitledeki en büyük huzursuzluk bir üniversite öğrencisinin CHP’nin Muğla Belediyesi’nin suyu biten bir TOMA’ya su depolaması anını fotoğraflayıp sosyal medyada paylaşmasıydı. Gerilime yol açan bu durum karşısında CHP’li Belediye Başkanı acilen açıklama yapıp bir daha böyle bir şey yapmayacaklarını açıklamak zorunda kaldı.

4 Haziran gecesi grev çadırlarında nöbet tutuldu, eylem alanının temizliği dahi öğrencilerin belediye emekçilerinin ellerinden aldığı süpürgelerle gönüllü yapıldı. 5 Haziran ise genel grevin artık daha olgunlaştığı bir gündü. Eylem alanında yavaş yavaş ekonomik talepler içeren dövizler asılıyor, daha yapıcı sloganlar hep bir ağızdan atılıyor. Akşam saatleri en kalabalık halini alan kitlenin sayısı 2000’ni geçmişti. Yine bir yürüyüşle direniş taçlandırıldı, kitlenin sayısı 4000’ni buldu. Fakat TGB’nin ısrarla siyasi bir slogan olarak ‘Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’ vb. sloganları atıp kitlenin bilincinde bulanıklık yaratması ve yine TGB’nin Hatay’da direnişte katledilen Abdullah Cömert’in TGB üyesi olmasından ötürü eylemi TGB propogandası haline getirmeye çalışması, İstiklal Marşının adeta saat başı bir slogan misali kitleye söylettirilmeye çalışılması, eyleme alkol alarak gelen fakat grev çadırına bile uğramayan kimi üniversiteli öğrencilerin yarattığı atmosfer vb. durumlar eylemin olgunlaşmasına ket vuracak sebeplerden yalnızca birkaçıydı. Sosyalist partiler, sendika yöneticileri ise bu ve benzeri durumlar için birtakım önlemler almak zorunda kaldı, kitlenin eylemlere alkollü gelen kesimlerine özellikle bu konuda titiz uyarılar yapıldı.

5 Haziran genel grevi saat 17.00’de sona erdi, eylem malzemeleri toplandı sendikalara götürüldü birisi hariç: grevde kullanılan çadırlar. Grev çadırları direniş çadırlarına dönüştürüldü, Sınırsızlık Meydanı’ndan dövizler, afişler, yazılamalar olduğu gibi duruyor ve gece nöbetleriyle eylem alanı korunuyor, devrimcileri tespit edip gözaltına almaya kararlı sivillerin dışında üniformalı polisler artık Sınırsızlık Meydanında görünmüyor. Bu Muğla halkı için önemli bir kazanım, şimdi mücadeleyi olgunlaştırma, süreklileştirme zamanı!