Gençlik mücadeleyi yükseltiyor: Kahrolsun istibdad, yaşasın hürriyet!

HAYIR’ın sesi İTÜ’de de yükseliyor!

Tüm yurtta olduğu gibi biz de İTÜ öğrencileri olarak istibdada karşı HAYIR sesini yükseltiyoruz. Bütün baskılara rağmen okulda HAYIR koşuları düzenliyor, ardından yapılan forumlarda gelecek mücadelelere dair planlar yapıyoruz. Referandumda sandıktan ne çıkarsa çıksın istibdada karşı mücadelenin 16 Nisan’dan sonra da devam edeceğini vurguluyoruz. Bunlarla da yetinmiyor, İTÜ öğrencileri olarak kampüs sınırlarını aşıyor komşu mahallelerin emekçi halkıyla buluşup HAYIR’ı büyütüyoruz.

Tabii bu mücadelenin karşısında AKP’nin taşeronluğunu yapan İTÜ Rektörlüğü, ÖGB ve polis eliyle bizleri baskı altına almaya çalışıyor. KHK’lar ile akademisyenlerin ihraç edilmesine karşı basın açıklaması yaptığımız için soruşturmalar açıyor. HAYIR koşularımızı engellenmeye çalışıyor. İTÜ yönetimi bir yandan HAYIR’ı susturmaya çalışırken diğer yandan gizli kapaklı organizasyonlarla AKP’li vekilleri okula sokuyor. Ancak baskılarla ve soruşturmalarla öğrencileri sindireceğini zanneden rektörlük her seferinde daha büyük bir tepkiyle karşı karşıya kalıyor.

İTÜ öğrencisi istibdada boyun eğmeyeceğinin sinyallerini çoktan verdi. Şimdi mesele kampüslerde büyüyen mücadeleleri emekçi halkın mücadeleleriyle birleştirmekte. Sınıfımız bir mücadelemiz de bir olacak! Kahrolsun istibdad, yaşasın hürriyet!

İstanbul Teknik Üniversitesi'nden DİP'li Öğrenciler

MSGSÜ üniversiteye yönelik saldırılara HAYIR diyor!

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi geçen seneden beri üniversiteyi üniversitenin öğrencisinden, akademisyeninden, emekçisinden “korumaya” yönelik güvenlik önlemleri ile ifade ve örgütlenme özgürlüğünün kısıtlandığı okullardan biri. OHAL'in ilanı ile birlikte KHK'larla iş güvencesinin ve akademik özgürlüğün ayaklar altına alınması üniversiteyi baskı altına almanın aracı iken, MSGSÜ'de üniversitenin tüm bileşenleri buna karşı direnç gösteriyor. Akademisyenlerin ve öğrencilerin dönem boyunca birlikte düzenledikleri forumların ardından yüzlerce kişinin katılımıyla büyük bir “Akademiyi Savunuyoruz” etkinliği gerçekleştirildi. KHK sopasına karşı üniversitenin biat etmeyeceğini beyan eden öğrenciler ve akademisyenler, forumlara ve etkinliklere devam ediyorlar.

Üniversitede mücadelenin bir diğer ayağı da yönetimin, öğrencilerin HAYIR faaliyetlerini Yüksek Seçim Kurulu'nun seçim yasaklarını okulun her yerine asarak engellenmeye başlaması ile yükseldi. Birçok üniversitede başkanlık yanlıları rahatlıkla faaliyet yürütürken ve AKP'liler panellere gelebilirken, HAYIR diyenlerin sesinin kısılmasının karşında öğrenciler bir araya gelerek bir forum düzenlediler.

Şimdi MSGSÜ'nün bütün dersliklerinde, koridorlarında, Bomonti'nin kantininden Fındıklı'nın rıhtımına; baskılara, yasaklara karşılık HAYIR sesi yükseliyor. MSGSÜ öğrencileri iş güvencesinin yok edilmesinden, yemekhane zamlarına sorunlarını çözmek için bir araya geliyor; KHK'lara, tüm yasaklara ve baskılara, üniversiteye yönelik saldırılara HAYIR diyor!

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden DİP’li Öğrenciler

İstibdadın sopası İÜ'den dışarı!

İstanbul Üniversitesi'nde, istibdadın sopası işlevi gören polis hamiliğindeki faşist güruhlar HAYIR'ın sesini yükselten öğrencilere saldırıyor. Fakülte ve kütüphane çıkışlarında istibdada karşı mücadele eden devrimci öğrencilere pusu kurup saldıran bu alçaklara, rektörlük ise hizmette sınır tanımıyor. HAYIR afişlerine, bildirilerine, etkinliklerine OHAL bahanesiyle izin vermeyen üniversite yönetimi 21 Mart'ta üniversitede etkinlik yapması için ülkü ocaklarını adeta buyur etti. Aynı gün valilik kararıyla, Hukuk ve İktisat Fakültesi dışındaki fakültelerden öğrencilerin iki gün Merkez Kampüs'e girişi engellendi. Ama üniversite öğrencisi bile olmayan faşistler rahatlıkla okula girebildi.

