Başyazı: OHAL'i işçi sınıfı kaldırır

15 Temmuz darbe girişiminin ardından 20 Temmuz'da ilan edilen OHAL'in bir senesi doluyor. Bu tarih yaklaşırken bir kez daha Bakanlar Kurulu OHAL'in devam edip etmeyeceğini görüşecek. Erdoğan Mayıs ayında TÜSİAD toplantısında "her şey huzura refaha kavuşmadan OHAL'i kaldırmayacağız" demişti. Belli oldu: Erdoğan 16 Nisan'da atı alıp Anayasa'yı Üsküdar'a kaçırmıştı ya. Şimdi yeni değişikliklerin tamamen yürürlüğe girmesine, yani OHAL'in memleketin kalıcı rejimi haline getirilmesine kadar OHAL'i sürdürmek isteyecekler.

Bir yıllık deneyim ise OHAL kalkmadan emekçi halkın huzura da refaha da kavuşamayacağını gösteriyor.

Peki, OHAL nasıl kalkabilir?

Patronlar rica ediyor, istirham ediyor, zaman zaman endişelerini dile getiriyor. Yurtdışından yatırım çekebilmek için hukukun üstünlüğüne, OHAL'in kaldırılmasına ihtiyaç var diyorlar. Erdoğan'ın cevabı açık: "Neyiniz eksik, OHAL patronların önünü açıyor!" Yalan değil. 

Patronlar eninde sonunda, yasaklanan grevler ve kesilmeyen devlet ihaleleri dolayısıyla, milletin kaynaklarını Varlık/Vampirlik Fonuyla sömürebildikleri için iktidara ve OHAL'e minnettarlar. Zılgıtı yiyince gerisin geriye yerlerine oturuyorlar. Her zaman yaptıkları ve en sevdikleri işi yapmaya devam ediyorlar: para saymaya! 

OHAL'in ricayla minnetle kalkmayacağı ortada. OHAL'i kaldıracak, istibdadı yenilgiye uğratacak güç ise derinden ama emin bir şekilde işçi sınıfının bağrında birikiyor. Geçtiğimiz seneye bir baktığımızda yasaklanan grevler kadar grev yasağına karşı direnişleri de görüyoruz. EMİS patronlarına karşı yapılan grev yasaklandığında, mücadeleyi fabrika içine taşıyan, patronlara "grev yasaklansa da hakkımızı almadan size huzur yok" diyen metal işçileri önemli bir yolu açtı. Açılan bu yoldan Şişecam işçileri de yürüdü. Petkim işçileri de arkadan geldi. 

Aslında OHAL'in ilk gününden beri işçiler direniyordu. OHAL ilan edildiğinde Avcılar belediyesi işçileri direnişteydi. OHAL gerekçesi ile engellemek istediler, direniş devam etti. Pek çok fabrika ve işyerinde sendikal mücadeleler OHAL'e rağmen sürdü. Bugün de Form Mukavva işçileri grev yapmaya, kayyım tarafından işten atılan Orkide işçileri direnmeye devam ediyor. Taşeron işçileri Çapa Tıp Fakültesi'nin önünü mesken tutarak hak aramayı, ihraç edilen KESK'liler meydanlarda oturma eylemleriyle haklılıklarını haykırmayı sürdürüyor.  Her yeni ihraç, okulların ve fakültelerin önünde istbdada karşı hürriyet gösterilerine dönüşüyor!

Büyük zaferler mi elde edildi? Belki hayır. OHAL'e rağmen önemli kazanımlar elde edildi mi? Kesinlikle evet! İşçi sınıfı ve emekçiler yürünecek yolu gösteriyor. Patronların önünü açan, işçinin önüne baraj olan OHAL'de şimdilik küçük gedikler açıyor. Grev yasaklandığında, grev hakkını grev yaparak olmasa da bir şekilde kendisini koşullara uyarlayıp direnerek savunuyor. Bu direnişler geleceğin Kavel’lerinin, 15-16 Haziran’larının, yeni metal grevlerinin taşlarını döşüyor.

Bırakalım patronlar rica minnet etsinler, bırakalım patron partileri kendi yollarında yürüsünler. Biz işçi sınıfının yolunda güçlerimizi birleştirelim. Mücadeleyi büyütelim. Ne 2019'un zincirli seçimlerini ne iktidarın insafa gelmesini bekleyelim, ne patronlardan ne emperyalistlerden medet umalım, işçi sınıfının gücüyle OHAL'i kaldıralım, zincirsiz bir Kurucu Meclis için mücadeleyi yükseltelim! Memlekete huzur ve refah getirelim! 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Temmuz 2017 tarihli 94. sayısında yayınlanmıştır.