Beylikdüzü Meydanı’nda isyan ve devrim tartışıldı

Beylikdüzü Dayanışmasının Beylikdüzü Özgürlük Meydanı’nda düzenlediği "Mısır, Ortadoğu halk hareketleri ve Gezi" konulu panelinin konukları Mustafa Yalçıner ve Sungur Savran'dı. Yaklaşık olarak 250 kişinin katıldığı panelin başında Gezi şehitlerinden Ali İsmail Korkmaz ve Abdullah Can Cömert'in aileleriyle görüşmeler yapıldı. Telefonla yapılan görüşme ses düzeni aracılığıyla tüm katılımcalara dinletildi. (Konuşmaları izlemek için tıklayın)

Ali İsmail Korkmaz'ın ailesi görüntülerde olan kişilerin kimliklerinin hala tespit edilemediğinin ve bu tavrın onları artık farklı fikirlere itmeye başladığını şu sözlerle dile getirdi: " Görgü tanığının ifadelerinde ordaki kişilerin ellerinde jobmyüzlerinde maske vardı ve Ali'yi dövenler hala bulunamadı Benim kardeşim kimseye birşey yapmamıştı" Ali’nin mücadelesini anlatan ve onunla gurur duyduklarını söyleyen ağabeyinin konuşması " Hepimizi Ali'yiz öldürmekle bitmeyiz!" sloganlarıyla kesildi. Daha sonra telefon bağlantısı yapılan Abdullah Can Cömert'in ailesi ise tam o sırada eylemde olan arkadaşlarının yanına gitmekteydi .

 "Buradaki insanlar demokratik eylem hakkını kullanmaya çalışıyor. Ancak polis izin vermiyor. Sanırım başkalarının da ölmesini istiyorlar. Artık kimse ölmesin" sözleriyle kendini ifade etti . Sungur Savran ve Mustafa Yalçıner Beylikdüzü adına bu olayın burada kalmayacağını ve şehit olan kardeşlerimizin bizlere ışık tutacağını söyledi. Sungur Savran aynı zamanda " İşçi emekçi sınıfı, bütün şehit kardeşlerimizin hesabını soracak göreceksin" diyerek konuşmayı sonlandırdı.

Panelde ilk söz hakkını kullanan Mustafa Yalçıner Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’de mücadelede ölen 5 canımız hakkında “onlar polise karşı şiddet kullandı” sölerini aktardıktan sonra Erdoğan’ın bu sözleriyle Mısır’da Mursi yanlılarına verdiği desteğin çelişkili olduğunu Mısır’da Mursi yanlılarına halk derken kendi vatandaşını halktan saymayarak zulüm ettiğini savundu. Mısır’da devrimden sonra tekrar askerlerin başa geldiğini söyleyen Yalçıner, aynı akıbete uğramamak için örgütlenmek ve halkın iktidarını kurmak gerektiğinin altını çizdi. Daha sonrasında ise artık farklı görüşteki insanların birbirini anlama yoluna girmesi gerektiğini ve birbirini kabullenmesini istedi.

Daha sonra konuşan Sungur Savran arkasındaki "Çapulcu Meydanı" yazılı pankarta itafen "Arkadaşlar bu ne güzelliktir. Beylikdüzü çapulcularına selam olsun. Büyükçekmece çapulcularına, Mimarsinan çapulcularına selam olsun . Bütün çapulculara merhaba ..." diyerek sözlerine başladı. Savran Gezi ile başlayan halk isyanında insanların nasıl tek yürek milyonlarca ayak olduğunu ve bu olayın aslında daha yeni başladığını belirtti. Tunus ve Mısır devrimlerinin ardından mücadelelerin Yunanistan ve İspanya başta olmak üzere İtalya, Fransa ve Portekiz’e de yayılmasıyla Akdeniz’in bir devrim havzasına dönüştüğünü söyleyen Savran, uzun bir bekleyişin ardından 31 Mayıs’le birlikte yükselen halk isyanıyla Türkiye’nin de bu devrimci havzaya katıldığını vurguladı. İsyan ve devrimlerin iç dinamiklerine vurgu yapan Savran, mücadelenin çeşitli iniş çıkışlar gösterebileceğini ama mutlaka yeniden halkın ayağa kalkacağını vurgulayarak sonbaharla birlikte üniversitelerin açılacak olmasına ve ekonomik kriz karşısında işçi sınıfının da isyana katılma potansiyeli göstermesine dikkat çekti. İnsanların coşkularının sönmemesi gerektiğini söyleyerek mücadelenin somut ihtiyaçlarına değinen ve öneriler yapan Savran, bu birlikteliğin artık Forumlarda temsilciler heyeti kurarak örgütlenmesi gerektiğini söyledi.

Mısırdan bizlerin ders alması gerektiğini ve 2011 Mısır devriminin emperyalist güçlerin oyunu olmadığını vurgulayan Savran, Ortadoğu’da emperyalizme karşı mücadelenin baş gündem olduğuna kuşku olmadığını ifade etti. Tartışmalar sırasında ifade edilen ulusalcı fikirlere karşı Sungur Savran bir enternasyonalist olduğunu ve Türk’ün ulusal değerleriyle övünmesi ne kadar hak ise Kürdün de aynı haklara sahip olduğunu vurgulayarak birleştirici olanın enternasyonalizm olduğunu Ortadoğu’da ise tek alternatifin tüm halkların mücadelesini ortaklaştıracak bir Ortadoğsu Soyalist Federasyonu olduğunu ifade etti. Gecenin ilerliyen saatlerine kadar sözlerin alındığı etkinlik "bu daha başlangıç mücadeleye devam " sloganları eşliğinde sona erdi .