Devrimci öğrencilere saldıran faşist çetelere verilen bu desteğin, istibdad cephesinin halkı kardeş kavgasıyla tehdit etme taktiğinin bir sonucu olduğunun bilincindeyiz. Sermayenin ve emperyalizmin çıkarları için kardeş kavgası peşinde koşanlara izin vermeyeceğiz. İstibdadın sopası faşist çetelere karşı işçi ve emekçilerin çıkarları doğrultusunda, emperyalizme ve sömürüye HAYIR diyerek kardeşleşecek, üniversitemizde hürriyet mücadelesini yükselteceğiz.

İstanbul Üniversitesi'nden DİP'li Öğrenciler

İstibdadın faşist sopasını Osmangazi’de kıracağız

Geçtiğimiz hafta, şehir merkezinde HAYIR çalışması yürüten Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nden (ESOGÜ) öğrenciler faşist çeteler tarafından hedef alındı. Öğrencilerin yoğun olarak yaşadığı Bağlar semtine gelen çeteler satır ve sopalarla öğrenci avına çıktılar. Tespit ettikleri öğrencilerin evlerinin önüne gelerek tehditler yağdırdılar. Ertesi gün ise okul içerisinde Kürtçe konuştukları gerekçesiyle bir kadın ve bir erkek öğrenciye saldırıp hastanelik edene kadar darp ettiler. Bizler, yani ESOGÜ’de okuyan devrimci öğrenciler bu duruma hiç yabancı değiliz. Devlet eliyle korunan bu çeteler yıllardır devrimci öğrencilere baskı uyguluyor. Fakat bu baskılar her dönem güçlerin birleştirilmesiyle, devrimci öğrencilerin birliğiyle kırılıyor. Görünen o ki bu dönem de birliğimizi korumamız gerekiyor. İstibdadın faşist sopasını kırmak için bu bir gerekliliktir. Güçlerimizi birleştirip istibdada karşı hürriyeti savunacağız. İstibdadın faşist sopasını ESOGÜ’de kıracağız!

Osmangazi Üniversitesi'nden DİP'li Öğrenciler

Hürriyet saflarını sıklaştıralım

Uzun süredir istibdadın hedefinde olan ODTÜ’ye atanan rektör, güvenlik tedbirleri adı altında OHAL’i üniversiteye taşımaya çalıştı. Öğrencilerin yaptığı etkinliklere türlü engeller koymak için uğraştı. Geçtiğimiz günlerde ise üniversitede yapılan bir forumda, ODTÜ’yü de kapsayan bir KHK çıkması durumunda ne yapacağı sorusuna ısrarla cevap vermekten kaçındı. Zaten Erdoğan’ın atadığı bir rektörün bu soruya verecek cevabı olamazdı. ODTÜ öğrencilerinin ise bu soruya vereceği cevap çok açıktır: istibdada karşı mücadele!

Bizler hem üniversitemizde baskılara karşı mücadele etmeye hem de diğer üniversitedeki arkadaşlarımızla dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz. Gençlik olarak hem sandıkta HAYIR demeli hem de sonrasında akademisyenlerle, üniversite emekçileriyle, işçi sınıfıyla omuz omuza, geleceğimize, özgürlüğümüze tehdit olan istibdad rejimine karşı mücadele etmeliyiz, hürriyet saflarını sıklaştırmalıyız!

ODTÜ'den DİP'li Öğrenciler

Gücümüz birliğimizden gelir

OHAL ile birlikte üniversitelerdeki baskılar büyük bir artış gösterdi. Anadolu Üniversitesi’nde de ÖGB ve polis muhalif öğrencilerin her türlü faaliyetine engel olmak için elinden geleni yapıyor. Bununla birlikte rektörlük de hukuksuz soruşturmalar açarak bizi yıldırmaya çalışıyor. Örgütlülüğümüz ve birlikte mücadelemiz, önümüze koyulan engelleri aşmak için tek yol. Bunun en güzel örneğini 15 Şubat günü önümüze kurulan barikatı yardığımızda gördük. 7 Şubat günü yayınlanan KHK ile okulumuzdan ihraç edilen hocalarımızla vedalaşmak için 15 Şubat günü Hukuk Fakültesi önünde toplandık. Hukuk Fakültesi’nden ihraç edilen hocalarımızla vedalaştıktan sonra diğer fakültelere doğru yürüyüşe geçerek vedalaşmamızı tamamlamak istedik. Bize yürüyüş yapamayacağımızı söyleyen ÖGB önümüze barikat kurdu. Bizler de hocalarımızla birlikte yürüyüşümüzü sürdürme kararı aldık. Bu doğrultuda önümüze kurulan ÖGB barikatını yararak vedalaşma etkinliğimizi planladığımız şekilde tamamladık. Şimdi ise önümüzde referandum süreci var. HAYIR çalışması, gerek devlet eliyle gerek faşist çeteler aracılığıyla bastırılmak isteniyor. Bizim ise bu baskıları kıracak örgütlülüğümüz mevcut. Referandumu örgütlerken de, sonrasında da bu örgütlülük bilinciyle hareket etmek elzemdir. İstibdadı yenmek ve hürriyeti yükseltmek için hep birlikte mücadeleye!

Anadolu Üniversitesi’nden DİP’li Öğrenciler

Bu yazılar Gerçek Gazetesi'nin Nisan 2017 tarihli 90. sayısında yayınlanmıştır.