Çık bakalım, çık bakalım, NATO’yu bırak bakalım!

 

Türkiye hükümetinin, uzun menzilli hava savunma füzesi satın alımı için açtığı ihaleyi Çinli firma kazandı. Çinli firma ile birlikte İtalyan-Fransız ortaklığında bir konsorsiyum ile ABD ve Rus firmaları da ihaleye girmiş, ancak Çin’e en yakın teklifi veren İtalyan-Fransız firması 900 bin dolar daha pahalı bir öneride bulunmuştu. Fiyat farkının dışında, Çinli şirketin ortak üretim ve üretimde yüzde 30 yerli katkı önerilerinin de Çin füzelerinin tercih edilmesinde etken olduğu belirtiliyor.

Bu kararla birlikte başta ABD olmak üzere Batılı emperyalist ülkeler tepkilerini yükseltmeye başladı. Çinli şirket özellikle Suriye, Kuzey Kore ve İran’a yaptığı satışlar dolayısıyla ABD tarafından kara listeye alınmış durumda. NATO Genel Sekreteri Rasmussen, füzelerin NATO sistemlerine uyumu konusunda endişe duyduklarını ifade etti. Emperyalizmin sözcüleri ayrıca Çin füzelerine yüklü casus yazılımların NATO sistemlerine ilişkin bilgi toplama işlevini görebileceği kaygısını dile getirdiler. En net tepki ABD büyükelçisi Ricciardone’den geldi. Ricciardone Çin’le yapılan füze anlaşmasından endişe duyduklarını söylemenin yanı sıra ABD’nin Türkiye’deki askeri yatırımlarını gözden geçirecekleri konusunda üstü kapalı bir tehditte bulundu. Daha sonra ABD’nin bu tehdidinin ilk başta TSK’nın kara ve hava kuvvetlerinde önemli rol üstlenen Sikorsky helikopterleri ile F-16 savaş uçakları ile ilgili projeleri de kapsayacağı ifade edildi.

ABD’nin tehditleri Türkiye’deki kadim NATO muhiplerini harekete geçirdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu,  Türkiye’nin NATO üyesi olduğunu hatırlatarak, Türkiye’nin NATO’dan gelen tepkileri karşılamak ve telafi etmek zorunda olduğunu belirtti. Amerikan emperyalizmi ve İsrail Siyonizmi ile yakınlığı bilinen Fethullah Gülen’in gazetesi Zaman’da da füze ihalesine kuşku ile yaklaşan, NATO ve ABD ile ilişkileri bozmama uyarılarında bulunan yazılar yayınlandı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül henüz kesinleşen bir şey olmadığını söyleyerek emperyalist merkezleri teskin etmeye çalışsa da Savunma Bakanlığı ve bizzat Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarında Çinli şirketle yapılan anlaşmanın epey ilerlediği, ancak Çinli şirketin vazgeçmesi ya da füze sisteminin NATO sistemlerine uyumsuzluğu durumlarında anlaşmanın bozulacağı açıklandı.

Çin’den füze sistemi almak bir bağımsızlık gösterisi olarak lanse ediliyor. Oysa Başbakan’ın bu sistemin NATO ile uyumlu olmasını bir koşul olarak kabul etmesi bağımsızlık söyleminin içinin boş olduğunu göstermektedir. NATO’ya uyumlu Çin malı füzeyle bağımsızlık olmaz! NATO sistemlerine uyumlu olmanın tercümesi söz konusu silahların NATO üyesi devletlere ve İsrail’e karşı kullanılamamasıdır. AKP ve Tayyip Erdoğan halkı emperyalizme kafa tuttuklarına inandırmak mı istiyorlar? Kolayı var: NATO’dan çıkarsınız olur biter! Öyle “one minute” değil, “forever”(sonsuza kadar)!

Diğer yandan ABD ve NATO’dan gelen tehditlerin sözcülüğüne savunanlar da (CHP, Gülen cemaati vb.) AKP karşısındaki muhalefetin gerçek bir alternatif olmadığını ve emperyalizmin kulvarında koştuğunu bir kez daha göstermiş oldular. 

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Kasım 2013 tarihli 49. sayısında yayınlanmıştır.