Başyazı: Hükümet MESS’in ise meydanlar işçinindir!

Schneider, Isuzu, Prysmian, Ejot Tezmak, Mahle, Alstom, Bekaert… Bunlar bazı “milli” değerlerimizin adları! 29 Ocak’ta başlayan metal grevini Bakanlar Kurulu “milli güvenliği bozucu” bulmuş ve “erteleme” adı altında yasaklamıştı. Koruduğu, bu çokuluslu şirketlerdi! Tabii onların yanı sıra bazı yerli patronlar ve onların ortak örgütü olan Metal Sanayicileri Sendikası MESS idi. Gerçek gazetesi olarak bu hükümetin ancak MESS hükümeti olarak anılabileceğini söylemiştik.

12 yıllık iktidarı boyunca AKP'nin politikalarının temelinde hep işçi düşmanlığı vardı. Temsilcisi olduğu sınıfın çıkarlarına hizmet etmek için var gücüyle çalıştı. Sendikasız, kuralsız çalışma ve taşeron yaygınlaştı. Binlerce canımız iş cinayetlerine kurban oldu. Şimdi bir de elimizde kalan son iş güvencesi kırıntısı olan kıdem tazminatına da göz dikmiş durumdalar. Kamu emekçilerine zaten tanımadıkları grev hakkını, işçiler için de "erteleme" adı altındaki yasaklarla gasp ettiler. Kendi içlerindeki yarıklarla baş etmeye çalışırken patronlara en iyi seçenek olduklarını ispat etmenin yolu olarak işçilere, emekçilere, ezilenlere saldırıyorlar. Tayyip Erdoğan en son Türkiye’yi bir anonim şirket gibi yönetmek istediğini söyledi. Şirket dediğin, sürekli olarak bütün maliyetleri düşürmeye çalışır. Elinde olsa işçiyi açlığa talim ettirir. Devleti işte öyle yönetmek istiyormuş. İşçi düşmanlığının itirafı!

Savaşta kazanmak için düşmanın zayıf olduğu anda harekete geçmek gerekir. AKP kendi içinde birbirine düşmüş durumda.  Önümüz 1 Mayıs. İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü.  1 Mayıs meydanlarını işçi sınıfının gelecekteki zaferlerinin ilk taşının konulacağı alanlara çevirelim. Taleplerimizi güçlü bir şekilde haykıralım, MESS hükümetine ve onun temsil ettiği sermaye düzenine karşı sesimizi yükseltelim 1 Mayıs'ta.

Bu düzene karşı mücadele tek bir güne sığmaz elbette. Onlar sendikalaşmayı engellemeye çalıştıkça sendikalarımızda örgütlenelim. Sendikal barajları yıkalım. Grev hakkımıza el uzattıklarında işgallerle cevap verelim. Taşerona karşı mücadele bayrağını her gün biraz daha yükseltelim. Sallanmakta olan AKP'yi iyice zayıflatmak için, sendikal barajlarla birlikte seçim barajlarını da yıkmak için önümüzdeki seçimlerde oyumuzu HDP'ye verelim. Bunu yaparken gasp edilen haklarımızı geri almak, Soma'da, Ermenek'te, Torunlar'da ve başka iş cinayetlerinde ölen kardeşlerimizin hesabını sormak, taşerona karşı güvenceli kadro, işsizliğe karşı çalışma hakkı talebimizi savunmak için bağımsız İşçi Emekçi İnisiyatifleri’nde birleşelim!

1 Mayıs'ta ve seçimlerde MESS hükümetine karşı işçi sınıfının yumruğunu masaya vuralım! Şimdi zamanıdır! 

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Nisan 2015 tarihli 66. sayısında yayınlanmıştır.