16 Nisan’dan sonra ekonomik krize randevu

kriz

Bazı ekonomik veriler var ki, 16 Nisan ile ilişkilendirildiğinde kafalarda soru işaretleri yaratıyor.

· ABD Merkez Bankası Federal Reserve 15 Mart’ta faiz oranını çeyrek puan arttırarak yüzde 1’e yükseltti. Böyle durumlarda doların kurunun bizim gibi ülkelerde bir artış göstereceği biliniyor. Ama ne oldu? Dolar Türk lirasına karşı 15 Mart’tan birkaç gün önce 3,75 dolaylarına yükselmişken 15 Mart’ı izleyen iki gün içinde 3,60’a kadar düştü. Neden olağan davranışın dışında bir ekonomik gelişme görüldü? Cevabı açık değil ama çok büyük olasılıkla piyasaya devlet eliyle ek dolar çıkarıldığı için. Peki nereden geliyor bu dolarlar? Bir kısmı, yaklaşık bir milyar dolar, 10-17 Mart haftası Merkez Bankası’nın rezervlerinden çıkan bir milyar dolardan. Gerisi? Ünlü Katar parasıdır muhtemelen!

· Birçok dayanıklı tüketim malında tüketim vergisi alınmıyor. Klima, buzdolabı, çamaşır makinesi, termosifon, elektrikli süpürge ve bazı küçük ev aletlerinden hiç vergi alınmıyor. Mobilyada ise ÖTV oranı yüzde sekize düşürüldü. Öte yandan, inşaatta KDV oranları, daire türüne göre kalıcı veya geçici olarak düşürüldü. Ne zaman alındı bu Bakanlar Kurulu kararı? 4 Şubat’ta. Referanduma sunulacak anayasa değişikliklerinin meclisten çıkmasından yaklaşık on gün sonra. Ne zamana kadar geçerli? Beyaz eşyada 30 Nisan’a kadar. Artık kararın neden alınmış olduğunu herkes kendine göre yorumlayabilir. Ama KDV muafiyetinin referandum tarihinden 15 gün sonra sona ermesinin bir rastlantı olduğunu düşünecek herhalde pek az saf vardır.

· Şubat başında alınan bir karar daha var. 9 Şubat’ta Resmi Gazete’de yayınlanan bir karara göre, hükümet istihdamı arttırma amacıyla yeni işe alınacak her işçinin vergisini ve SGK primlerini kendisi ödeme taahhüdü altına girdi. “Kendisi” derken, bu para işçilerin cebinden kesintilerle oluşturulmuş olan İşsizlik Fonu’ndan alınacak. Böylece hükümet bir yandan sermayeye büyük bir kıyak yaparak gelecekte de patronlar sınıfı için çalışacağını vaad ediyor. Bir yandan da bu sayede işsizliğin artışını biraz gemlemek amacı var, bunu da akılda tutmak gerekir.

Şimdi bütün bunlar gösteriyor ki, devlet gerek kamu maliyesinde ekonomiyi canlandırmak için, gerekse para politikası alanında doların kurunu denetim altında tutabilmek için bir sürü geçici önlem almış. Bunların raf ömrü 16 Nisan’ın hemen ardından sona eriyor. Şimdi soru şu: Bütün bu tedbirlere rağmen ekonomi her geçen gün kötüye gittiğine göre, bu tedbirler kaldırılınca ne olacak?

Tabii ki kriz azacak! Hazırlıklı olalım, örgütlenelim, yığınak yapalım. 

Bu yazılar Gerçek Gazetesi'nin Nisan 2017 tarihli 90. sayısında yayınlanmıştır.